Yeni Ufuk Gazetesi - Elazığ Haberleri - Haberler

Kentsel Dönüşümde 'Akıllı Kent' Önerisi

ELAZIĞ GÜNCEL

Kentleri daha yaşanabilir kılmanın yolunun akıllı kent dönüşümünden geçtiğini belirten Proje ve Uygulama Denetçisi Mimar Fatih Baltacı, “Akılımızı kiraya vermeden, aklımızla hareket edip, ilerlememiz gerekiyor. İnsan hayatı üzerine pazarlık yapılmamalı, yapılarımız sağlam olursa biz güvende ve huzurla yaşayabiliriz.” dedi.

 ÖZEL HABER: GÜLÇİN TURGUT

Kentsel dönüşümü iyi değerlendirerek, yaşam kalitesini artırmanın mümkün olduğunun altını çizen Baltacı, akıllı kente dönüşüm için kamu, özel sektörün ve vatandaşların planlı hareket etmesini önerdi.

Kahramanmaraş merkezli depremler sonrasında Elazığ’da binaların hasar tespit çalışmaları devam ederken, Proje ve Uygulama Denetçisi Mimar Fatih Baltacı, gazetemize hasar tespit çalışmaları, bina performans analizi, binaların güçlendirilmesi ve yapılması gerekenlerle ilgili açıklamalarda bulundu.

Yapı güvenliği ile ilgili önemli açıklamalarda bulunan Baltacı, yeni yapı dahi olsa binaların performans analizi yapılması gerektiğini ve orta hasarlı binalarda oturulmaması gerektiğini söyledi.

 Konutun bir yatırım aracı değil, temel bir ihtiyaç olduğunu söyleyen Baltacı, Yapının sağlamlığından emin olmak için işin uzmanlarından destek alınması gerektiğine vurgu yaparak, “ Şifayı başkasından beklemeyeceğiz can bizim canımız, öncelikle evimizden, yapımızın sağlamlığından emin olmamız lazım. İskan almış yapıların denetiminde oluşacak kontrol mekanizmasının ilk ayağı ev sahipleri olacaktır.” dedi. 

Baltacı, ayrıca bina altındaki dükkânlarda tadilat adı altında taşıyıcı sisteme zarar verilebildiğine dikkat çekerek, “Kolon kesmemeyi öğreneceğiz.” diyerek binasında yapılan tadilattan şüphelenen herkesin belediyeye başvurmaları konusunda vatandaşlara uyarılarda bulundu.

BİNALARIN PERFORMANS ANALİZİ YAPILMALI

Binalarda gözle görülür hasar olması ya da olmaması güvenilir veya hasarlı olduğu anlamına gelmediğini belirten Proje ve Uygulama Denetçisi Mimar Fatih Baltacı, “Binanın güvenilir ve sağlamlığı performans analizi yapılarak tespit edilebilir. Yeni yapı dahi olsa emin olmamız, açısından evlerimize Performans analizini yaptırmamız gerekiyor. Özellikle 2018- 2019 yılı öncesinde ki yapılan binalarda, performans analizinin yapılması taraftarıyım.” dedi.

KAROT İLE KULLANILAN BETON SINIFI NET OLARAK ORTAYA ÇIKIYOR

Binanın sağlam olup olmadığını öğrenmek için bina sağlamlık testi adı verilen çalışmaların, mühendislik firmaları tarafından yapılması gerektiğini belirten Baltacı, “Performans analizi bir mühendislik firması öncülüğünde yapı labaratuvar firmalarından yardım isteyerek, yapıdan karotlar alıp, yapının taşıyıcı elemanlarından röntgen cihazı ile taramalar yapıp, arazinin zemin incelemelerini yapıp, yapının statik projesini yerinde bire bir uygulanmış mı diye kontrol edip bilgisayarda yapıyı mevcut haliyle yeniden modelliyor. Performans analizi yaptığımız zaman aldığımız karot ile kullanılan beton sınıfı net olarak çıkıyor. Bu işlemlerin sırasında yapıdan alınan karot yapının taşıyıcı sistemine herhangi bir zarar vermez.“ şeklinde konuştu.

