Türk Ocakları Elazığ Şubesi tarafından hazırlanan Deprem Gerçeği ve Elazığ Paneli Ahmet Tevfik Ozan Fuar ve Kongre Merkezinde yoğun bir katılımla gerçekleşti. Panel; Saygı Duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başladı. Panelin açılış konuşmasını Türk Ocakları Başkanı Doç. Dr. Yavuz Haykır gerçekleştirdi.
DOÇ.DR: HAYKIR: DİRENÇLİ ŞEHİRLER İNŞA ETMELİYİZ.
Panele katılan bütün katılımcıları selamlayarak ve depremde kaybettiğimiz kişilere Allah’tan rahmet dileyerek sözlerine başlayan Türk Ocakları Elazığ Şube Başkanı Doç. Dr. Yavuz Haykır; “Cennet vatanımız Türkiye deprem kuşağındadır. Ve bundan önce olduğu gibi bundan sonra da depremler olacaktır. Deprem gerçeği noktasında bize düşen sorumluluklar var. Sosyal ve psikolojik olarak depreme hazır olmalıyız. Depreme dirençli şehirler inşa etmeliyiz. Çünkü deprem değil yapı öldürüyor. Deprem afetlerinden çıkarmamız gereken dersler var. Afetler öncesinde afete hazır hale gelmeliyiz” dedi.
DEMİRBAĞ: ELAZIĞ’I GELECEĞE HAZIRLIYORUZ.
Panele katılan AK Parti Elazığ Milletvekili Zülfü Demirbağ; Marmara Depremi ile yüzleştiği anları aktararak; “Allah muhafaza İstanbul’da bu şiddetli iki deprem ardı ardına yaşansaydı İstanbul’a enkaz çalışmalarına bile belki girilemezdi. Kahramanmaraş Depremlerinden inşallah gerekli ders çıkarır. Eğer 24 Ocak Elazığ Depremi’nin ardından 25 bin konut yenilenmeseydi Allah esirgesin binlerce kişi ölebilirdi. Elazığ’ın deprem yönetmeliğine uygun TOKİ kontları yükseldi. Elazığ’ı geleceğe hazırlıyoruz. Konuşmamı uzatmıyorum. Hepimize geçmiş olsun ve başımız sağ olsun. Cenab-ı Allah bizi böylesi afetlerle karşı karşıya bırakmasın İnşallah” dedi.
PROF. DR. BİNGÖL: “KİMSE KİMSEYİ SUÇLU ÇIKARMASIN HEPİMİZ SUÇLUYUZ
Panelin Oturum Başkanlığını Fırat Üniversitesi Eski Rektörü Prof. Dr. Feyzi Bingöl gerçekleştirdi. Panelist olarak ise programda Prof. Dr. Ercan Aksoy, Prof. Dr. Ömer Keleşoğlu ve online bir şekilde ise Prof. Dr. Naci Görür yer aldı. Panel oturumuna geçişi sağlayan Fırat Üniversitesi Eski Rektörü Prof. Dr. Feyzi Bingöl; “Eğer bu ülke sonsuza kadar Türk milletinin olacaksa ki İnşallah öyle olacak buna inanıyor ve biliyorum. Bilindiği üzere Kahramanmaraş Depremleri yüz yıl içindeki en büyük depremler olarak nitelendirildi. İkisi de aynı coğrafyada meydana gelen depremler. Tarihsel dönemde de böyle büyük depremler yaşandı” dedi. Türkiye geçmişte de büyük depremler yaşadı az önce Sayın Vekil 1999 Depremi’ni aktardı. O zaman şunu da belirtmek gerekir. Peki 1999 Depremi’nde neredeydik? Ya da 1971 depremlerinde neredeydik? Her depremden sonra gerekli tedbir alırız diyoruz ama gerekli tedbirler alınmadan depremleri unutuyoruz. İnşallah bu kez depremleri unutmadan depremlere hazır oluruz” dedi. Yönetmeliklerin hemen unutulduğunu da aktaran Prof. Dr. Bingöl; “Kimse kimseyi suçlu çıkarmasın hepimiz suçluyuz” dedi.
PROF.DR. AKSOY: DEPREM BİLGİSİ EKSİKLİĞİNDEN DOLAYI SOKAĞA DÖKÜLÜYORUZ”
Prof. Dr. Ercan Aksoy, Faylara çok kafa yorulmaması gerektiğini söyleyerek, “O kadar çok fay var ki hangisinin ne zaman kırılacağını kestirmek zor. Yani depremin ne zaman olacağını bilemeyiz. Depremin öncesine hazırlıklı olmak gibi sonrasına da hazırlıklı olmalıyız. Deprem bilgisi eksikliğinden dolayı herkes sokağa dökülüyor. Arama kurtarma ekipleri bir yere ulaşmak için zaman kaybediyor. Resmin tamamına bakarak bütün kurumlarla koordineli bir şekilde depreme hazır hale gelmeliyiz. Sadece zemin konuşmakla olmuyor” Zemine uygun yapı yapılmalı. Tarım alanlarını tarım alanı olarak bırakalım ya da o zemine uygun yapılar orada inşa edelim. Teknolojinin gelişmesi ile depremlerin canlı canlı yaşanmakta ve bu acılar aklımıza kazınıyor. Binaların da deprem kaydı olsun” dedi.
