İnsan bu ya,
Zamanın peşi sıra koşup dururuz aldığımız her nefeste. O, kaçar gider kimseye aldırmadan; biz ise kendi içimizde taşıdıklarımızla koşuşturmaya, kovalamaya devam ederiz onun ardınca. Ona yetişmek mümkün mü, pek değil. Ancak son nefes verildiğinde ona kavuşmuş, hatta ondan soyutlanmış oluruz çünkü o son nefes verilip de emaneti sahibine teslim edince zamanın bir anlamı, bir değeri kalmayacak. İşte o gün gelmeden önce yapmamız gerek asıl şey şudur:
“Zamanın ardından koşarken bazen nefeslediğimiz anlarda kendi iç muhasebemizi yapabilmek.”
Bu yaparken de gerçek soruların peşinden gidip bir o kadar da gerçekçi cevaplar aramalıyız.
İnsanlara nasıl davrandığımızı, vicdanımıza aykırı davranıp davranmadığımızı, bir yetimin ya da öksüzün başını okşayıp okşamadığımızı, yapılan bir zulme ses çıkarıp çıkarmadığımızı, başkalarının hakkına girip girmediğimizi, doğrudan yana olup olmadığımızı, bize uzatılan eli tutup tumadığımızı, hakkı gözetip gözetmediğimizi, harama helale dikkat edip etmediğimizi, doğruyu yalandan ayırt edip etmediğimizi sorgulamalıyız. Bu sorulara yanıt verirken en sonunda da insan kalıp kalamadığımızı bakmalıyız.
Zamanın ardında koşuyoruz hem de hiç durmadan ancak zamanın, giderken ardında bıraktıklarına boyun eğmemeliyiz. Yanlış varsa elimizden geldiğince düzeltmeliyiz. Her şeye körü körüne inanıp yola devam etmemeliyiz. İyiyi kötüyü ayırt etmeliyiz.
Ömürden bir yıl daha geçip gitti biz farkına bile varamadan. Hepimiz yeni hayaller kurup yeni umutların tohumlarını serpeceğiz yüreklerimize. Bunu yapmak için yılın bu anını beklemeye gerek yok. Yukarıdaki soruları kendimize sıklıkla sormalıyız ki bir müslüman olarak bu vicdani muhasebeyi her eylemimizde yapmalıyız. Bizler için doğan her yeni gün, yeni yeni umutların habercisidir. Umudumuzu ve inancımızı kaybetmeden yola devam etmeliyiz.
Şunu da unutmayalım, maddi anlamda yaşanılan her türlü kayıp giderilir, çalışılıp tekrar kazanılır ve telafi edilebilir ancak insani değerlerimizi yitirdiğimiz anda kaybederiz hem de bu kaybedişlerimizin bir telafisi de olmayacak. Şimdi alalım elimize kağıdı kalemi. İnsan kalabilmek için, ruhumuzun ve yüreğimizin temiz kalabilmesi için neler yapabildiğimizi yazalım. Bunu, yapılan iyiliklerin not alınması olarak algılamayalım. Sadece kendi iç muhasebemizi tutalım çünkü vuslat günü geldiğinde banka hesaplarımızda biriktirdiklerimize değil kalbimizde taşıdıklarımıza bakılacak. Oraya neler sığdırdığımıza dikkat edelim ve orasını, çalabın tahtını, temiz tutmaya çalışalım.
Hadi acele edelim! Zaman bizi beklemez!
AL ELİNE KAĞIDI KALEMİ!!!
Dikkat!
Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.