Hatırlarsınız, 6 Şubat K.Maraş ikiz depremlerinin ardından hükümet tarafından 10 şehir ivedi olarak Afet Bölgesi kapsamına alınmış, depremden en az Malatya ve Adıyaman kadar etkilenen Elazığ bu kapsama dâhil edilmemişti.
Edilmediği gibi de depremle alakalı konuşan hemen herkes sözlerine 10 ilde etkili olan deprem diye başlıyorlar Elazığ’ı es geçiyorlardı.
Bu duruma basın ve birçok köşe yazarı başta olmak üzere şehrin yerel dinamikleri tepki gösteriyor, dönemin milletvekillerini kıyasıya eleştiriyorlardı.
Eleştirilerin dozu artınca, dönemin Elazığ Milletvekili ve AK Parti MKYK Üyesi Metin Bulut iki televizyonun yapmış olduğu ortak canlı yayında aynen şunları söylüyordu: “ Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Fuat Oktay’ın Özel Kalem Müdürü ile görüştüm, Elazığ’ın da bu kapsama alınması için Sayın Cumhurbaşkanı ile görüşeceğini söyledi.”
Bulut’un bu açıklamaları şehirde gaf olarak değerlendirilip alay konusu olmuş, en ağır cümleleri de yine bu köşeden okumuştunuz…
“AK Partinin bir tepe yöneticisi olarak şehrin en önemli bir konusunu nasıl Sayın Cumhurbaşkanına kendiniz aktaramıyorsunuz da, Cumhurbaşkanı Yardımcısının Özel Kalem Müdüründen medet umuyorsunuz?”
İşte tepkilerin gırla gittiği böyle bir ortamda CHP Milletvekili Sayın Gürsel Erol bir açıklama yaparak Sayın Cumhurbaşkanıyla telefonla görüştüğünü, Elazığ’ın da Afet Bölgesi kapsamına alınması yönünde talepte bulunduğunu, Sayın Cumhurbaşkanının da talebe olumlu karşılık verdiğini söylemişti.
Zaten birkaç saat sonra da Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Elazığ, bu kapsama 11’nci şehir olarak alınmıştı.
Bunu neden anlattım?
Benzeri bir durum daha söz konusu Elazığ’da.
Şöyle ki; Mart 2023’ten beridir Feti Sekin Şehir Hastanesi başsız.
Sayın Prof. Dr. Erol Keleş’in AK Parti’den Milletvekili Aday Adayı olmak için istifa etmesiyle Şehir Hastanesinin Başhekimlik koltuğu boşaldı.
Sayın Keleş, Milletvekili seçildi TBMM’deki koltuğuna oturdu ama kendisinden boşalan Başhekimlik koltuğu bir türlü doldurulamadı.
Bir önceki yazımda şehrin 5 Milletvekilinin bir araya gelerek bu konuyu gündemlerine almalarını salık vermiştim.
Yazdıklarımızı dikkate alıp önerilerimizi kayda değer bularak Şehir Hastanesini sahipsizlikten kurtaracaklar mı bekleyip göreceğiz.
Ancak özellikle iktidar partisi milletvekilleri ve AK Parti teşkilat mensuplarına şunu hatırlatmakta fayda mülahaza ediyorum.
Siz kendi belde ve ilçe başkanlarınızın istifa etmesiyle teşkilatlarınızı başsız bırakmamak için anında yeni başkanlar atarken, 6 ay önce istifa eden bir başhekimin yerine yeni birini atayamazsanız, yarın bir gün Sayın Gürsel Erol çıkar da Sağlık Bakanı veya Sayın Cumhurbaşkanına bu konuyu da arz edip sorunu çözerse şaşırmayasınız.
İşte o zaman Sayın Gürsel Erol kendisini bir kez daha kanıtlamış olur ki; bu kanıt aynı zamanda 14 Mayıs seçimlerinde Sayın Erol’un partisinin oyunu nasıl katlayarak arttırdığının da bir göstergesi olur.
Sayın Erol üzerinden örneklendiriyorum ama bu şehirde bir de Sayın Semih Işıkver gibi bir Vekil de var.
Sayın Işıkver’in de Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz’la yakınlığı bilinen bir gerçekken aynı refleksi gösterip Şehir Hastanesine ataması yapılan Sayın Doç. Dr. Kadir Yıldırım’ım yazısını imzalatması Sayın Işıkver’in gönüllere imza atmasını sağlar.
Her şey bir tarafa mesele hangi milletvekilinin kahraman olması meselesi değil.
Mesele bölgenin en büyük hastanelerinden biri olan Feti Sekin Şehir Hastanesinin başsızlıktan bir an önce kurtarılması.
Mesele ataması yapılan değerli bir akademik bürokratın içerisinde bulunduğu belirsizlikten kurtarılması ve her geçen gün yeni yeni sorunların çıktığı büyük bir kurumda sorunlara dur denilmesi.
Onun için aylardan beridir herkesin gündeminde olan ama hiç kimsenin çözüm için attığı adımların neticesi ile ilgili bilgiler vermediği bu belirsizliğin ortadan kaldırılması gerekmektedir.
Bunun için şehrin diğer dinamikleri de seslerini yükseltmeliler.
Kent Konseyi, STK Platformu ve Sağlık-Sen başta olmak üzere sağlıkla ilgili faaliyet gösteren diğer teşekküller konuyu neden gündem etmezler anlamış değiliz.
2 yıl öncesine kadar bu şehirde Şehir Meclisi diye bir oluşum vardı ve bu Meclis güzel işler çıkarıyordu.
Dolayısıyla Şehir Meclisi de bir an önce üzerindeki ölü toprağını atmalı, içinde bulunduğu ataletten kurtulmalı bu ve bunun gibi sorunları gündem konusu yaparak çözümüne katkı sunmalı.
Hülasa AK Partili siyasetçiler şehirdeki gezi ve incelemelerini birkaç günlüğüne askıya alıp Ankara’da bu işe yoğunlaşmalılar, vesselam.