Şahsımı, kim nasıl bilir, kim nasıl tanır, nasıl değerlendirir, bu tanımalar, iyi midir, kötü müdür, pek merak etmem, kim nasıl tanır ise tanısın, çok da önemli değil der, yoluma devam ederim.

Bu gün, bir tanıdık ile karşılaştım, ''Gülerek, Galiba Sisteme Savaş İlan Ettin'' dedi.

Şaşırmadım, demek ki, öyle bir görüntü veriyorum dedim içimden.

Evet, 17 yaşında siyasi polis ile yüz, yüze geldiğim andan itibaren, sistem ile savaş halindeyim, sistem ile savaşım polis ile karşılaşmam değil, polis ile karşılaşmama sebep olan, sistem, sistem ile çatışmam.

Evet bu sistem, insan yaratılışına uymayan bir dayatma, bir aldatmaca, bir orta oyunu, bir sinsi kurgu.

Adı ister demokrasi olsun, ister diktatörlük, ister faşizm.

Hepsi aynı değirmenin çarkına su taşır, o değirmende insan öğütülür, insan un ufak edilir.

Direniş burada başladı, un ufak olmamak için bir direnişti bu.

İsyan burada başladı, köle olmamak için bir isyandı bu.

Savaş burada başladı, bir makine gibi, üretim aracı olmama savaşı idi bu.

Bu isyanın bir tek manifestosu vardı, iki kelimelik bir manifesto, ''Ben İnsanım''.

İsyanın manifestosu, Savaşın çığlığı, Direnişin ayak sesleri.

Bu cümleler, günümüz insanı tarafından yadırganır, geçmişte yadırgandığı gibi.

Kabul edilemeyişi, yadırganışı çok doğaldır, bu cümlelerin.

Çünkü insan, doğacaksın, büyüyeceksin, üreteceksin, üreyeceksin, tüketeceksin ve öleceksin metaforuna sokulmuş, bunun dışında bir seçenek bırakılmamıştır.

İnsanlık tarihi boyunca, ortaya atılan tüm sosyal sistemler, devlet kurguları, ''İzmler'' bu temele oturtulmuştur.

Farklı olarak görülse de, bir birinin alternatifi gibi gösterilse de, Tüm ''İzmler'' de, Tüm Devletlerde, Tüm sistemlerde anayasa budur.

Farklılıklar sadece isimlerde, ve yürütme erkinin şeklindedir, birinin isminin önünde sosyal, diğerinin isminin önünde bireysel sıfatların olması, bu gerçeği değiştirmez.

Sosyalizm de, güden devlet iken, kapitalizm de güden ve yöneten erk şahıslar ve özel teşebbüslerdir.

Her iki örnekte de, temel felsefe insanın güdülmesi ve üretim aracına dönüştürülmesidir.

Evet bu Dünya düzeni beni anarşist yaptı.

Anarşist olmalıydım.

Ben üretim aracı olamazdım, ben bir makine değildim.

Ben düşüne biliyordum.
Ben Hissedebiliyordum.
Ben Ağlaya biliyordum.
Ben Güle biliyordum.
Ben seve biliyordum.
Bende olan bu özellikleri yok ediyordu, sistem.
Üretim aracı makine, ben olamazdım.

İsyan et dedi içimdeki ben.
Ben de içimdeki bene uydum, anarşist oldum.

Bana sunulan.

Kapitalizm de olsa.
Sosyalizm de olsa.
Demokrasi de olsa.
Faşizm de olsa.
Krallık ta olsa.

Adı ne olursa olsun, sunulan sistemlere, sunak olmamak için İsyan et dedi içim deki ben.

İsyan ettim, arkadaşım, isyan.

İnsanın özgürlüğü bu olsa gerek.

Ben insanım diyebilmek, hiç bir otoriteye boyun eğmemek.

Başka yol bulamadım, başka türlü insan olamıyorum ben.
 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol