Kısa adı MAK-SAD olan Maden ve Köyleri Strateji ve Araştırmalar Derneği Başkanı Lütfiye Gürgün, Maden’de bulunan rezervlerin ihalesini alan firmaya yönelik açıklama yaptı. Başkan Gürgün ihaleyi alan firmaya çağrıda bulunarak ilçeye sağlayacağı faydaların açıklanması gerektiğini söyledi. “Mesele, gelecek nesillerin kaderidir. Aynı hatalara tekrar meydan vermemektir. İhaleyi alan hangi firma olursa olsun Maden’imize sağlayacağı imkânları tek tek belirtmesi büyük önem arz etmektedir.”diyen Başkan Gürgün, Maden ve Köyleri Stratejik Araştırmalar Derneği olarak kaygılarının olduğu dile getirdi.
Dernek olarak bir taraf olmadıklarını İlgili firma ile sorunun söz konusu olmayacağına da vurgu yapan Gürgün, ihaleyi alan firmadan taleplerini sıralayarak; “Maden’deki kaynakları on yıllarca işleten Etibank’ın ilçeye kattığı sosyal tesisler ve alt yapılar örnek alınarak, bunun günümüz koşullarına göre iyileştirilerek kreş, okul, madencilik yüksekokulu, sağlık birimleri, çalışacaklar için konut, sosyal tesisler, öğretmen evi gibi projelerin planlanmasıdır” dedi.
Gürgün’ün açıklamaları şöyle;
*MESELE SADECE BAKIR VE MADENLER DEĞİLDİR
Maden yatağının ilimize ve ilçemize önemli bir ölçüde ekonomik kazanç sağlayacağının aşikâr olduğuna dikkat çeken Gürgün; “Maden ilçemizde bulunan zengin maden sahasının işletme ihalesini alan Cengiz Holding bünyesinde bulunan Port Madencilik A.Ş’nin aşağıda belirttiğimiz çağrılara kulak vermesi önemle rica olunur. Bulunan maden yatağının ilimize ve ilçemize önemli bir ölçüde ekonomik kazanç sağlayacağı aşikârdır. Mesele sadece bakır ve madenler değildir. Mesele, gelecek nesillerin kaderidir. Onların mukadderatıdır. Aynı hatalara tekrar meydan vermemektir. Madenimize, geleceğimize, mirasımıza sahip çıkma, bir İstikbal ve İstikrar mücadelesidir. Kaderinin bir Ferro-Krom ve Yıldızlar Holding’e benzememesidir.”
* BİZİM ÖNEMSEDİĞİMİZ, İHALEYİ ALAN FİRMANIN İLİMİZE VE İLÇEMİZE HANGİ KATKILARI SAĞLAYACAĞIDIR.
“Bizim çağrımız ihaleyi kimin alması veya almamasına yönelik değildir. İhaleyi alan hangi firma olursa olsun Maden’imize sağlayacağı imkânları tek tek belirtmesi büyük önem arz etmektedir.
Bizim önemsediğimiz ihale sonrası ne yapılacağı, kaynakların etkin, verimli ve yerinde kullanılıp kullanılmayacağıdır.
Aynı şekilde bizim önemsediğimiz, ihaleyi alan firmanın ilimize ve ilçemize hangi katkıları sağlayacağı, bölgemizden alacağı hizmetleri nereden, nasıl ve kimlerden karşılayacağı, istihdam yaratacağı sahadan kimleri istihdam edeceğidir.”
* KAYGIMIZ İHALEYİ ALAN FİRMANIN REZERVLERİ YERİNDE DEĞİL BAŞKA YERDE İŞLETİP GEREKLİ İSTİHDAMI YARATMAMASI.
“Bizim kaygımız ihaleyi alan firmanın rezervleri yerinde değil başka yerde işletip gerekli istihdamı yaratmaması, alacağı işçilerin, teknik personelin, güvenlik elemanlarının gıda ve teknik gibi pek çok konuda ihtiyaçlarının bölge esnafından ve kalifiye personelinden karşılanıp karşılanmayacağıdır.
Bizim endişemiz çıkarılacak bu rezervlerin kara ve demiryolu ile Adıyaman ve Samsun’a taşınıp ilimiz ve ilçemize en ufak katkısının olmamasıdır. “
* BİR TARTIŞMANIN TARAFI DEĞİLİZ.
“Tüm bu kaygılar nedeniyle ihaleyi alan firmanın çağrılarımıza kulak vermesi bizler için büyük önem arz etmektedir.
İlgili firma ile sorunumuz asla söz konusu değildir.
İhaleyi yapan ve alanlar ile ilgili bir tartışmanın tarafı değiliz.
Ancak ilimiz ve ilçemizin menfaatleri söz konusudur.
Bizim talebimiz gerekli altyapının yapılması, Maden’deki kaynakları on yıllarca işleten Etibank’ın ilçeye kattığı sosyal tesisler ve alt yapılar örnek alınarak, bunun günümüz koşullarına göre iyileştirilerek kreş, okul, madencilik yüksekokulu, sağlık birimleri, çalışacaklar için konut, sosyal tesisler, öğretmen evi gibi projelerin planlanmasıdır.”
* EKONOMİK DENGE VE DOĞAL YAŞAM KORUNMALI
“Öncelikle ekonomik denge ve doğal yaşam korunmalı ve gerekli önlemler alınmalıdır.
Maden halkı yıllarca kirli hava solumuş, Dicle nehri hep kapkara akmıştır. Bunun bedelini kanser hastası olan halk hala ödemektedir.
Maalesef ülkemizde bazı bölgelerde yeraltı kaynaklarının işletmecisi firmalar ile yöre halkı arasındaki sağlık, doğa ve çalışma koşulları açısından yaşanan uy alınarak, yöre halkını kucaklayacak, il ve ilçe sivil toplum kuruluşlarını da içine alacak, ülkemiz için de rol model olacak bir işletme modeli oluşturulmalıdır.
Unutmamalıyız ki, asıl olan insanlıktır, arz talep değil…”