Bir gün sevindirici bir mesaj geldi. Çok değerli Nureddin PALA hocamızın ‘Ağlayan Resim isimli kitabı -1984 yılında yayınlanan bu kitap- 2021 yılında yeni basımıyla tekrar siz değerli okuyucuları ile buluştu.

Prof.Dr.Hasan Kavruk hocamla ilk kez yapılan bir çalışmaya imza atmak benim için gurur vericiydi. ‘Şiire Yön Veren Akademisyen Şairler’ kitabımız birçok değerli kalemi bir araya getirdi. Hele de bu çalışmada akademi dünyasında birbirinden değerli birçok hocalarımıza ulaşma imkânı buldum ve kendilerini tanıma şerefine eriştim. Bu hocalarımızdan birisi de Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesinde Öğretim Görevlisi Nureddin PALA idi. PALA ile sağlık, şiir, Tokat ve Bursa gibi konularda çok ortak noktamız var ve nice güzelliklere sohbet bulmuşuzdur. PALA’nın şiirlerini incelediğinizde yaşanmışlıklar usta bir kalemin elinden hikâyeleştirilip şiir tarzında dizelere dökülmüştür. Gözünüzün önünde canlanır şiirin mekânı ve karakterleri. Akıcılığı, üslubu, konusu bakımından PALA’yı okurken kendisinin hissiyatını da duyarsınız, efendiliğini, naifliğini görürsünüz. İkinci kitabının basımını ise bekliyorum sabırsızlıkla, ‘Gözümün Nuru’. ‘Ağlayan Resim’ kitabının şiirini siz değerli okuyucularımla ile paylaşmak istedim. Bu kitap ile PALA’nın birçok şiirlerini okuma fırsatı bulacaksınız.

Öğrencilerine örnek kişiliği ve beyefendiliği ile PALA’nın AĞLAYAN RESİM kitabına ismini veren şiirini takdim etmek isterim.

AĞLAYAN RESİM

Babam geç geldi eve,

Meğer çıkmış göreve.

Ve odamıza girdi,

Bir de tablo getirdi.

Ablam elinden aldı,

Açtı ve baktı kaldı:

“-Baba, bize mi?” dedi,

Ve şunları söyledi:

“-Aman ne hoş çizilmiş,

Gözyaşları dizilmiş.

Ne sevimli ve masum,

Fakat belli incinmiş.”

Böyle deyince ben de,

 Gittim baktım ve hem de,

Dedim: -Güzel hoş ama,

Hüzün verdi o bana.

 Hep ağlıyor gülmüyor,

Sevinç nedir bilmiyor…

 Bizim evde gülen var,

Anne baba bilen var,

Ağlayınca gözünden,

Yaşlarını silen var.

Geziyor oturuyor,

Bak kardeşim uyuyor.

“Ey nur topu” deyince,

Kulağı da duyuyor.

Resim yapmacık, cansız,

Etsiz, kemiksiz, kansız!..

Hal böyleyken yine de,

Olamıyor ressamsız!..

Ya bu canlı nur çocuk,

Seyredelim dur çocuk.

Gelirsin getirirsin,

Her eve huzur çocuk…

Mışıl mışıl beşikte,

Dün dikeldi eşikte,

Her gün değişen tablo,

Hele bir gör gençlikte…

Düşündürür insanı,

Bu tablonun ressamı!..

Hani annem demişti:

-Her şeyi yaratanı,

Oğlum Allah’ı tanı,

OĞLUM ALLAH’I TANI !... “

Öğretim Görevlisi Nureddin Pala kimdir?

Nurettin PALA  20 Nisan 1961 Amasya Merzifon Bayat Köyünde doğdu. İlk, orta ve lise tahsilini Suluova’da, Üniversite tahsilini Erzurum Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümünde yaptı 1978-1982.Felsefe bölümünde okurken 3 yıl boyunca Prof.Dr.Orhan OKAY hocadan Yeni Türk Edebiyatı dersleri de aldı. Yayın hayatına 1975 de muhtelif gazete ve dergilerde, şiir, hikaye, deneme ve makale yazarak başladı. Erzurum’lu İbrahim Hakkı Hazretlerinde Varlık Felsefesi: ALLAH-KAİNAT- İNSAN” konulu Lisans tezi hazırladı. Bu tez Erzurum’da 1983 yılında mahalli bir gazetede tefrika edildi, yayınlandı. İlk Eseri 1984 yılında AĞLAYAN RESİM (manzum hikayeler)yayınlandı. Akademik alanda HALKLA İLİŞKİLER ders notları kitap olarak yayınlanmıştır. 1995 yılında Sakarya Üniversitesinde Yüksek lisans yaptı. ‘’SOSYO-KÜLTÜREL VE EKONOMİK AÇIDAN BALLICA MAĞARASI” konulu Yüksek lisans tezi hazırladı. Halen Şiir, Hikaye ve Deneme yazan Nurettin PALA akademik hayatına Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesinde Öğretim Görevlisi olarak devam etmektedir.

