Gittiğim ülkelerdeki insanların sosyal yaşamları, aile kültürleri ve yaşam biçimleri ilgimi çekerdi. Toplu yerlerde insanların davranışlarını izlerdim. Bazen alış veriş merkezlerinde çeşitli yerlerde oturur oradaki davranışları izlerdim, bazen iletişim kurabildiğimiz ailelerdeki farklılıkları izlerdim, bazen çocuk parklarında, bazen zor da olsa izin alarak okullara giderek dersleri izlerdim.

Okullardaki yapıyı yine Amerika’da ilk defa 1990 yılında büyük oğlum ilkokula, küçük oğlum anasınıfına giderken sisteme kısmen dâhil olarak izleyebilmiştim. O zaman çok büyük farklılıkların olduğunu görmüş ve doğrusu ülkemdeki çocuklar ile kıyaslayınca kıskanmıştım.

Yıllardır Amerika’ya evlatlarımı ziyaret etmek için gelir, birkaç ay kalır güzel ülkeme dönerdim. Son 10 aydır kesintisiz Amerika’dayım. Bazı durumları daha uzun süre gözlemleme şansım oldu. Benim için yine önemli olan eğitimde çocuk, aile ve öğretmen arasındaki ikili, üçlü bağlantılar. Gördüğüm farklılıkları aktarmaya çalışacağım.

Amerika’da ve Türkiye’de çocuk eğitimi konusunda farklı yaklaşımlar olduğu bilinmektedir. Her iki ülkede de çocukların eğitimine verilen önem büyük olsa da, eğitim sistemleri ve ailelerin yaklaşımı konusunda bazı farklar bulunmaktadır.

Amerika'da aileler genellikle çocuklarına daha serbest bir şekilde yaklaşırlar. Çocuk eğitimi genellikle çocuğun bireysel gelişimini desteklemeye odaklanmaktadır. Aileler, çocuklarının ilgi alanlarına yönelik etkinlikler düzenlemekte ve onların özgüvenlerini geliştirmeye çalışmaktadır. Aynı zamanda, Amerika’da çocukların sosyal becerilerini geliştirecek aktiviteler ve grup çalışmaları da oldukça yaygındır. Aileler, çocuklarına kuralları öğretirken özgüven aşılamak ve sosyal ilişkilerini geliştirmek için çeşitli etkinliklere yönlendirmektedir.

Genellikle çocukların kendi kararlarını almalarına ve kendi hatalarını yapmalarına izin verirler. Örneğin, çocuklar genellikle okul sonrası aktiviteler için kendilerine seçim şansı verilir ve aileler bu kararı destekler. Ayrıca, çocukların duygularını ifade etmelerine ve kendi düşüncelerini paylaşmalarına teşvik edilirler. Evlerde fikir paylaşımına önem verilir.

Türkiye’de ise çocuk eğitimi genellikle disiplin odaklı olarak yapılmaktadır. Aileler, çocuklarına kurallara uymayı ve saygı göstermeyi öğretmeye önem vermektedir. Türk aileler genellikle çocukların başarılı olmaları için yoğun bir şekilde çalışmalarını beklemekte ve disiplin anlayışıyla çocuklarına eğitim vermektedir. Bunun yanı sıra, aileler genellikle çocuklarının akademik başarılarına odaklanarak onları sınavlara hazırlamakta ve ders çalışmalarına ağırlık vermektedir. Ülkemizde eğitimin her safhasında ciddi sınavlar olduğu için de aslında aileler haklılar. Eğitim sistemimiz çocuklarımızın çocukluklarını doyasıya yaşamalarına kısmen engel değil mi?

Ülkemizde aileler genellikle çocuklar üzerinde daha fazla kontrole sahip olmayı tercih ederler. Çocukların büyük çoğunluğu için anne ve baba figürleri oldukça otoriterdir ve çocukların kararları genellikle aile büyükleri tarafından alınır. Örneğin, çocukların okul sonrası aktiviteleri genellikle aileler tarafından belirlenir ve çocukların tercihlerine pek yer verilmez. Ayrıca, çocukların duygularını ifade etmeleri bazen hoş karşılanmaz ve çocukların genellikle susmaları ya da itaat etmeleri beklenir.

Bu açıdan bakıldığında, Amerika'da aileler genellikle daha demokratik bir yaklaşım sergilerken, Türkiye'de aileler genellikle daha otoriter bir tutum sergiler. Bu farklı yaklaşımlar çocukların kişisel gelişimlerinde farklı etkilere sahip olabilir.

Amerika'da anne babalar genellikle çocuklarının öğretmenleriyle sık sık iletişim halinde olurlar. Okul yöneticileri ve öğretmenler, ebeveynlerle düzenli olarak toplantılar düzenler ve çocuğun akademik ve sosyal gelişimi hakkında bilgi verirler. Ayrıca, öğretmenler e-posta veya telefon aracılığıyla ebeveynlerle sık iletişim kurarlar ve çocuğun performansı hakkında geri bildirimde bulunurlar.

Amerika'da öğretmenler genellikle öğrencilere dostça ve yakın bir şekilde yaklaşırlar. Öğretmenler genellikle öğrencilere bireysel ilgi gösterir, onların fikirlerini önemser ve iletişimlerinde açık ve şeffaf olurlar. Öğrencilerle çatışma durumlarında genellikle yapıcı şekilde iletişim kurarlar ve çözüm odaklı yaklaşırlar. Sınıf içi ceza uygulanmaz, çocuğun hatası var ise onunla yalnız iken özel konuşulur ve aile bilgilendirilir.

Türkiye'de ebeveynler genellikle çocukların eğitimine daha az katılır ve okul ile iletişimde daha az aktif rol alırlar. Okullarda veli toplantısı dediğimiz veli bilgilendirme toplantıları her eğitim dönemi bir kez yapılır. O toplantılara hem öğretmen hem de veli olarak katıldığım için toplantı içeriklerini çok iyi biliyor ve eleştiriyordum. Toplantılarda çocuğun sadece akademik başarı veya başarısızlığını, aldığı notların sadece rakamlarla ifade edilmesi öğretmen olarak da, veli olarak da benim kabullenemediğim bir bilgilendirmeydi.  Çünkü çocuğun başarı veya başarısızlığından önce kazanması gereken özellikler vardır. Öğretmenin bu bilgilendirmeyi yapması daha verimli sonuçlara ulaşmayı sağlayabilir.

Öğretmenlerimiz genellikle daha otoriter bir yaklaşım sergileyebiliyor ve iletişimleri daha mesafeli olabiliyordu. Ancak son yıllarda ebeveynlerin çocukların eğitimine daha fazla katıldığı ve öğretmenlerin öğrencilerle daha sıcak bir iletişim kurduğu gözlemlenmektedir.

Sonuç olarak, her iki ülkedeki çocuk eğitimine dair bu farklı yaklaşımların yanı sıra, ailelerin çocuklarına sağlıklı bir eğitim verebilmeleri için bazı önerilerde bulunabiliriz. Öncelikle, ailelerin çocuklarının bireysel gelişimlerini desteklemesi ve onların ilgi alanlarına yönelik etkinliklere yönlendirmesi önemlidir. Aileler aynı zamanda, çocukların özgüvenlerini geliştirmeleri için onlara destek olmalı ve başarılarını takdir etmelidirler. Evde alınan çoğu kararlara çocuk dahil edilmelidir, yani çocuğa yeri geldiğinde yetişkin kimliği tanımlanmalıdır.

Çocuk eğitimi her iki ülkede de önemli bir konudur ve ailelerin çocuklarına sağlıklı bir eğitim verebilmeleri için bilinçli ve dengeli bir yaklaşım sergilemeleri gerekmektedir. Bunun yanı sıra, çocuklara disiplinli olmayı öğretmek ve kurallara uymalarını sağlamak da onların sağlıklı bir şekilde büyümelerini destekleyecektir.

Çocukların bireysel gelişimlerini desteklemek, özgüvenlerini güçlendirmek, sosyal becerilerini geliştirmek ve disiplinli olmalarını sağlamak için ailelerin çocuklarına destek olmaları ve onları doğru yönlendirmeleri önemlidir. Ailelerin onları grup etkinliklerine yönlendirmesi ve sosyal ilişkilerini güçlendirmeleri de önemlidir.

Bugünün çocukları geleceğin anne babasıdır.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol