İnancımızın, kültürümüzün, insan olmanın gereği bilinen doğrularımız vardı.

Hürmet, muhabbet, tokalaşmak, kucaklaşmak, hasta ziyaretine gitmek, büyükleri unutmamak, mümkün olduğunca namaz için camilere gitmek, namazda safları sık tutmak, cenaze namazlarına katılmak, cenaze evini yalnız bırakmamak, birlik ve beraberliği pekiştirmek, sıla-i rahime önem vermek, sünnet-düğün-nişan gibi grup etkinliklerine katılmak, aynı tabakta yemek yemek, aynı sofrada yakın durmak, birbirine ikram etmek, yakın durarak sohbet etmek, sevgi dili ile dokunmak, yakınlaşmak, yakın durmak, yakın oturmak, aynı ya da benzer nesneleri kullanmak...
daha bunlar gibi onlarca doğru bildiklerimizi sayabiliriz.

Yıllarca doğru bildiklerimizi bir an terk etmek zorunda kaldık, ya da alışkanlıklarımızı terk etmede zorlanıyoruz.

Öyle ki yukarıda sayılanların önemli bir kısmı da Kuran-ı Kerim'e dayalı emir, yasak ve tavsiye ile birlikte Peygamberimiz Hz. Muhammed sav sünnetleridir. 

Korona alışkanlıklarınızı, sağlığımızı, dünyamızı olumsuz yönde etkiledi. 

Bu kadar mı? 

Aşamalar halinde toplu mekanlar, camiler, eğitim kurumları sınırlamalara tabi tutularak maalesef belli bir dönem cuma namazı, vakit namazı camilerde ve toplu namazlar kılınamadı.

Şimdi ise belli kurallar çerçevesinde, sınırlamlar ve zorluklar karşısında ibadetler yerine getirilmeye çalışılmaktadır.

Yani saflar sık değil!

En önemli kanayan bir diğer yara da eğitim ve öğretim sisteminin darbe görmesidir.

Yüz yüze eğitimin olmadığı bir eğitimin zorluklarının aşılması üzerinde ciddi çalışmalar yapılmaktadır.

EBA ile uzaktan eğitimin en iyisi uygulanmaya çalışılmaktadır.

Daha bunun gibi bir çok alanı allak bullak etti şu mikrop! Birçok doğru tersine döndü. 

Ürettim, yatırım, iletişim, ekonomi... ciddi zararlar gördü. İnsanların sağlığı bozuldu, toplum yara aldı. 

İş hayatında esnek çalışma, dönüşümlü çalışma, internet ve uzaktan iletişim ile işler yütütülmeye çalışılmaktadır

Adı korona, korkuluk adı Covid 19 mikrobu,  bulaşıcı hastalığı herşeyimizi allak bullak etmekle, dünyamızı yerle bir etmekle kalmadı.

Binlerce insanımız hasta oldu, öldü, mağdur oldu.

Tabii ki dünya daha da kötü durumda! 

Bütün bunlar karşısında devletimizin büyüklüğünü, insana verdiği değeri bir daha gördük.

Başta Sayın Cumhurbaşkanımız, Sağlık Bakanımız, İçişleri Bakanımız olmak üzere özellikle ve öncelikle sağlık çalışanlarımıza en kalbi şükranlarımızı sunarız. 

Korona ile ilgili binlerce, milyonlarca olay ve hikaye! Bu arada ölenlere de rahmet diliyoruz. 

Ölüm bu kadar basit ve sıradan olmamıştı desek yerinde olur. Ama herşeye rağmen korona bizi değil, biz onu yenmeliyiz. 

Dünyayı allak bullak ederek dünyayı tersine çeviren korona birçok yönüyle tartışıla dursun ama bir gerçek var ki hala ilaç yok, aşı yok. Bu da işin en zor tarafı!

Peki ne yapmalı? 

Yetkililerin söylediği gibi ısrarla tekrarlıyoruz.

Hijyen dediğimiz temizliğe önem vermeli, sosyal mesafeden öte fiziksel mesafeyi korumalı, maske takmalı, korkudan öte tedbirli olmalı, koruyucu ve önleyici tedbirlere duayı eklemeyi de unutmamalı. 

Kendimize, sağlığımıza, bize verilen emanete iyi davranmak ve başkalarının da sağlık ve yaşam hakkına saygı göstermek temennisiyle...

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol