16 Mart 2020 tarihinden itibaren Covid 19 ile ciddi anlamda dünya mücadele veriyor.
Ne kadar hızla dünyayı esir aldığını biliyoruz.
17 Şubat 2020 tarihinde Avrupa’ya seyahat amaçlı gittiğimizde, özellikle hava alanlarında çok az dikkati çekecek kadar maske kullananları gördüğümüzde, doğrusu ilk aklıma gelen normal bir gripten korunmak için maske kullanan hassas insanlar olarak düşünmüştüm.
Nerden biliriz ki ondan sonraki 1 ay içerisinde bütün dünya insanları sadece maskeye mahkûm değil, sevdiklerine dahi dokunamayacaklar.
İki yıldır göremediğim, dokunamadığım evlatlarım yurt dışından geldiler.
Onlar PSR testi yaptırıp yolculuğa başladılar.
Biz anne baba olarak oldukça izole yaşamamıza rağmen sarılamadım, öpemedim. İşte insanı ciğerinden uzak tutan bir tedirginlik.
Artık öyle bir hal aldık ki acaba ben çevreme zarar verir miyim endişesiyle uzak durmayı öğrendik.
16 Mart tarihinden itibaren alınan bazı önlemler ile birlikte bilinçli insanlar önlem amaçlı uygulanan kısıtlamalardan önce zaten kendi önlemlerini alarak kısıtlamaya gittiler.
Dış teması kestikleri gibi aile içerisi sosyal mesafeye de dikkat ettiler.
65 yaş üstü insanlar o tarihten beri 15 gün öncesine kadar uygulanan kısıtlamalardan en çok etkilenen yaş grubu olmadı mı?
Bu yaş grubunun uzun süre kapalı alanlarda kalmaları birçok insan için elbette kolay olmadı.
Evlerinde uğraşı bulamayanlar için daha da sıkıcı bazen de çaresizlik oldu.
Ancak evde kalmayı fırsata çevirenler, belki evlerinde ciddi anlamda bunalmadılar.
Elbette sıkılanlara da hak vermemek mümkün değil. Yaşam koşulları, barındıkları evler, ekonomik sıkıntılar, kültürel durum, evlerindeki yalnızlıklar, bazı belirsizlikler, kültürel yapı gibi bazı etkenler sıkılmayı daha da tetikledi.
Bu kısıtlamalardan küçük çocuklar da nasiplerini aldılar.
Onları evde tutabilmenin ebeveynler için zor olduğuna inanıyorum, ama çocuklar bu süreçte daha uyumlu ve aileler de ellerinden gelenleri yapıyorlar.
Özellikle çocukları tebrik etmek isterim.
Toplumun büyük çoğunluğu kısıtlamaya uyum sağlamaya çalıştı.
Umarım yeni normalleşme ile sınırımızı biliriz.
Yine maske, mesafe ve hijyene kurallarına aynı hassasiyet ile uyarız.
Yanlış hatırlamıyorsam 11 Mayıs 2020 tarihinde yine yeni normalleşme ile evlerimizden zorunlu hallerde çıkmaya çalışmıştık. 1 Haziran 2020 gün itibarıyla 23 vefat olduğunu anımsıyorum.
Sayı olarak dünya da hiç de kötü durumda değildik.
Yeni normalleşme dediğimiz, ne kadar devam belli olmayan sürecin ilk gününde dahi basit temel ihtiyaçlarımızı almak için çıktığımda sadece yarım saat sonra evime korkarak, telaşla geri dönmüştüm.
Çünkü normal gördüğümüz kalabalık ötesinde bir kalabalık, maskeler de ya kollarda ya da çene altındaydı.
Bilinçli insanlar zaten kendi kısıtlamalarını kendileri belirlemiş ve uyguluyorlardı.
Ancak geçen zaman içerisinde sınır tanımayan serbest dolaşımlar, aşı olmamak için direnenlerin sayesinde kısmi kısıtlamaya geçilmeden 14 Nisan 2021 tarihinde günlük vaka sayısı 62.797 ve vefat sayısı 279 olarak basına yansıdı.
Eminim ki adı kalp krizi olan ya da kayıtlara girmeyen vefatlar sayıyı arttırırdı.
Rakamlar korkutucu hızla artarak buraya kadar gelmişti.
Vakalar artmaya devam ederken evet özellikle esnafın yine yara aldığı daha kapsamlı tam kapanma gündeme geldi.
Cumhurbaşkanlığı Kabinesi'nde alınan kararlar doğrultusunda 29 Nisan 2021 Perşembe günü saat 19.00 da başlayıp 17 Mayıs 2021 saat 05’e kadar tam kapanma dönemi başladı.
O süreç de bitti. 1 Haziran 2021 tarihinde yine hayatımızda normalleşme başladı.
Hızlı başladı. Yapboz oyununa dönen okullarda yüz yüze eğitim konusu tam bir kargaşaya neden oldu.
Akşam karar verildi sabah eğitime başladılar.
Eğitim öğretim zaten 2 Temmuz 2021 Cuma günü son bulacak.
Mutlaka öğrencilerin yüz yüze eğitimini destekliyoruz ama öğrenciler kaçıncı defa sistem değiştirdiler.
Çok yazık bu kayıp günlerine.
Son bir ay yüz yüze eğitim sıkıntılı süreçte ne katabilecek?
Hazır günlük vaka sayısı azalmışken son 1 ay yine çevrimiçi eğitim ile tamamlanamaz mıydı?
Vaka sayısı, dolayısıyla vefat sayısının artmasından korkuyorum Not düşüyorum.
1 Haziran 2021 Salı günü Covid vaka sayısı 7.112 ve vefat sayısı 129.
Ne olur kul hakkı diyerek özgür yaşantımıza yine kendimiz kısıtlama getirelim.
Kendimizi korurken, karşımızdakinin de sağlığını koruyabilmek için risk olan ortamlardan uzak duralım.
Biraz daha sabır inşallah korkusuzca kucaklaşacağımız günler yakında olsun.
Covid yetti artık be…