TESTLERDE 3 SONUÇ ORTAYA ÇIKAR

Performans analizinde sonucunda yapı sağlam, orta riskli ve çok riskli sonuçların ortaya çıktığını dile getiren Baltacı, “Sonuca göre bir analiz yapılır. 3 sonuç ortaya çıkar. Sağlam, orta riskli ve çok riskli diye bir sonuç ortaya çıkıyor. Orta riskli dediğimiz durum, yapının güçlendirme yapılması gerektiği sonucunu bizlere verir. Bu yapılarda güçlendirme işlemi yapılmadan oturmaya devam etmemek gerekir.“ ifadelerini kulandı.

ORTA HASARLI BİNALARDA OTURMAYIN

Fatih Baltacı; depremde orta hasarlı olduğu belirlenen binalara mutlaka güçlendirme yapılması gerektiğini, güçlendirme yapılmadan oturulmaması gerektiğine dikkat çekerek; “24 Ocak 2020 depreminden sonra Elazığ' da güçlendirmelerle alakalı ciddi sorunlar yaşadık. Güçlendirmeler uygulanamadı. Güçlendirme firmaları, yapı denetim firmaları, vatandaşlar hem de idare yetersiz kaldı. İşin dört tane ayağı var. Vatandaş, uygulayıcı, idare, yapı denetim firması. Dördü de bu anlamda bilgi sahibi değildi, aksaklıklar oluştu. Orta hasarlı binaların güçlendirmeleri yapılmadan 3 yıl içinde oturdular. Bundan sonra ki süreçte eğer yapı orta hasarlı raporu verilmişse binada kimsenin oturmaması lazım. Güçlendirme yapılır, yapı denetim tarafından kontrol edilir, sonra oturulur. Orta hasarda güçlendirme şart.” dedi. 

GÜÇLENDİRMENİN METOTLARI

Bina güçlendirme nasıl yapıldığını, yöntemlerini anlatan Baltacı; “Güçlendirme çalışması yapılırken performans analizi yapılırken yapı bize cevap veriyor, deprem anında direnç gösterecek, zorlanacak bölgeleri gösteriyor bize. O bölgede çözümler üretin diyor. Yeni kolonlar, perde kolonlar eklemek, var olan kolonların etrafına mantolama yapmak, karbon fiberle sargılar yapıp, kolonda kesme dayanaklığı arttırmak, var olan kötü demiri, kötü betonu tıraşlayıp donatıları değiştirip yeniden donatılar ekleyip yeni betonlar dökmek, temelde sorun varsa yeni bir temel katmanı oluşturmak, gerektiğinde zemin iyileştirmeleri yapmak. Bunların hepsi güçlendirmenin metotları.” diye konuştu.

MALİYETİ YÜZDE 40 AŞAN YAPILARDA GÜÇLENDİRME OLMAZ

Maliyeti yüzde 40 aşan yapılarda güçlendirme çalışması yapılmadığını, yıkılıp baştan yapılması gerektiğini söyleyen Baltacı, “Güçlendirmenin asıl kuralı; yapı maliyetinin yüzde 40 aşan uygulamalara güçlendirme yapılmasını yönetmelik engelliyor. Yapının güçlendirmesi için maliyetin yüzde 40 aşan bir müdahale istiyorsa orada güçlendirme yapılmaz, yıkılıp yeniden yapılması gerekiyor. Yani hasar durumunun minimumda olduğu, küçük müdahaleler yapılacak olan yerlere güçlendirme yapılıyor. Hasar çok fazla olduğu zaman yönetmelikte izin vermiyor. “ dedi

 JAPONLARIN SIFIRINCI SANİYE KURALI

Japonların deprem sonrası müdahale süreci oluşturduklarını ve bu kurala göre hareket etmek gerektiğini belirten Baltacı, “Japonlar, deprem anında neler yapılmalı diye bir kural bırakmışlar. Bu kuralın başlangıcı sıfırıncı saniye yani deprem olmadan önce yapılması gereken evin sağlamlığından emin olmak, eşyamızın sabitlendiğini bilmek. Bu önlemler alınmadığı zaman ne yaparsanız yapın anlamsız, hiç bir şeyin karşılığı olmaz.“ ifadelerini kullandı.

 ŞİFAYI BAŞKASINDAN BEKLEMEYECEĞİZ

Yapının sağlamlığından emin olmak için işin uzmanlarından destek alınması gerektiğine vurgu yapan Baltacı, “ Şifayı başkasından beklemeyeceğiz can bizim canımız, öncelikle evimizden, yapımızın sağlamlığından emin olmamız lazım. Ya idarelerden ya da bir mühendisten mutlaka destek alsınlar.” dedi.

KONUT BİR YATIRIM ARACI DEĞİL, TEMEL BİR İHTİYAÇTIR

Baltacı, Kentsel dönüşüm rant odaklı olmaması gerektiğinin altını çizerek, “Kentsel dönüşümde vatandaşın rant beklentisi olmamalı. Rant beklentisi ise şu demek; vatandaşın 115 m² evi var ve yapıda oturan insanlar emekli olduklarını söyleyerek biz çok fazla ödeme yapamayız diyorlar. Bizlerde tamam ödeme yapmayacaksanız, evi 100 m² düşürelim gibi çözüm önerileri sunuyoruz. Vatandaş mevcut evini 10 metre daha büyümesini istiyorlar. Bu rant ve kazanç beklentisini bir köşeye bırakıp güvenli bir yapıya insanlar ulaşabilmeli. Konut bir yatırım aracı değil, temel bir ihtiyaçtır. Barınma ihtiyacını karşıladığımız yerde de güvende hissetmeliyiz kendimizi.“ diye konuştu.

KOLON KESMEMEYİ ÖĞRENECEĞİZ

Belediyelerin binaya iskân raporu verdikten sonra sık sık takibinin yapmasının zor olduğunu ve burada vatandaşa da görevler düştüğünü belirten Baltacı, Dükkânlarda, kolon kesimine göz yumulması gerektiğine işaret ederek; “Bizler talep edersek, siyaset arz ediyor. Vatandaş bunu çok iyi bilmeli. Mesela, belediye bir binaya sağlam dedi iskân raporu verdi. Sonrasında bir mağazanın orada kolon kesip kesmediğini belediye günlük denetleyemez ama bizler o yapının sahipleri olarak oradayız müdahale etmeliyiz. Görmezden gelip, susmamalıyız. Yapının taşıyıcı sisteminde her bir elemanın ayrı ayrı önemli olduğunu öğreneceğiz. “ dedi.

KONUTLARA PERİYODİK DENETİM ZORUNLU TUTULMALI

Binaların asansör denetimlerinde ve araç denetimlerinde olduğu gibi tüm binalara 2 yıl aralıklarla ‘periyodik denetim şartı’ getirilmesini belirten Baltacı, “Çok önemli bir konu daha var. Kesinlikle binalarımızın iskân sonrası da asansör denetimlerinde ve araç denetimlerinde olduğu gibi binalarımızın da maksimum iki yıllık periyotlarla kontrol edilmesi lazım.“ diye konuştu.

DOĞRU MÜHENDİSLİK YAPILMIŞSA BÜTÜN YAPILAR SAĞLAMDIR

Bir yapının çok katlı olması çürük, tek katlı olması sağlam anlamına gelmediğini kaydeden Baltacı, “Doğru mühendislik uygulaması yapılmışsa bütün yapılar sağlamdır. Yani zemin analizlerimizi yapıp, doğru zemine, doğru önlemler alarak binaları yapmak gerekir. Bunun dışında insani olarak, bir mimar olarak, diyorum. Tabiatımız gereği toprağa yakın yerlerde daha huzurlu yaşamlar bulabiliriz. 20- 30 katlı evlerin içinde yaşamak insanın psikolojisine doğru dokunuşların yapmayacağını düşünüyorum. Bu parametre ile az katlı yapıların, konut yaşamı için daha uygun olduğu görüşündeyim. Tabi herkes bu düşüncede olacak değil. İşin temelinde biz her he kadar müstakil ev yapılarının daha konforlu olduğunu söylesek de, yüksek binalara da talep olacağını ön görüp yapılar yüksek veya az katlı ne olursa olsun doğru mühendislik, doğru uygulamalarla yapılmalı.“ ifadelerini kullandı. 

