Kadrosu dev, bütçesi dev, vakfı dev ama dine bakış açısı cüce bir kurumun başkanıdır, Ali ERBAŞ.
Diyanet işleri, dinin hurafelerin etkisinde olduğu, din adamlarının üfürükçülerden oluştuğu bir dönemde gerekli idi.
Dinin akılcı, sahih bir şekilde sunulması, doğru aydınlanma, doğru kabul ve doğru yaşamı sağlamak için, kurulması zorunlu bir kuruluş idi, Diyanet Teşkilatı.
Cumhuriyetin kazanımlarından biri olarak, saygın bir yer edinmeyi başardı Diyanet İşleri Başkanlığı.
Yüz yıllık genç Cumhuriyet, Dünyada belki de, en çabuk yaşlanan, en çok tahrip edilen, en çok saldırıya uğrayan, ilkelerinden ve hedeflerinden en fazla uzaklaşan, Cumhuriyet olarak tarihte yerini alacaktır.
Tahribat bu hızla devam ederse, belki de yok olup gidecektir.
Bu erken yok oluşu sağlayan, ayrım yapmadan söylenecek olursa, tüm siyasi yapılanmalardır.
Cumhuriyet ve Atatürk karşıtı siyasiler, rövanşist bir saldırı mantığı ile davranmaktan çekinmiyor.
Cumhuriyet ve Atatürk yanlısı siyasiler ise, işin ciddiyetinden habersiz, aymaz ve vurdum duymaz bir şekilde, ritüel ve törenler ile, Cumhuriyet ve Atatürkçülük rolü oynamayı marifet zannediyor.
Saf değiliz, aptal hiç değiliz, bunların niye ve ne amaçla yapıldığını biliyoruz.
Küresel etkilerin ve hedeflerin, ulus devletler üzerindeki planları, tüm siyasi partiler tarafından benimsenmiş, herkes üzerine düşen rolü layıkıyla oynamayı başarı ile sürdürmektedir.
Bunları, yapılan ihanetleri, zaman zaman yazıyoruz, yazmaya da devem edeceğiz.
Son bir kaç gündür, Ramazan ayında olmamız dan dolayı, Ali ERBAŞIN beyanatları dikkat çekmektedir.
Dedik ya, amaç kurumların etkisi kırmak, amacından saptırmak, yok etmek, itibarsızlaştırmak esas hedef diye.
Öyle yapıyor başkan.
İlk beyanatı Korona hakkında oldu, tam bir mizah,'' Ne Yaptık da bu bela başımıza geldi'' diyerek muhteşem bir açıklama yaptı başkan.
Ne diyelim ne yaptığını bilmeyen birine söylenecek söz bulamıyoruz, ALLAH cezadan muaf tutar bunları umarım.Akil baliğ değil diye.
İkinci açıklaması ise tam bir yutkunma, başımıza gelen bu felaket, kirlilik, ahlaksızlık, nikahsız evlilikler, açık saçıklık falan filan.....
Evet kirlilik ve doğa tahribatı, bize bela olarak dönüyor, doğal denge bunu gerektiriyor, doğrudur dediği başkanın, ama böyle örtülü olmamalı bu söz.
Bunu dedikten sonra, para hırsı ile yapılan, çevre tahribatını, rant hırsı ile yapılan, doğa talanını da tek tek söyleyerek, mücadele etmelidir başkan, ama susmayı ve kaçak güreşmeyi tercih ediyor başkan.
Nikahsız evlilikler meselesi, yahu başkan, bırakalım nikahsız evlilikleri bırakalım açık saçıklığı, sen önce burnunun dibini gör.
Sana bağlı olan kurumlardaki, tecavüzleri, sapıklıkları, sarkıntılıkları, eş cinsel yaklaşımları, aymazlıklar sonucu yaşanan çocuk ölümlerini gör, intiharları gör.
Bunları niye söylemiyorsun, tedbir alıp gereğini yapmıyorsun?
Bunlar umumi bir beladır, toplumu tahrip eder, Umumi ahlaksızlıktır, bela getirir.
Aynen Lut kavimin deki gibi, az sayıda sapığın sapıkça davranışlarına sessiz kalan çoğunluk, tepki göstermeyen halk, alim ve önderler, belayı hep birlikte yaşadı, sadece sapıklar değil, bunları bilmiyor musun başkan.Niye sessiz kalıyorsun? niye mücadele etmiyorsun.
Açık saçıklık, yani mini etek, göğüs dekoltesi falan, filan...
Evet bu yaşam tarzı sizin tarafınızdan kabul edilmeyebilir, haklı da olabilirsiniz, ama şunu hatırlatalım, ALLAH bir başkasının kişisel günahı yüzünden bir başkasını cezalandırmaz!
Kişisel günahların ve ahlaksızlığın, bir başkasına günah yazılması, bela olarak dönmesi, Paganist bir kabuldür, İslam bunu reddeder.
Kişiyi, kişinin günahı ile yargılar, öyle değerlendirir.
Kaldı ki virus, bazı sapıklar gibi, ne göğüs dekoltesine, ne de açık bacağa bakıyor, virus cinsellik nedir bilmiyor.
Virus, tesettürlüye de, lezbiyene de, trans üele de, bi üele de, hacıya da, hocaya da eşit muamele yapıyor, adil davranıyor.
Başkan, bir Leb dedin, lütfen Leblebiyi tam olarak söyle.
Bir şey olmaz, dilini kesmezler, biz sen leb deyince leblebiyi anlıyoruz, ama çoğunluk anlamıyor, lafı tam duymak istiyor, lütfen sözün sonunu getir Başkan.
Başında olduğun kuruma saygısızlık, bize eziyet etme Başkan.
- - - -