İşte Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar:
"Son 21 yılda Türkiye milli gelirini 1 trilyon sınırına getirdiyse, her yıl büyüme kaydettiyse, istihdamını 32 milyona yaklaştırdıysa, yüzyılın başarılarına imza attıysa bunun gizli kahramanları işçi ve emekçi kardeşlerim.
Türkiye bugünlere sadece şehitlerimizin kanlarıyla değil, işçilerimizin emekleriyle de gelmiştir. Alın teriyle kazanılan paranın ne kadar bereketli olduğunu çok iyi bilirim. Bu değerler bize hep rehberlik etti. Nereden geldiğimizi aklımızdan çıkarmadık. Ülkemize ve milletimize siyaset yoluyla mücadelemizi işte bu hafızada yürüttük.
ASGARİ ÜCRET AÇIKLAMASI
Ücretler konusu en hassas olduğumuz konulardan biri. Biz geldiğimizde asgari ücret 184 liraylı, dolar olarak 126 dolara tekabul ediyordu. Bugün asgari ücret 8 bin 500 lira, dolar bazında yaklaşık 440 dolar.
Bir başka örnek akaryakıt fiyatları. 2002 yılında benzinin litresi 1,5 liraydı. Asgari ücretle 110 litre benzin alınabiliyordu. Aradan geçen yıllarda petrolün varili 25 dolardan 77 dolara çıksa da bugün asgari ücretle 410 litre benzin alınabiliyor.
Asgari ücret ve diğer ücretlerdeki artış sadece rakam olarak değil reel olarak da alım gücünü kat kat yükseltmiştir. Yola çıkarken çalışanlarımını enflasyona ezdirmeyeceğiz demiştik. Hamdolsun son 21 yılda bu sözümüze hep sadık kaldık. Emeklisinden memuruna, engellisinden şehit yakınlarımıza kadar tüm vatandaşlarımızın yanında olduk. Ülkemizin yaşadığı ciddi sıkıntılara rağmen bu hassasiyetimizi koruduk.
MUHALEFETE FAİZ TEPKİSİ
Dünya yüksek faiz peşinde koşarken biz faizi 8 buçuğa kadar düşürdük. Niye? Çünkü yatırım yapması gerekenler gelip yatırım yapsınlar diye. Çünkü yatırım olursa istihdam olur. İstihdam olursa işsizlik azalır.
Bugün geriye baktığımızda ne kadar isabetli karar aldığımızı daha iyi anlıyoruz. Özellikle son günlerde yaşanan banka iflaslar, yüksek faiz politikasının risklerini ortaya koyuyor. Hamdolsun biz böyle bir tabloyla karşılaşmadık. Bunu da muhalefetin baskılarına, mandacı ekonomistlerin tavsiye görünümlü sinsi yönlendirmelerine rağmen başardık.
Depremin ülkemize maliyeti 100 milyar doları aşmıştır. Normalde böyle büyük bir felaketin altından hiçbir ülke kalkamaz.
MEMURLARA ZAM MÜJDESİ
Önümüzde memurların maaş düzenlemesi var. Yasaya göre artış oranı ocak ve temmuzda belirleniyor. Memura verilen maaş zammında refah payı artışını biz getirdik. Sene başında kamu görevlilerinin maaşına toplamda yüzde 30 zam yaptık. Şimdi temmuz ayında en düşük memur maaşını, en düşük kamu maaşından aşağı kalmayacak şekilde düzenleyeceğiz. Kamu işçilerinde olduğu gibi en düşük maaşı 15 bin liraya çıkararak üzerine de enflasyon ve refah payı olarak benzer bir artış yapacağız. Böylece en düşük memur maaşı 22 bin lirayı bulacak.
Memur maaşlarındaki bu artış otomatik olarak emekliliklerine de yansıyacak. Bakanımıza yasal tarih olan temmuz ayına kadar tamamlanması için talimatları verdim. Ücrette adaleti ve çalışma barışını korumakta kararlıyız.
3600 EK GÖSTERGE MÜJDESİ DE YOLDA
Bir başka adım da birinci dereceye geldiği halde 3600 ek gösterge alamayan memurlara yönelik olacak. Bu kapsamdaki tüm memurlarımızın ek gösterge hakkından yararlanabilmesini sağlayacağız. Memurlarımız gönüllerini ferah tutsun, bize güvenmeye, hükümetlerine inanmaya devam etsinler. Biz hiçbir çalışanımızın hakkını yemeyiz, yenilmesine de izin vermeyiz."