 YOĞUN TALEPLERİNİN OLDUĞU BÖLGELERDE YÜKSEK BİNALAR OLACAKTIR

“Kimi vatandaş çok katlı bir rezidans dairesinde oturmayı, kimi vatandaşlar bir gökdelenin içinde ofisinin olmasını isteyecek. Bazı bölgeler yoğun bir şekilde vatandaşların yaşamak istediği alanlar olacak.” diyen Baltacı, “Örneğin, Elazığ’da bir tane gazi caddesi var ve herkesin burada ofisinin olmasını istediğini düşünün. İnsanların yoğun taleplerinin olduğu bölgelerde elbette ki yüksek binalar olacaktır. Buralarda da doğru mühendislikle yüksek katlı yapılarda hayatımızda olmaya devam edecektir.“ ifadelerini kullandı. 

ZEMİN ETÜDÜ 2000 YILINDA BAŞLADI

Zemin etüdünün 2000 yılında zorunlu hale geldiğini belirten Baltacı, “2000 yılı öncesi zemin etüdü deprem yönetmeliğinde zorunlu değildi, yapılan yapılar vardı ama 2000 yılından sonra bütün yapılarda zemin etüdü zorunlu hale geldi. Tabi aksaklıklar, eksiklikler oldu ama süreç tecrübelerle beraber geliştirildi. 2018 yılında ise zemin etütlerinde istenilen deneyler artmaya yapmaya başladı. Zeminin taşıma kapasitesini hesaplanmaya başlandı. Zemin yapı ile birlikte çözümlenerek daha gerçekçi bir yaklaşım ele alındı. Bugün için zemin etüdü yapılmayan bina yok. 2000 yılı öncesi yapılar kontrol edilmeli güvensiz olanlar yıkılmalı.” şeklinde konuştu.

İNSAN HAYATI ÜZERİNE PAZARLIK YAPILMAMALI

Yapılar sağlam olursa güvende ve huzurla yaşanacağına vurgu yapan Baltacı, akılla hareket edilmesini gerektiğini belirterek, “Yaşanabilir bir kentin düşünde, akıllı kente dönüşüm demek gerekiyor. Akılımızı kiraya vermeden, aklımızla hareket edip, ilerlememiz gerekiyor. İnsan hayatı üzerine pazarlık yapılmamalı, yapılarımız sağlam olursa biz güvende ve huzurla yaşayabiliriz. Bizler müteahhitlikte yaptığımızda, denetimde yaptığımızda bir bebeğin ve 70 yaşında bir teyzemizin o yapıda oturduğunu o insanların canlarının bizlere emanet olduğunun bilinci ile hareket etmeliyiz. Bir doktor hata yapar bir kişi ölür, bir mühendis hata yapar binlerce insan ölür. Bu bilinçle mühendislerimiz iş yapmalı, idarelerimiz bu bilinçle görevlerinin başında olmalı, denetimler bu bilinçle yapılmalı.“ dedi.

EV ALMADAN ÖNCE YAPI DENETİME DANIŞSINLAR

Bundan sonra ki süreçte vatandaşların da konut alırken yapı denetime danışmalarını öneren Baltacı, yapı denetim sisteminin önemine dikkat çekerek, “Vatandaşımız bu bilinçle hareket etmeli, tavsiyemiz bir evi almadan önce zemininden tutun betonuna kadar bir yapı denetim firmasına danışsınlar. Müteahhitin ne yaptığını en iyi bilen yapı denetim firmasıdır. Ev almadan önce yapı denetim firmasıyla istişare etmelerinde fayda var.” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Yorum yapabilmek için lütfen sitemizden üye girişi yapınız!
Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.