Görüyorum çalışıp, yırtınıp duruyorsunuz.
Açılıştan açılışa koşuşturuyorsunuz.
Halkın ayağına gidiyorsunuz.
Evet son zamanlarda canla başla çalışıyorsunuz da.
Biraz geç kalmadınız mı?
Tüm bu çabanıza rağmen ilk izlenimlerinizi halkın hafızasından silip atmayı beceremediniz ne yazık ki.
Vatandaştan gelen tepkiler öyle diyor.
Yani bu saatten sonra ağzınızla kuş tutsanız yaranamazsınız.
Reis Bey’e sırtınızı dayamıştınız, iktidarın bütün olanakları arkanızda fakat dönüp bıraktığınız izlere bakınca hep isyana ram olmuş mutsuz bir halk çoğunluğu.
Nasıl olsa oylar çantada keklikti.
Kimi listeye soksanız seçilecekti.
Evet aynen öyle de oldu.
Karşısında siyasi misyondan uzak, siyaset terminolojisine yabancı, vatandaştan kopuk vekilleri gören CHP’li vekil aldı sazı eline vurdu vatandaşın bam teline.
Dokundukça yer ile yeksan oldunuz, bittiğinizin resmini çekip elinize verdi.
Hiçbir şey yapmadan sadece laflarıyla, deprem siyasetiyle popüler olan çok şanslı bir vekil kazandı memleket.
Aynı vekil Ankara’da başka, İstanbul’da başka Elazığ’da başka konuşuyordu.
Ama kimin umurunda!
Elazığ’da milliyetçi, devletçi, hoşgörülü, terör örgütlerine karşı söylemler geliştirirken, parti örgütü içinde ya da liderinin yanında tam da genel merkezinin vermiş olduğu görevleri fazlasıyla yerine getiriyordu.
Partisi terör örgütleriyle kol kola yürüyüp yapılan her doğru yatırımı baltalamanın peşinde yalan siyaset üretirken sevgili vekilleri tam bir Elazığlı gibi seçmeninin duygularına tercüman olacak cümlelerle gönüllerdeki tahtını inşa ediyordu.
Ona bu özgüveni veren iktidar sahibi vekiller bütün suç sizin.
Bütün kabahat sizin ey iktidar vekilleri.
Bir kahraman yarattınız hem de boşu boşuna.
Hal böyle olunca yükselmiş egosunu tavanda tutup ikinci sırayı garanti gördüğünden gürleyip ses oluyor hiç mi ders almazsınız?
Yav yazık ediyorsunuz Reis Bey’e.
Tek başına harici ve dahili bedbahtlarla savaşırken, suikastların ince çizgisinden kurtulurken sizler memleketin geleceğini hedef tahtası yapıp sunuyorsunuz meçhul varyasyonlara.
Ey iktidarın nimetlerini sonuna kadar kullanmış ama iftihardan sınıfta kalmış vekiller!
Memleketinizi, ülkenizi, halkınızı, şehrinizi biraz seviyorsanız artık bırakın, gidin dinlenin.
Yerinizi almayı bekleyen, Aziz şehrin bağrından çıkmış onlarca yiğit gitmenizi bekliyor.
Hadi bugünden itibaren siyasi ikbaliniz için değil ülkeniz için, Reis Bey için, devletin bekası için, Devlet Bahçeli için, bizim için çalışmaya başlayın ve ilk icraatınız seçimlerde aday olmayacağınız olsun.
Bu fakirin o karanlık gecenin ardındaki 16 Temmuz 2016 sabahında yazmış olduğu bir şiiri burada sizlerle paylaşmak isterim.
Şairler hadsizliğimi bağışlasın.
KARA GECENİN ARDINDAN
Teyyare sesleri delip geçiyor saati
zamanın önemi yok
düşüncenin bekçisi yok
serden geçmişler
azad edilmiş baştan
yağmur gibi iniyor mermi
siperden uzak, gönülden ırak
yakınlar yanıyor
yakın zannetiklerimizin ateşinden
göğüsten, baştan delip geçmiş ihanet
ihanet ki,
aşağı tükürsen
tek tipli tipsizler
yukarı tükürsen
şerefini satmış pislikler
temmuzun onaltısı
gün ışıyor
semanın sesi susmuş
umut doğuyor sanki güneşin yerine
Sonra çocuk sesleri penceremin önünde
umut doluyor içime
iyi varsınız çocuklar..
M.Y.
TURAN GAZETESİ TEKRAR YAYINDA
Elazığ’ın ilk Türkiye Cumhuriyet basın tarihinin dördüncü gazetesi olan ve 91 yıllık geçmişe sahip Turan Gazetesi anka kuşu misali küllerinden yeniden doğdu.
Sizleri tekrar aramızdan görmekten hoşnut olduk, mutlu olduk..
Basın camiasına ve memleketimize hayırlı uğurlu olsun.
Güzler yüzlü Elazığ sevdalısı sevgili abimiz Murat Turan’a bu zorlu yolculuğunda başarılar dilerim.