Yaklaşık bir yıldır Dünyayı etkisi altına alan covit-19 salgına karşı İnsanlığın mücadelesi devam ediyor.

Salgınla mücadele için başlangıçta farklı şeyler söylense de geldiğimiz noktada,bilim adamlarının ortak kararı ile maske mesafe ve hijyende karar kılınmış görünüyor.

Salgına karşı farklı çalışmalarda devam etmektedir bunlara bakacak olursak;

-Aşı çalışmaları..

-Vücudun bağışıklık kazanması…

-Hastalığa karşı vücut direncini artırmak için tavsiye edilen vitaminler.

İsmi üzerinde bağışıklık bir sistem bu sistemin iyi çalışması için yukarıdaki takviyeler önerilmekte sindirim sisteminin, dolaşım sisteminin ve solunum sisteminin korunup virüsün etkisi azaltılmak isteniyor. Bu süreçte vücudun virüse karşı direncini kendi yapması planlanmaktadır.

Bağışıklık sisteminin genel tanımı da;

Bağışıklık sistemi vücudu yabancı ve zararlı maddelerden koruyan karmaşık bir sistemdir. Kısacası vücudu hastalıklara karşı koruyan bir savunma kalkanıdır.

Başka bir ifadeyle hiçbir destek almadan vücudun bağışıklık kazanarak virüsle gelen hastalığı hafif atlatması ve bir süre sonra normal haline dönmesidir.

Yaşadığımız virüslü günlerde hastalığa yakalananları en çok solunum sistemi zorlamaktadır.

İnsan vücudu sadece bu sistemlerden ibaret değil,İnsanda var olan İnsanı İnsan yapan akıl ve vicdan yoğun bir virüs saldırısı altındadır.                                                

Dünya genelinde bu salgının bir gün biteceğini biliyoruz,akla ve vicdana yönelik saldırıların biteceğine dair hiçbir umudum yok.

İşin kötüsü de aklımıza ve vicdanımıza bağışıklık kazandırmak istiyorlar,iyileri pasif kötüleri sürekli aktif tutmak istiyorlar. Virüse yakalanmış aklı ve vicdanı besleyen aşı vitaminlerde yanlış uygulanmakta.                                                                       

Verilen aşı ve vitaminler aklı ve vicdanı harekete geçirmek yerine daha fazla uyuşturmaktadır.                                                                                                                        

Bunun sonucunda İnsanlık tarihin hiçbir döneminde görülmediği kadar akıl ve vicdan tutulması yaşamaktadır.

-Aklını kullanmamaya bağışıklık kazan..

-Vicdanın sesini bastırarak  sesini duyma buna bağışıklık kazan..

-Adaletsizliğe hayatın her alanında alış tepki verme buna bağışıklık kazan..

-Her türlü ahlaksızlığı önemseme görme bağışıklık kazan…

-Hayat felsefen bana dokunmayan yılan bin yaşasın felsefesi olmalı bağışıklık kazan.

Yukarıda yazılanların örneklerini yazmaya kalksan sayfalarca yazılıp söylenebilir,salgına karşı bağışıklık kazanmamız salgını yenmemizde bize katkı vereceği kesin.

Çevremizde olan olumsuzluklara karşı bağışıklık kazanıp tepki vermememiz ise,İnsanlık için bitmeyen ve acısını her zaman çekeceğimiz bir bağışıklık olacaktır.

Birincisi İnsanlığı yaşatırken ikincisi öldürecektir.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol