Daha önce ki yazılarımızda bizleri layıkı ile temsil ettiğine inanmadığımız vekilleri, dozunu da biraz kaçırarak eleştirmiştik.
“Bu şehri temsil noktasında hiç mi olumlu şeyler olmuyor kardeşim” diyenlerinizin sesini duyar gibiyim.
Tam da bu nokta da şovmen vekilimiz Gürsel Erol’un, yerel TV kanalındaki programını izlerken Elazığ Belediye Başkanı ile ilgili haklı methiyelerine şahit oldum.
Enteresan bir şekilde şov yapmıyor ve doğruları söylüyordu.
Evet, Elazığ adına ümit var olmamızı sağlayan bir Belediye Başkanımız var; Şahin Şerifoğulları…
Kendisine hayırlı olsun ziyaretine gittiğimde, bu şehrin kurtuluş reçetesinin genç ve vizyon sahibi kişiler ile olacağını, kendisinin de genç olması hasebi ile, başarılı olması halinde siyasette artık gençlerin önünün açılacağını söylemiştim.
Yalakalardan ve yalakalıktan nefret eden biri olarak, büyüklerimizin dediği gibi “marifet iltifata tabidir” düsturu ile bu yazıyı yazma kararı aldım.
Başlığımızdaki canavar ibaresini olumlu anlamda attık, yazımız ilerledikçe bunu daha iyi anlayacağız.
Şahin Şerifoğulları AK Partiden Belediye Başkan adayı olduğu zaman deve dişi rakipleri vardı. Kendisine Ak Partinin adayı olabilme ihtimali verilmiyordu.
Zira Rakiplerinin çoğu mühendis veya şehircilik noktasında tecrübeli kişilerdi.
Ak parti “Belediye Başkan Adayımız Şahin Şerioğulları” dediğinde, “ Eyvah Elazığ hapı yuttu, Ak Parti Elazığ da yine çuvalladı, gerçekten köy olduk” diye düşünmüştük.
Bir önceki dönem Elazığ Belediye Başkanı Mücahit Yanılmaz’ın bıraktığı borç enkazını da düşünürsek, Elazığ adına okunan acıklı selaları duyar gibi oluyorduk ve Ak Partiye rahmet okuyorduk.
Şahin Şerifoğulları’nda her ne hikmetse bir öz güven, bir rahat haller.
Bizleri “Bu adam nasıl bir belaya düştüğünün farkında bile değil, belediyecilikten anlamadığı her halinden belli” hissine kaptırıyordu.
Şahin Şerifoğulları iş referansları güçlü isimlerden beyin takımı oluşturmaya başlamıştı. Elazığ da belediyecilik adına bir hareketlilik vardı ve Allah’ın gazabı Elazığ’a uğradı; deprem oldu.
Can derdine düşmüştük, belediye melediye umurumuzda bile değildi.
Şahin Şerifoğulları’nın da başarısız olması durumunda artık geçerli bir mazereti vardı.
İşte o canavar tam da bu noktada zuhur etti.
Adamın içindeki her türlü engele rağmen engellenemeyen belediyecilik canavarı ortaya çıkmış oldu.
Elazığ’ın kangren olmuş, yıllardır çözülemeyen problemleri (Ahmet Tevfik Ozan fuar ve Kongre Merkezi, Elazığ Şehirlerarası otobüs terminali, harabe Kapalı çarşı restorasyonu, vb) tereyağından kıl çeker gibi çözülüyor ve şehre ilaveten güzellikler katıyordu.
Üstüne üstlük kolay kolay hiçbir belediye başkanının, hem siyaseten hem de belediyenin ekonomisi açısından göze alamayacağı altyapı problemini ihale ediyordu.
Teslim alınan yığınla borç, üstüne deprem, üstüne alt yapıyı yapma kararı, üstüne yıllardır çözülemeyen problemlerin çözümü ve ekstra yapılan çilek diye adlandırabileceğimiz 90’a yakın proje. Bunlar övgüden daha fazlasını hak ediyor diye düşünüyorum.
Belediyenin sitesinden merak edip bakarsanız bu zamana kadar tamamlanmış veya yapımı halen daha devam eden hizmetleri başlıklar halinde dahi yazmaya çalışsak köşemizin yetersiz kalacağını gördüğümüz için burada yapılan çalışmalardan fazla bahsetme imkanımız maalesef olmadı.
Elazığ’ın kangren olmuş, yıllardır bir türlü çözülemeyen Uluova Sulama Projesi, milyarlarca para aktarıldığı halde halen randıman alınamayan Elazığ’ın içme suyu problemini sözde çözecek Hamzabey barajı projesi, vb gibi projelerin hayata geçmesi için Şahin Şerifoğulları gibi içinde canavar barındıran vekiller görmek ümidi ile.
Yıllardır Elazığ siyasetine çöreklenmiş benim fosil siyasetçi diye tabir ettiğim, gerektiğinde daldan dala atlayan, halk arasında siyasi kaşar olarak tabir edilen siyasetçilerin, andropoz dönemlerini artık evde geçirmelerinin vakti gelmişte geçmiştir.
Genç ve vizyon sahibi kişilerin artık Elazığ siyasetini sahiplenme zamanı.
Genç siyasetçilerin başarılı olabileceğini ispat eden Şahin Şerifoğullarına teşekkürler…
