Bu haftaki yazım siyasetten uzak edebiyat tadında olacak desem de siz tanırsınız beni uslu
durmayı pek sevmem.
Edebiyat da olsa siyaset de olsa illa bir karşı çıkış tavrı oluşturur çatarım kaşlarımı, çatmadan duramam hak edene..
Eleştiriden muaf, narin ve ince dokunuşlarla süslü cümlelerle karşınıza çıkmıyorum.
Bilinmektedir ki, an-ı zamanda, şair olmak ben şiir yazıyorum demek kadar kolay artık.
Eline kalemi alan bir iki uyaklı dize attırdı mı kendini şair addeder.
Kitaplardan ve şiirin iç yüzünden bi haber yaşamışlardır hep.
Şiir ya da edebiyat dergilerini ömründe karıştırıp okumuşluğu da yoktur bu tip insanların
Şiir üzerine bir iki eleştiri yazısı yazmak için kafa yormak da akıllarının bir köşesinde olmaz.
Hal böyle olunca, sözüm ona edebi zemin! şiire benzeyen dizelerden ve şaire benzeyen şairimsilerden geçilmez olur.
Gazetede köşe yazan da yazar, eline kalem alan da yazar, yazar da yazar.
Her şeyin ateş pahası olduğu bu devirde şiirimsi şeyler yazmak bedava artık, kapış kapış gitmese de onun yazarına şair (imsi) yaftası vurulmuştur boşu boşuna.
Herkes şairim diye meydanda endam sergiler.
Peki şiirin gerçek ustalarından; Haşim’den, Fuzuli’den, Karacaoğlan’dan, Yunus’tan, hatta ve hatta Ahmet Hamdi Tanpınar’dan, günümüz şairlerinden İsmet Özel’den sıyrılmış ve bizlere şiirin ucuz şeklini sunan yargı nedir?
Ya da şairleri yok sayan şairimsileri meydanda at koşturtan nedir?
Bir yazarın dediği gibi, “Yaşamanın bedelini veren; ‘acıyı bal eyleyen’, kelle koltukta yaşayan; halkı, vatanı ve insanlık için ölümü göze alan ve de ölen kaç şair tanıyorsunuz, söyleyin?...
Korkak, çıkarcı, kentsoylu; fildişi kuleye gizlenen, yayıncısına tutsaklanan, etliye-sütlüye karışmayan şairimsileri (ya da tatlı su şairlerini), şiir yazma heveslisi gençler kadar suçsuz bulamıyorsunuz değil mi?”
Biliyoruz ki şiirle-şairle olmaz bu iş, ekmek değildir şiir; umut, direnç, muştu veremez şair’ demeyin sakın. ‘Şairler’e (derin okyanusların şairlerine) ayıp olur...
Ve yine biliyoruz ki: Adam gibi adam şaire denk gelmek çok zor”.
Bazıları bazılarını şair(!) kılarken, başkaları da başkalarını yok sayıyor… ‘Şair yok’ şimdilerde.
Değil bir şiir, bir dize bile bulmak güç, oysa milyonlarca şair var ve yazdıkları uluorta her yerde.
Tonlarca şiir kitabı adı altında yayımlanır ülkemde ama ne bir şair, ne bir yayıncı, ne bir köşe adamı, ne bir yazın-erki okurun haykırışına kulak verir.
Gerçi okur da artık haykırmıyor.
Oysa şiirimiz öldürülüyor her gün bir yerinden vurularak.
Tadı tuzu olmayan, ondan bundan esinlenerek, birbirinin aynı, özentisiz, coşkusuz şiirimsiler tıka basa doldururken her yanı, bunları yazan kendinden maharetli malum şairimsiler endam sergilemeye devam etsinler.
Şiir öldü, şiirimsiler moda, şairler kendinden geçmiş, şairimsiler revaçta.