PROF.DR. KELEŞOĞLU: “YAPILARDAKİ AYIPLAR DEPREMLE ORTAYA ÇIKTI”
Prof. Dr. Ömer Keleşoğlu, Binaların yapı dayanaklığı için, çepeçevre perde duvar olmalı gerektiğini vurgulayarak; “Binaların enkaz haline gelmesi tasarım kurallarına uyulmamasıdır. Usule uygun kentsel dönüşüm yapılmalıdır. Birçok yapı 50 ya da 60 senelik bir de bodrum kat kültürü o bölgede pek yok. Yapılardaki ayıplar depremle ortaya çıktı. Düşük kaliteli malzeme kullanımı. Beton kaliteleri çok düşüktü. Yapının dayanıklılığı için çepeçevre perde duvar olmalı. Yapı denetimler noktasında da bu denli sıkıntı varsa demek ki Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlükleri ve Belediyeler gerekli denetimleri yapmıyor demektir. 1999 depremi sonrasında deprem yönetmelikleriniz iyileştirildi. Yapılarda kusurlu yapım söz konusu” dedi.
PROF.DR.GÖRÜR: SİVRİCE’NİN KUZEY DOĞUSUNDA DEPREM YAŞANACAĞI ENDİŞESİ VAR
Online bir şekilde panele bağlanan Prof. Dr. Naci Görür de “Deprem konusunda fay tartışmaları da yıkım nerede olacak? Gibi konuları konuşmamız artık bitmeli diyerek; Bilim platformlarında artık bunlar sadece konuşulsun. Bunlar medyada çok sık olmasın. Doğu Anadolu ve Kuzey Anadolu Fay hatları bizlerin gözetimi altında. Karlıova Bingöl arasında bir zafiyet var bizlerin öngörüsü yerbilimciler olarak bu yönde. Sivrice’nin kuzey doğusunda bazı yer bilimcilerin bir deprem yaşanacağı endişesi var ancak geçmişte yaşanan; Palu Karakoçan ve Bingöl depremleri oradaki stresi boşalttı. Biz hem Elazığ da hem Malatya da gerek devleti gerek milleti uyardık ama sadece alkışlandık. Elazığ Depreminden sonra da hep Kahramanmaraş işaret etik ve de Yedisu fayı dedik” diyerek depremlerin olabileceğinin söylenmesine rağmen deprem gerçeğinin ciddiye alınmamasından dert yandı” dedi.
PROF. DR. GÖRÜR: BU DEPREMLER BAĞIRARAK GELDİ BEN DÂHİL HEPİMİZ SUÇLUYUZ!
Elazığ’da büyük bir deprem beklemediğine de işaret eden, Prof.Dr.Görür; “Bu depremler bağırarak geldi bende dâhil hepimiz suçluyuz. Şimdi de Hatay, Adana ve Kıbrıs’a dikkat etmeliyiz. Hatay’da oldu. Büyük enerji transferi oldu buradaki levhaları hareket olması normal kırılmış faya büyük enerji yüklenmez ama Malatya ve Ovacık fayındaki hareketlilik de sürpriz olmaz. Adana, Kayseri, Malatya, Sivas ve Bingöl gibi illerde irili ufaklı depremlerin olması normaldir. Elazığ’da 24 Ocak 2020 depremi ile yapı stoku büyük ölçüde yenilendi. Elazığlıların korku içinde olmaları anormal. Her titreşimi duyup Elazığ da deprem oluyor paniği olmamalı! Ama tabi ki Elazığ depreme hazırlanmalı. Elazığ’ın 24 Ocak Depremi’nde depreme hazır hale gelmemesi yerel yönetimlerin ve milletin umursamazlığından kaynaklandı. Bu nesil belki büyük deprem yaşamaz ama kendi cehaletimiz ile geleceği karartmayalım ve deprem dirençli kentler olmak için bir takım bileşimler var bunu unutmayalım, Bu ülkede deprem mekanizması 13 milyon yıl öncesinde başladı ve bunu durduramayacağız. O zaman deprem dirençli kentler olursa deprem korkumuz kalmaz. Elazığlılar için Fırat Üniversitesi büyük şans. Elazığ, doğuda deprem dirençli kentler noktasında gelecek nesillere örnek olabilir” dedi.