Üniversitelerdeki en ciddi sorunlardan biri de kahir ekseriyeti 50/D’lilere yapılan mobbing yani psikolojik tacizdir. Genellikle çalışmayan, üretmeyen, zamanında torpil bularak üniversiteye kapak atmış, makam, mevki elde etmiş, dedikodu yapmaya zamanı bol olan kişilerin başvurduğu bir yoldur. Yayınlarıyla, öğrencileriyle ilgilenmek, bilime katkı sunmak yerine sağa sola saldırıp insanlarla münakaşaya giren, makam ve konumunu kötüye kullanan bu tipler, akademinin en büyük belasıdır. İsmi bende mahfuz olan 50/D’li bir meslektaşımın, yakın bir zamanda yaşadığı psikolojik tacizlerden bazılarından kısaca söz edeyim.

Değerli dostuma yapılan baskılar daha araştırma görevlisi alım sınavında başlamış. Bölüm başkanı, başarılı olan bu arkadaşımın sınavını iptal etmek için bir tutanak tutmak istemiş. Gerekçesi ise soruların yazılı olduğu kâğıda ek olarak verilen Osmanlıca metninin katlanması imiş. Bu saçma duruma elbette müsaade edilmemiş. Yine anlattığına göre; ilgili bölüm elemanları bu olayı çarpıtarak “soruları zor bulup beğenmediği için elinin tersiyle itti” şeklindeki kışkırtıcı suçlamayla diğer meslektaşları arasında bu dedikoduyu yaymış ve onu hedef olarak göstermiş.

Arkadaşıma daima fazla fazla görev yazılıyor, buna ek olarak bazen diğer bazı asistanların asistanlığını yapmak zorunda kalıyor. Kendisi, ortada böyle bir adaletsizliğin olduğunu bölüm başkanına bildirdiğinde “sen kimsin, onlar yıllardır benim yanımda, sen yokken onlar vardı” cevabını almış. Arkadaşım, -daha evvel yazımıza konu olan- 50/D maddesinde çalıştığı için yapılan baskılara sesini çıkaramamış. Yer yer mensubu olduğu X sendikasına da bu durumu bildirmiş, ancak kimseden bir cevap alamamış.

Arkadaşım, resmi kanaldan gelmeyen bir sınav gözetmenliği görevlendirmesi için bölüm başkanına mazaret bildirerek bir sonraki sınavla yer değiştirmesini rica etmiş, buna mukabil kendisine olumlu yahut olumsuz bir cevap dahi verilme tenezzülü gösterilmemiş. Sınava yetişemeyeceğini bildirmesine rağmen hakkında tutanak tutulmuş ve görevi ihmal suçlamasıyla disiplin soruşturması geçirmiş. Evet basit ve resmi olmayan, dersin hocası olmadığı bir sınav görevi için... Üstelik en fazla görev kendisine yazıldığı hâlde. Bu konuda haklı bulunmuş ve herhangi bir ceza almamış...

(Dostumun beyanına göre) Bölüm başkanı, rika hatlı Osmanlıca bir mecmuayı okuyamadığı için önce kendisine “emeğinin karşılığını alırsın” diyerek yardım teklifi iletmiş, akabinde onun da olduğu bir ortamda bir tarih hocasına eseri para ile okuması için açıkça teklifte bulunmuş. Bu durumu, gereksiz yere soruşturma açılmasını ve yaşadığı diğer psikolojik tacizleri, delilleriyle 13 sayfalık bir dilekçe hâlinde rektörlüğe bildirmiş ve rektörlük makamı da mobbingle mücadele birimine sevk etmiş. Gelen karara göre müşteki dostum, “mobbing şikayet hakkını kötüye kullanmış” sayılmış. Bölüm başkanı da bu karara istinaden kendisine “iftira” suçundan hemen başka bir soruşturma başlatmış. Eee şair Râşid ne demişti;

Cihânda devlet ider aybın âdemin mestûr

 Günâh iderse de farzâ sevâbdır derler

(Dünyada, insanın ayıbını sahip olduğu makam kapatır.  

Yüksek makamdaki biri günah işlese, yine de sevaptır derler.)

Anlattığım bu örnekten de anlaşılacağı üzere üniversitelerde güç kimdeyse herkes güçlüden taraf oluyor. Sözde mobbingle mücadele kurullarında yer alan üyeler zaten şikayet edilenlerin eşi, dostu çıkıyor. Kime kime şikayet ediyorsunuz? Üniversitelerin mobbing birimlerinin mağdurlara yönelik müsbet bir karar verdiğini duyan gören varsa bildirsin. Mobbing kurullarında yer alanlar da kendi altındaki araştırma görevlilerine aynı eziyeti yapmıyor mu? YÖK bu konuda gerekli adımları atmalı ve mobbinge karşı daha ciddi ve şaibeye mahal vermeyecek önlemler almalıdır. Mahkemeye giden de hâkimin “somut belge” talebiyle karşılaşıyor. Akademide en çok ezilen, hakları gasp edilenler piramidin en alt basamağındaki araştırma görevlileridir. Bilhassa da 50/D’li meslektaşlarım. Saygıdeğer YÖK başkanının Bursa’da araştırma görevlileri ile buluşacağı iftar programı menfur saldırıdan ötürü iptal oldu. 35-40 bin genç, bu iftardan gelecek güzel haberleri beklemekteydi. Dilerim ki en kısa sürede gerçekleşir.

Araştırma görevlisi meslektaşlarım, kimsenin ayak işlerini yapmak, zulmünü, kahrını çekmek zorunda değildir. Maaşlarını, rektörler, dekanlar, bölüm başkanları kendi ceplerinden ödemiyorlar. Bölüm hocasının doğum gününü kutlamadığı, faturasını yatırmadığı, çocuğunu okuldan almadığı için sitem ve cefa gören, öğrencinin kopya çektiğini dersin hocasına bildirdiği için olumsuz tavırla karşılaşan  meslektaşlarım var. Gerçekten abartmıyorum bunlar bu memlekette yaşanmıştır. Şimdi hepsi doçent, profesör oldular. Bundan dolayı mı şimdiki genç araştırma görevlilerine zulmetmeyi kendilerine reva görüyorlar bilinmez... Sendikalar da suya sabuna dokunmayan bir anlayışla hareket etmektedir.

Daha geçen gün bir dostum anlattı. Bir üniversitede araştırma görevlisi, konferans salonundaki kapıyı kapatmak için “teknik destek” olarak görevlendirilmiş ve “sorumluluğunu yerine getirmediği” anlaşılınca soruşturma geçirmiştir. Araştırma görevlisi mi? diyelim kapıcı mı? diyelim. Kapıcı daha uygun olur kanaatimce. Kapıcılar Kralı filmindeki Seyit (Kemal Sunal) gibi her türlü işi yapan “kapıcı” araştırma görevlisi, en üst katta oturan dekanın, onun bir alt katında oturan dekan yardımcısının, onun bir altındaki bölüm başkanının, onun bir alt katında oturan anabilim dalı başkanının sözünü ikiletmeden “gel” deyince gelip “yap” demesiyle de yapmak zorunda kalıyor. Ders veren hocalara mesai kavramı yoktur ama araştırma görevlisi işe bir saat gecikti mi? bir saat erken mi çıktı? Adres belli: disiplin soruşturması...

Araştırma görevlisinin asıl işi; bilimsel yönden kendini geliştirmek, metot öğrenmek, araştırma yapmak, yeni yayınları, çalıştayları takip etmek, bilginin peşinden koşmak, yeri gelir hocasının yerine ders vermek, yeni fikirler üretmektir. Memur misali çalışmaktan, ayak işlerini yapmaktan kendi tezlerine bile vakit ayıramıyorlar ki. Kitap, makale, bildiri şöyle dursun tezini yazamayacaksa sadece sınavlara “gözetmen” tayin edilip memurların yapması gereken alanına girmeyen işleri yapacaksa adı “araştırma görevlisi” değil “vazife-dâr” olsun. (Vazife-dâr; görevli, iş yapan, memur demektir.) Zira sınavda gözetmenlik, ders programı hazırlama vb. işleri, lise hatta ilkokul mezunu biri de rahatlıkla yapabilir. Sabah 8:00 akşam 17: 00 mesaisi ile çalışan araştırma görevlisi kapıcı gibi kullanılabilir mi? Kapıyı açıp kapatmak için “teknik destek” olarak resmi yazı ile görevlendirilmek ne demek oluyor? Çok değerli genç bir bilim insanı dostum, bu ayak işlerinden bilime vakit ayıramadığı için araştırma görevliliğinden istifa etti. Şuanda da alanında büyük işler başardığını görüyorum. Onun maddi durumu iyiydi peki ya hânesinde evlad u ıyal olanlar ne yapsın? Vakıf üniversitelerinde olanlara ise hiç girmiyorum.

YÖK, araştırma görevlilerinin özlük haklarını iyileştirmeli, 50/D tümörünü ivedilikle ortadan kaldırmalıdır. Geçtiğimiz gün yayımlanan çalıştayda çıkan bazı kararlar, yalnızca kuru bir Batı taklididir. Gündeme gelen “üç makale yazan doktora yapmış sayılsın”, “normal süresinde (4 yıl) doktorasını bitiren 50/D’lilere 1 sene ek süre verilsin” maddeleri hangi aklın ürünüdür? 4+2 yıl hakkı varken onu da mı elinden almak derdinde birileri? Sadece araştırma görevlilerinin katıldığı bir çalıştay yahut sempozyum düzenlensin. Orada çıkan kararlar da uygulansın. 50/D sorunu ortadan kalkar kalkmaz zaten binlerce kişi doktora tezini hemen savunup “doktor” unvanını alacaktır. Bu da ülkemizin “nitelikli” doktoralı mezun seviyesini önemli ölçüde arttıracaktır. Amaç buysa çözüm bellidir. Özellikle sosyal bilimler alanında üç makaleyi üç haftada yazmak çok da zor değildir. Vasıfsız doktoralıların bol olması ülkede neyi değiştirir? Bağdatlı Rûhî’den bir beyitle bitirelim:

Evc-i felege basdı kadem câh ile câhil

 Erbâb-ı kemâlün yeri yok zîr-i felekde

(Cahiller makam sahibi olup feleğin en üst köşesine ayak bastılar. Olgun ve bilgili kişilerin ise malesef gök kubbenin altında bile yeri yoktur.) Vesselam.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol