Ülke olarak zor günlerden geçiyoruz. Yaklaşık 1.5 yıldır salgın süreciyle verilen mücadele herkesi ekonomik anlamda hayli yıprattı.

Evde zorunlu salgın günlerinin getirdiği psikolojik buhran, kalıcı bazı hasarlar bırakacağa benziyor.

İș yerlerinin herșeye rağmen varlıklarını devam ettirme çabasıyla küçülmeye gitmesi, bazı çalışanlarla yolların ayrılmasına neden oldu.

Birçok aile birikimlerini bu süreçte tamamen tüketti. Elde avuçta hiçbir  șey kalmadı.

Küçük esnaf, çıkış yolu olarak bel bağladığı bayram öncesi gelirden de, açıklanan tam kapanmayla, mahrum kaldı.

Bu zorlu süreçte, insanları ayakta tutmaya, umutları yeșertmeye ve biz bitti demeden bitmeyecek anlayışıyla moral așılamaya çalışan bazı değerlerin çıkması, insanı gururlandırıyor. Bu tür çabalara tanık olmak, sadece umutları yeșertmiyor, "Biz" olgusunun gerçekte ne kadar önemli olduğunu da gözler önüne seriyor.

İște bu değerlerden biri de sevgili  kardeşimiz Ali Yelman...

O, Çanakkale'de görev yapan genç  bir jandarma uzman cavuș...

2019 yılında Hakkari'de görev yaparken başlattığı cenaze aracı kampanyasıyla Alacakaya'ya tarihinde ilk cenaze aracını kazandıran bir memleket sevdalısı.

2021 yılında belediye başkanı Başaran Yaşlı kampanyaya dahil olarak aracı yenilemiş ve Alacakaya'nın makus talihini de bir bakıma birlikte değiştirmişlerdi

"Bundan yıllar evvel amcam vefat ettiğinde cenazeyi Alacakaya'ya getirirken çok zorlanmıștık. O gün hem çok üzüldüm hem de kendi kendime bir karar aldım. Ve dedim ki, benim yaşadıklarımı başka aileler yaşamayacak. Cenaze aracı işi böylelikle başladı" diyor.

Şimdi de "Cemre bu kış çocukların yüreğine düşsün" sloganıyla başlattığı 'bir mont bir bot' kampanyasıyla, dar gelirlilerin yarınlara daha umutla bakmalarını sağlamaya çalışıyor.

Bu çok önemli aslında. Bazen bir çocuğun yüzünde oluşacak tebessüm, onu yarınlara hem daha iyi hazırlayacak hem hayatın zorluklarına karşı dirençli tutacak hem de geleceğe daha umutla bakmasını sağlayacak.

Bu tıpkı bir zincirin halkası gibi birbirine bağlı bir motivasyonun da yeșermesine zemin hazırlayacak aslinda. El eli yıkar, el döner yüzü yıkar, bilinciyle hareket etmek dedikleri şey tam da bu...  

Ali Yelman kardeşim, zorlu geçen okul yıllarını anlatırken belki de orada okuyan herkesin duygularına tercüman oluyordu bir bakıma:

"Ben hergün köyden ilçedeki okula  yürüyerek gidip geliyordum. Yaklaşık 6 km'lik yolu aşarken ayağımdaki delik ayakkabı yağmur ve çamur nedeniyle su alırdı.

Bir okul çantam ya da su geçirmeyen bir montum da yoktu. Biliyordum ki, ilçede okuyan tüm köy çocukları benimle aynı kaderi paylaşıyordu. Çünkü gariban insanlardık biz...

Şimdi istiyorum ki, bizim yaşadığımız sıkıntıları geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımız yaşamasın...

Kampanya için çıkış noktamız da bu oldu" diyor ve ekliyor:

"Partizanlık ya da hemșehrilik yapmıyorum. Bu olgunun kimseye fayda sağlamadığı, sağlamayacağı da ortada.

Hiçbir șey için geç değil. Yeter ki, içimizdeki potansiyelin farkına varalım...

Bir tek çocuğun sıkıntısını bile giderebilmek, bizim için çok önemli. Bu gerçeğin farkındayız...

Kampanyaya yoğun bir ilgi olduğunu görmek, beni ziyadesiyle mutlu ediyor. Demek ki, doğru birșey yapmıșım, diyorum kendi kendime... "

Süreçle ilgili olarak da:

"Kampanya için yapılan bağışları da şeffaflık olusuyla halkımızla paylaşıp onları bilgilendireceğiz." demeyi de ihmal etmiyor.

Biz de imkanı olan tüm vatandaşları bu kampanyaya az ya da çok katkıda bulunmaya davet ediyoruz.

"biz" olgusunun ne kadar önemli bir kriter olduğunu şu zorlu süreçte herkese ispat edelim. Zaten bize lazım olan da bu değil mi? 

Çalışan, emek veren, değerlerimize değer katan insanlara bir el de biz uzatalım...

TR280001000186846527215001

Alacakaya Çataklı Köyü Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği

Ziraatbank

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol