Geçmişinde akçeli işleri, sırtında bagajı olmayan, ahlaklı, namuslu birini bulabilirsem ben bu görevi bırakırım
Önce bu cümleyi semantik açıdan değerlendirmek gerekir.
Semantik değerlendirme, bir sözün bir yazının anlam bilim açısından süzgeçten geçirilmesidir.
Yukarıdaki çok açık cümlenin semantik açıdan süzgeçten geçirilmesi de ne demek diye itiraz edilebilir.
Evet, haklı bir itirazdır, adam çıkmış ben görevimi devredebilirim, yeter ki sırtında bagajı olmayan ahlaklı, namuslu biri olsun diyor ne var bunda niye öküzün altında buzağı arıyorsun da denilebilir.
Vallahi benim huyumdur, bir türlü terk edemedim bu huyumu, sürekli öküzün altında buzağı ararım ben, öküzün altına saklanmış çok buzağıyı çıkarıp kurbanlık piyasasına sürdüm, bu sefer de öyle olacak.
Yazının başındaki cümle Türkiye’nin en namuslu, en ahlaklı, en nazik, en beyefendi, en açık sözlü siyasetçisi Bay Kemalin sözleri.
Açık sözlü olduğu yukarıdaki cümleden anlaşılıyor ama diğer vasıflar var mıdır, yok mudur Allah bilir ben bir şey diyerek Bay Kemalin durumuna düşmek istemem.
Bay Kemalin sözlerini anlam bilim açısından analiz etmek vakit israfı olur benim için, yeterince açık anlam içeriyor zaten, dil bilimciler, anlam bilimciler gerek görürse değerlendirsin, israf haramdır diyerek, hemen anlamlandıralım bu muhteşem cümleleri.
Adam açık açık diyor ki, Genel Başkanı olduğum partide, ahlaklı, namuslu, sırtında bagajı olmayan yani akçeli işlere bulaşmamış, ihaleye fesat karıştırmamış, yolsuzluk yapmamış, rüşvet almamış biri bulunur ise ben görevi bırakırım.
Vay be, demek Cumhuriyetin kurucusu Atatürk’ün partisi bu duruma düşmüş dersek CHP ye haksızlık etmiş olmayız.
Bu cümlelerin muhatabı tabi ki gariban parti seçmeni değil, üyeler, delegeler de değil, bu sözün muhatabı Parti meclisi üyeleri, MYK mensupları, kurmaylar ve belediye başkanlarıdır, çok özel muhatap ise Ekrem İmamoğlu dur.
Bay Kemal açık açık diyor ki, Genel Başkanı olduğum parti, benim liderliğimde öyle bir hale geldi ki, benden gayri ahlaklı, namuslu, sırtında bagajı olmayan adam yok gibi, bırakıp nereye gideyim ben, varsa bulun gideyim.
Bay Kemal bir başka şeyi daha itiraf ediyor bu muhteşem cümleler ile açık açık Narsist bir kişilik olduğunu itiraf ediyor bu Ahlak abidesi zat.
Neyse bu cümlelerin muhatabı biz olmadığımıza göre üstünde fazla tepinmenin bir anlamı yok.
Bizim Elazığ da böyle laflar için söylenen çok güzel bir deyiş vardır, ‘’Vay Baba bu lafı it yese kudurur’’
Vallahi de billahi de aynen it yese kuduracak bir laftır bu laf, kudurmak bazen çok güzeldir, kuduranın şerefini, haysiyetini, namusunu kurtarır, umarız bu partinin mensupları bir an evvel kudurur, kudurmuş bu narsist liderin ipini çeker, lafı söyleyene yedirir.
Bekleyip göreceğiz.
Yazarken benim en sadık yardımcım Şeytandır, aklıma gelmeyen her şeyi Şeytan hatırlatır bana, bu sefer pek karışmadı yazıya, acayip, acayip sorular sordurmadı bana, neyse alacağı olsun, O da bıktı bu müptezel siyasetçilerden olacak ki, tatile çıktı demek.
Çok uzaklardan Şeytan bağırdı yine, Murat Müridim Ya bu Ahlak abidesi zat size Cumhurbaşkanı olsaydı, hiç düşündün mü diye.
Şeytan Kardeş beni Mürit olarak kabul ettiğin için teşekkürler ama ben senden daha zeki ve akıllıyım Vallahi, hiç aklıma getirmedim böyle bir ihtimali yemin ederim, hatta bu kadar oy alacağı bile aklıma gelmemişti, belki senin aklına gelmiştir Şeytan kardeş.
Hazır namustan laf açılmışken, bir Cumhuriyet ve Atatürk hayranı olan benim için, yüzünde Atatürk ve Cumhuriyet maskesi olan bu ‘’Örgütü’’ deşifre etmek de benim namus meselem olacak.
Bekleyin deşifre edilecek çok şey var daha.