Covid 19 bizi bizden aldı. Biz sevdiklerimizden uzak tuttu.
Artık sarılmayı, öpmeyi bırakın yüz yüze görüşmeyi bile özledik.
Covid 19 sosyal yaşantımızı bitirdi.
Arkadaşların, dostların bir araya gelmesi özlendi, hatta ihtiyaç oldu.
Evde misafir ağırlamayı, misafir beklemeyi özletti.
Arkadaşlarımız ile etkinliklere gitmeye hasret kaldık.
Covid 19 Günlük yaşantımızı, alışveriş alışkanlıklarımızı değiştirdi. Biz tüketiciler daha bilinçli alış veriş yapmayı öğrendik.
Dışarıya çıkmayınca gereksiz alış verişler azaldı. Alışverişten sonra alınan paketleri nasıl dezenfekte edeceğimizi şaşırdık.
Covid 19 iş hayatımızı değiştirdi. Bir süre esnek tam zamanlı, esnek yarı zamanlı çalışma modeli uygulandı.
Ofislerde artık bireysel oturumlar başladı. Odalarda çay kahve sohbetleri bitti.
Covid 19 Toplantı anlayışımızı tamamen değiştirdi.
Örneğin; 2 saatlik bir toplantı için Elazığ’dan Ankara’ya veya İstanbul gibi yere gidilseydi uçak saatlerine bağlı kalarak en az 2 gün kalmak gerekiyordu.
Hem maddi külfet hem de mesaiden çalınan hizmet ve zaman olurdu.
Oysa çevrimiçi yapılan toplantılar gösterdi ki bu kadar zaman harcamaya gerek yok.
Yeni normalleşmede sanırım bu sistem uzun süre kullanılacaktır.
Covid 19 bir yıldır kısaca kendimizi dışarıya ve sevenlerimize karşı da kapattırdı.
Önceki alışkanlıklarımızı değiştirdi.
Psikolojimizi olumsuz olarak çok etkiledi.
Bazılarımız ise bu süreci avantaja çevirmeye çalışarak kendimizi daha iyi hissetmemizi sağladı.
Neler yapılabildi. Zaman yetersizliğinden dolayı yaşayamadığımız hobilerimizi yaşadık.
Evimize, çekirdek ailemize ayırmak isteyip de ayıramadığımız vakti ayırmayı öğrendik, yaşadık.
Evin huzurunu yaşamayı öğrendik.
İş verimliliğini bazı alanlarda azalttığı gibi bazı anlamda da artırdı.
Örneğin; biz eğitimciler ders notlarımızı tekrar tekrar gözden geçirme şansını yakalayarak daha verimli hale getirdik.
Öğrenme gayreti olan öğrenciler ile bire bir iletişim kurularak daha faydalı hale geldi.
Bulaşı endişesiyle önlemler alındıkça, kısıtlamalar oldukça hem sevindik, hem üzüldük.
Sevindik çünkü halen bu riski hiçe sayanlar için keskin alınan kararlar, kısıtlamalar olmalı.
Kendi kişisel önlemi almayı bilmeyenler için kısıtlamalar vazgeçilmez oldu.
Kısıtlamalar esnafı çok olumsuz etkilediği için üzgünüz, kaygılıyız.
Yeni normalleşmeye geçilince yine birçoğumuz bilinçsiz davranarak hiçbir sıkıntı kalmamış gibi eski normale geçildi.
Televizyon kanallarında görüyoruz, büyük şehirlerde insanlar hafta sonları zorunlu olmadıkları halde caddeleri doldurmuşlar, kaçak eğlence yerleri bodrumlarda ceza alma korkusuyla da olsa sorumsuzca doldu.
Alış veriş merkezleri ihtiyaç için gelenler ile değil, vakit geçirmek için gelenler ile doldu.
Maskesiz gezip hastalığa meydan okuyanların sayısı da az değil.
Açılan çay ocaklarında diz dize oturup maskesiz derin sohbetlere dalanların sayıları az değil.
Esnafın halinin kötü olduğu bu süreçte vaka ve ölüm sayılarının artması nedeniyle her an yine sıkı kısıtlama önlemlerin gelebileceğini düşünmemek mümkün mü?
Toplum olarak kurallara uymada neden zorlanıyoruz bilmiyorum.
Hatırlıyorum araçlarda kazada hayat kurtaran emniyet kemeri takma kuralı varken, birçok sürücü emniyet kemerini kullanmamıştı.
Ta ki ceza uygulaması başlayıncaya kadar direnmiştik.
Ceza olmadan kurallara uyamıyorsak yetkililer çözümü o şekilde bulacaklardır.
Yerinde bir karar veya değil, saat 21.00 den sonra sokağa çıkma kısıtlaması var, ama sokaklar yine boş değil, araç sayısı az değil.
Bazı kısıtlamalara toplum olarak uymamak için çaba gösterirken; bazı önlemler de görünürde anlamını kavramada zorlandım.
Kısıtlamalar gevşetilince bilinçsiz davranışımız sonucunda artan vaka sayıları bugün daha kısıtlamaların uygulamasını gerektirecek.
Nitekim Hafta sonları Cumartesi ve Pazar günleri yine kısıtlamaya devam edilecek.
Bilindiği gibi şehrimizin en işlek Gazi, Hürriyet ve Vali Fahri Bey Caddelerinde yaya ve trafik sayısına kısıtlama getirildiğini basından duyduk.
O caddelerden geçenler uygulamada gariplik görmüşlerdir.
Şöyle ki; birkaç gün önce Gazi Caddesine Öğretmen evi tarafından giriş yaptığımda kaldırımlarda kurulan polis, bariyerleri geçişte memurlar yayalara HES kodu sorarak geçiriyorlardı.
HES kodunu gösteremeyenlere nasıl işlem yapıldığını doğrusu bilmiyorum, ama geri çevirseler ki ne olacak!
Gazi Caddesini dik kesen sokaklardan insanlar caddeye iniyorlardı. Ya yolları oradan geçiyordur, ya da HES kodunda sıkıntı çıkacak olanlardır.
Kısaca bu uygulama “dost beni pazarda görsün” imajından başka bir şey değildi.
Covid belasını unutacağımız sağlıklı günlere…