Pala, Şiire Yön Veren Akademisyen Şairler kitabına gönderdiği şiiri bizim ve insanlık için dua eder gibi. Kalbi din aşkıyla yanan PALA’nın şiirlerinin her satırında tasavvufun ruhunu dizeleri yaşamaktadır ve sizlerle ‘ASRIN DUASI’ şiiriyle bu maneviyatı Ramazan ayına birkaç gün kala paylaşmak isterim.

ASRIN DUASI

Vermek istemeseydin,

İstemeyi vermezdin.

Münacat usulünü,

Resule göndermezdin.

*

İnsanlığa hidayeti,

Ver Allah’ım, ver Allah’ım,

Vaat ettiğin devr-i nuru,

Vaktiyse gönder Alah’ım.

*

Yapraklar ve çiçekler,

Duada el el olsun.

Yağmurun taneleri,

Aksın da sel sel olsun.

*

Ve aksın gönüllerden,

Niyazlarla dualar.

Rabbimden tek,tek cevap:

“Ey kulum gel, gel” olsun.

*

Dönüp dönüp gelelim,

Gelelim Mevlam sana.

Tutsun ellerimizden.

Bizim de bir Mevlana.

*

Ya Rab gönder Yunus’u,

Geçelim okyanusu.

Ya Rab Fatihler gönder,

Bu asrı nura dönder…

*

İki cihan güneşi,

Yok masivada eşi.

Dualarına amin.

Davalarına amin.

*

Amin amin bin amin,

Bin amin yüz bin amin…

*

Çatlayan kalbimize,

Kur’an’ından Nil gerek,

Şehirler berbat oldu,

Mekke gibi il gerek.

*

Karşımızda bir değil,

Bin Firavun bin Haman.

Bildik geç de olsa biz,

Asrımız ahir zaman! ..

*

Yangın dünyayı sardı.

Saray değildir yanan.

Tutuşmuş kavruluyor,

Ahlak,iffet ve iman.

*

Yusufları kaptı kurt,

Kardeş kardeşe tuzak.

Kuyu oldu koca yurt,

Yakup kaldı çok uzak.

*

Göklere dek alevler,

İbrahimler yanıyor.

Nemrutçu olan evler,

Babalar aldanıyor…

*

Ver Allah’ım ver Allah’ım,

Hidayet gönder Allah’ım.

Kalbleri Kur’an’ına ve,

Kendine dönder Allah’ım.

*

Enbiyalar evliyalar,

Ulemalar asfiyalar,

Dualarına amin,

Davalarına amin…

*

Amin amin bin amin,

Bin amin yüz bin amin…

*

Fabrikalar, makineler,

Dua eden kolu kesti.

Tank,top ve makineli,

Hakka giden yolu kesti…

*

Kapladı bütün her yeri,

Ebrehelerin filleri.

Nerde,nezaman gelecek?

Ebabil tayyareleri?

*

Hidayet füzelerinden,

Tez elden gönder allah’ım.

Kalbleri saran filleri,

Geriye dönder Allah’ım…

*

Beşer yüzyıllardır aç.

Hepsi Kur’an’a muhtaç.

İman ne yüce rütbe,

Hidayet en büyük taç…

*

Ya Rab senin kulların,

Gelseler yine sana.

Hidayet pınarından,

İçseler kana kana…

*

Ver Allah’ım ver Allah’ım,

Nurunu gönder Allah’ım.

Kalbleri şu tağutlardan,

Kabe’ne dönder Allah’ım…

*

Mazlumların ahı ile,

Masumların vahı ile,

Dualarına amin.

Davalarına amin.

*

Amin amin bin amin,

Bin değil yüz bin amin…

*

İflas etti çoktan salip,

Avrupa İslam’a talip.

Zahir ne olursa olsun,

Hak batıla her an galip…

*

Her kıtada dalga dalga,

Sancak gerek, hilal gerek.

Ve ezanları haykıracak,

Bilal gerek, Bilal gerek…

*

Ebubekir, Ömer gerek,

Osman gerek Ali gerek.

Vakkas gibi Selman gibi,

Ammar gibi vali gerek…

*

İmanları dağlar gibi.

Gönülleri bağlar gibi.

Bu asra ahali gerek,

Muhacir ve Ensar gibi…

*

Ve insanlık denizi,

Kabarsa coşsa mevc mevc,

Rabbim hidayet etse,

Kur’an’a koşsa fevc fevc…

*

Ver Allah’ım ver Allah’ım,

Hidayet gönder Allah’ım.

Kalbleri şu sanemlerden,

Habib’e dönder Allah’ım…

*

“Elestü” deki yemin,

dedirtmez mi ki amin.

Ruhlar bayram etmez mi,

Nura gark olsa zemin.

*

Amin amin bin amin,

Bin amin yüz bin amin…

*

İhlas vadilerinden,

Uhuvvet pınarından,

Feragat zirvesinin,

Tek geçsek kenarından…

*

Rahmet deryalar gibi,

Ümidim çok yarından.

Sancak dalgalanacak,

Beş kıta surlarından…

*

Kıpırdansın usul usul,

Fırsat ver Yüce Allah’ım.

Kerkük,Bğdad,Şam ve Musul.

Rehberimiz O son Resul…

*

Bitlis Tiflis el ele,

Kafkas bahadır evlad.

Bugüne gele gele,

Ayağa kalksa hele…

*

Ve can can Azerbaycan,

“Ne güne menim özüm! ”

Duysak kudsi heyecan,

Şamiller size sözüm…

*

Barut,toz duman ve kan,

Kan hep zaman ve mekan!

Yıllar yılı Filistin,

Ve yıllar yılı Afgan…

*

Ver Allah’ım ver Allah’ım,

Fatihler gönder Allah’ım.

Esirleri sürgünleri,

Yurduna dönder Allah’ım.

*

Amin amin bin amin,

Bin değil yüz bin amin…

*

Asırlar oldu bizim,

Bizim Kostantiniyye.

Kubbeden kan sızıyor!

Kalbi yaralı niye?

*



Niğbolu,Üsküp, Budin,

Ve kan ağlıyor Sofya.

Biz ölmüşüz diyorlar,

“Ölmesin Ayasofya”! ..

*

Zincire vurulanlar,

Artık salınıversin,

Boş petek boş kovanlar,

Artık balını verse…

*

Ve kalpler güm güm atsa,

Ve Kabe güm güm atsa.

O yürekte insanlık,

Kurtulmak için yatsa…

*

Amin der Selimiye,

Bin amin Sultanahmet.

Kubbeler minareler,

Amin deyin bir zahmet…

*

Rahmet gadabı aştı.

Af denizleri taştı.

Çok olsa da günahım,

İşte Rabbim Penahım.

*

Amin amin bin amin,

Bin değil yüz bin amin…

*

Çiçekler ve yapraklar,

Duada el el olsun.

Yağmurun taneleri,

Aksın da sel sel olsun…

*

Ve aksın gönüllerden,

Niyazlar ve dualar.

Rabbimden tek, tek cevap:

“Ey kulum gel, gel olsun.

*

Arşa yükselsin ahım.

Çok olsa da günahım.

Vedud ve Gafur Rabbim.

Halaskarım, Penahım…

*

Ver Allah’ım ver Allah’ım.

Asrımızın insanına,

Sen kalbleri Kur’an’ına,

Kendine dönder Allah’ım…

*

Ya Vedud ve Ya Hadi,

Yalvarıyor Münadi:

Ver Allah’ım ver Allah’ım,

Kalbleri dönder Allah’ım.

*

Vaat ettiğin devr-i nuru,

Vaktiyse gönder Allah’ım…

Kelimelerime son verirken Değerli Nureddin PALA hocamızın kaleminin daim olmasını temenni eder, on bir ayın sultanı Raman ayımızın tüm İslam alemine huzur ve sağlık getirmesini dilerim.

Sağlıkla kalın.

- - - - -

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol