FETÖ, insanımızın iyi niyetini istismar etmiş, gelecek beklentisini ülkemiz için tuzağa dönüştürmüş, milleti münafıkça sömürmüş, hizmet adı altında çıkar sağlamış, devletin kılcal damarlarına kadar sızmış, iblisçe yöntemlerle paralel bir yapı oluşturmuş ve 15 Temmuz gecesi ülkemizi bir ateş ve kan denizinin içine atmıştır.
Kendi ordusunun silahlarıyla kendi ülkesini işgale kalkışan mantkurtlar topluluğu, TBMM ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi dâhil stratejik merkezleri alçak uçuş yapan uçaklarla bombalamış, tankları sokaklara sürmüş, ağır silahlarla masum insanları şehit etmiştir.
Milletin izzetine, devletin bekasına dönük bu alçakça saldırıya karşı, minarelerden yükselen selalar ve Cumhurbaşkanının çağrısıyla tarihe geçen bir direnişle millet alanlara koşmuş, tarihten aldığı bilinçle vatanına ve bağımsızlığına sahip çıkmıştır.
15 Temmuz, millet olma şuuruyla vatanına sahip çıkan insanların, gasbettiği silahlara güvenen alçakları çıplak elleriyle boğmasıdır. 15 Temmuz, ‘Çanakkale geçilmez’ inancının ‘bu milletin bileği bükülmez’ gerçeğiyle taçlandırılmasıdır. 15 Temmuz, tarih boyunca ikbaline ve istiklaline meftun olan milletin yüzyıllarca unutulmayacak zaferi, yeni bir dönemin şafağıdır.
Küresel çetenin kuklalarıyla gerçekleştirmeye çalıştığı kanlı işgal girişiminin hemen ertesindeki demokrasi nöbetleri de milletin kararlılığının, yaşanacak yeni şeylere karşı hazırlıklı duruşunun, her ne olursa olsun bağımsızlık söz konusu olduğunda caymaz tavrının en büyük göstergesidir.
Bu bilinç ve teyakkuz, her türlü ihanete karşı caydırıcı bir duruş olarak tarihe geçmiştir.
Kalkışmanın yaşandığı saatlerde dünyanın dört bir tarafında kardeşlerimizin bizim için dua etmesi, bazı ülkelerde Türk bayrağıyla sokaklara çıkarak destek olması, mazlumların ‘son kalemizi kaybetmeyelim’ feryadı, Türkiye’nin sadece Türkiye’den ibaret olmadığını bu gece bir kez daha bize göstermiştir.
Potansiyeli büyük, gücü sınırları aşan bir Türkiye, 15 Temmuz’daki kalkışmayı planlayan küresel çetenin en büyük korkusudur.
O gece, cesaretli olanlar, ölümü göze alarak meydanlara çıkanlar, namluya çıplak elle karşı duranlar, tankın önüne gövdesini koyanlar, mazlumlar kazandı.
Memur-Sen olarak, o gece ilk andan itibaren sağımıza solumuza bakmadan, hiç tereddüt etmeden tüm üyelerimizle alanlara çıktık, kurşun yağmurunun altında kaldık, bazı üyelerimizi şehit verdik, bazı üyelerimiz de gazilik mertebesine nail oldu.
Her zaman kaderimizi milletin kaderiyle bir tuttuk, hiçbir zaman milletimizden ayrı bir yol tutmadık. 15 Temmuz gecesinde de varoluşumuzun gereği neyse onu yaptık.
Bize ihtiyaç duyulan her gün vardık, o gece de hep birlikte oradaydık.
Tüm şehitlerimizi bir defa daha rahmet ve minnetle anıyor, gazilerimize sağlıklı ömürler diliyoruz.
İbrahim BAHŞİ
Memur-Sen İl Temsilcisi