Vakti zamanında bir adam tanıdım.  

Kendisini mükemmel olarak tanımlardı.

 Ne bir eksik ne bir fazla!

Bay Mükemmel tuvalete gittikten sonra koku salmaz, burnunu sümkürmez asla!

Yere tükürmez mesela, ezkaza geğirmez. 

O insan değildir adeta bir melektir, kanatsız ama!

Şeytanda bir melekti diye alışılagelmiş rutin bir cevap verelim.

Külahıma anlat tüm bunları dediğinizi duyar gibiyim.

Ama Bay Mükemmel’i tanısaydınız siz de benim gibi düşünürdünüz.

 Bay Mükemmel de bizim gibi etten, kemikten ve sidikten ibarettir.

Bilinsin diye yazıyorum, benlik duygusu yerle bir olsun diye söylüyorum. Yoksa başka bir niyetim yok, valla!

“Eşek âlim olmaz taş taşımakla tekkeye / Adam insan olmaz gitmek ile Mekke’ye” Bay Mükemmel’dir bu. O; her şeyin en güzelini görür, her şeyin en alasını yapar ve dünyanın kendi etrafında döndüğünü zanneder.

Hatası hiç yoktur bu ifade dahi onun mükemmelliğine hakarettir zannımca.

O gökteki yıldızlar gibi ulaşılmazdır ve yüksektir cümle şeyden.

Olumsuz bir ifade hatalı bir hareket kazara ona yönelen bir yan bakış hoş görülmez asla.

Başkasının fikirleri onun fikirlerinin yanında fikir bile değildir.

Onun fikirleri devdir, diğer fikirler cücedir.

O muhteşem ötesi bir şeydir, o muhteşemliğin dile getirilmesi ve illa ki bir şekilde konuşulması gerekir.

Çünkü o bunu hak ediyor.

Bay Mükemmel en güzel giysileri giyinir; giydikleri modadır, rüzgâr yaratır ikamet ettiği yerde.

Taklit edilir, kopya çekilir ondan her şey.

Endamı serviye teşbih edilir, konuşması duduya.

Yanakları elma elmadır, dudakları bal bal…

Gözleri eşek gözüdür; simsiyah iri mi iri…

Kirpikleri o gözü koruyan muhafızlardır uzun mu uzun.

Nefesi gül bahçelerinden rayihalar getirircesine ferahtır.

Saçları geceden karanlıktır.

Ona bakan onun gözlerinin karalığına vurulur.

Şems gibidir o, onun dışındakiler ise Mevlana!

Ay mükemmeldir o; herkesin elle gösterdiği, gözünü ondan alamadığı, ağzı açık ona baktığı, uğruna avare olduğu, örnek alınan, misal gösterilendir o.

O; anıttır bir nevi, kusursuzluğun müşahhas hali.

Saygı duruşuna layıktır. İnsanlığın mükemmel, kusursuz ve muhteşem hali…

Ondan sonrası risalet makamıdır sanki tövbe estağfurullah tövbe!

Bay Mükemmel argo hiç konuşmaz, öküz demez hiç kimseye mesela.

Hey yahut ulan diye hitap etmez Allah’ın hiçbir kuluna! O naziktir gül fidesi gibi, o kibardır İstanbul beyefendisi gibi.

Kelâmın kibarı onun sözüdür, onun sözü kibarın kelâmıdır.

Bay Mükemmel falso vermez asla, yanlışa düşmez, haktan ayrılmaz, avare dolaşmaz, herkesle muhatap olmaz katiyen. Kendisi çalar kendisi oynar bir yaşamdır onunkisi.

Espri yaptı mı herkes güler çünkü en komik olabilendir yeri geldi mi!

Ağzını açtı mı bütün kulaklar onun eşsiz terennümünü duyabilmek adına pürdikkat kesilir aniden.

Herkes not almaya çalışır yahut tadını çıkartmaya çalışır o ulvi sesi dinlemenin.

O, Bay Mükemmel’dir; aramızdadır her daim. Kimi zaman yanımızdadır, kimi zaman yakınımızda…

Dikkat edin lütfen çevrenize, gözlerine iyi bakın onun.

Ne kadar da mükemmel insanlar var çevrenizde, kıymetlerini bilmediğimiz.

Değerini fark etmediğimiz, o kadar harika ötesi insanlar vardır aramızda.

Ciddi mi ciddidirler, resmi mi resmidirler, yüksek mi yüksektirler, dokunulmaz mı dokunulmazdırlar.

Daha ne ister bir toplum, mükemmellerden oluşan bir güruha sahiptir.

Bu kadar elit, bu kadar sergen, bu kadar yüksek, bu kadar salon adamı olan bir ekip Allah aşkına nasıl çıksın dışarıya, halkla nasıl iç içe olsun?

Otobüse nasıl binsin, çay ocağında nasıl otursun?

Paçası nasıl çamur olsun, fakirlerle nasıl dostluk kursun?

Nasıl tokalaşsın halktan biriyle, nasıl öpüşsün dışarıdan biriyle?

Halkın yediğini nasıl yesin, içtiğini nasıl içsin?

Şık olur mu Allah aşkına, halkla sohbet etsin?

O, top oynamaz asla, terlemez.

Bir somun ekmeği ortan bölüp sokak ortasında yemez.

Soğana düşmandır, alt tabakaya uzaktır.

Onun dili en doğru dildir.

İnancı en mükemmel inançtır.

Kendisi âlem üstüdür.

Yani âlem birisidir, gülmekten öleyazacağım şimdi.

 O; ölmez zanneder kendisini, ölemez bilir, ölmemelidir yani.

Toprağın altı ona göre değil.

Bulutlara defnedilmelidir ölse de kazara; bembeyaz, yumuşacık bulutlara…

Bay Mükemmel her devrin vazgeçilmezlerindendir.

Ölümsüzdür.

Seçkin kulu gibi görür kendisini Allah’ın.

Oysa geçkindir insanlıktan.

Keyfinin kâhyası olamaz hiçbir kimse onun.  

Bay Mükemmel, senin ne mal olduğun yaşadığın dünyadan belli!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol