Oldum olası gözüm tutmamıştır bu adamı, seçim dönemindeki yurt dışı ziyaretleri, ilişkiye geçtiği kurum, kuruluş ve lobiler hakkında yazılar kaleme almış, tenkit etmiştim.

Bana bir projeyi, bir toplum mühendisliğini anlatıyor demiştim, bana karşı çıkışlar hem İyi Parti saflarından hem de CHP saflarından olmuştu.

Yapma niye taraf oluyorsun denilmişti, yapılan eleştirilere, taraf değilim ama ben gazeteciyim, gözlem ve düşüncelerimi yazıyorum niye rahatsız oluyorsunuz türünden cevaplarım olmuştu, neyse bunlar çok gerilerde kaldı tekrar kaşımanın bir anlamı yok.

Bu gözümün tutmadığı zatı muhterem Ekrem İmamoğlu dur.

Bu zatı muhterem bir de baktık 10 Kasım Atatürk’ü anma gününü kutlamaya dönüştürmüş şarkılar söylüyor, seçili davetliler ile müzikli bir ortamda eşini tuttuğu gibi podyuma fırlamış, dans mı, Vals mi ne olduğu belirsiz kıvırmalar ile gösteri yapıyor.

Davetliler hayranlıkla izliyor çifti, çok doğal, Atatürk hayranlığından çok Fransız burjuva özentisi bir Atatürkçü güruhtan başka ne beklenir ki.

Bu skandal yeni değil, benzeri soytarılıkları defalarca yaşadı bu Ülke, yaşamaya da devam ediyor, üzerinde Atatürk resmi baskılı bardaklar ile rakı içme görselleri, her hoyratlığı, her görgüsüzlüğü Atatürk’e yakıştırma, mal etme işgüzarlığı ve gayreti bu bilindik ‘’Kemalist’’ çevrelerin değişmez karakteridir.

‘’Kemalist’’ beyler, O Atatürk çıkartmalı bardaklar ile içtiğiniz rakı Atatürk’ü irticacıların gözünde ayyaş yapıyor.

İrticacıların, Atatürk rakı içe içe sizrozdan öldü edepsizliğine zemin hazırlıyor O rakı bardakları.

İrticacı güruh bilmez Atatürk’ün üç sefer sıtmaya yakalanıp aşırı doz kinin alması sonucu karaciğerinin iflas etmesi neticesinde vefat ettiğini, siz onlara bu kozu veriyorsunuz Atatürk hakkında İstiare yapıyorsunuz.

Bu soytarılığı, sadece özenti ve kişisel yaşam takıntısı olarak görenlerden değilim, ben bu türden işlere hep şüpheci ve komplocu bir bakış açısı ile yaklaşmayı doğru bulurum.

Benim burada gördüğüm bir istiaredir yani eğretileme, istiare edebi bir tekniktir, sadece yazı türlerinde kullanılmaz, birbirine benzer öğe ve davranışlardan eğreti olanı seçilir ve öne çıkarılır.

Bu dans şovunda da İstiareyi açıkça görüyoruz.

Atatürk dans etmiştir, rakı da içmiştir, fötr şapka ve smokin de giymiştir, Atatürk bunlar dışında hayatının büyük bir bölümünü cephelerde savaşarak geçirmiştir.

Dünya da savaşarak emperyalist orduları mağlup eden tek liderdir.

Atatürk bilimsel temellere dayalı Türk aydınlanmasının temellerini atmıştır.

Bu temel hedef ve ilkeler dururken, her seferinde dans ederek, Atatürk çıkartmalı bardaklar ile rakı içerek ve benzeri ufak tefek söz ve işler ile Atatürkçülük havalarına girip Atatürk’e zarar veriyorsunuz ‘’Kemalist’’ beyler.

Bu zarar vermelerin miladı 1940 lı yılların başına kadar uzanır.

Atatürk ‘’Doktrinler bizi durdurur, biz yürüyüş halindeyiz’’ diyerek tüm doktrinlere kapı kapatmasına rağmen CHP kongrelerinde ‘’Kemalizm’’ diye bir kavram üretip, içine her şeyi bulaştırarak Atatürkçü düşüncenin ve kuruluş ilkelerinin doktrine dönüşmesi, amacından saptırılması ile Türk aydınlanma hamlesinin kesintiye uğratılmasına sebep oldunuz ‘’Kemalist’’ beyler.

Atatürk sizin kafanızda canlandırdığınız Atatürk değil, siz size göre sanal bir Atatürk yaratmışsınız, yarattığınız Atatürk’ün gölgesine sığınıp Onu O tutarsız siyasetinize alet ediyorsunuz, tıpkı dini siyasete alet eden siyasal İslamcılar gibi, sizin onlardan, onların da sizden hiçbir farkınız yok.

Zaten O iğrenç sistemi böyle kurgulamış toplum mühendisleri, siz onlara, onlar size veryansın ederek kendinize taraftar topluyor, aynı sisteme hizmet ediyorsunuz, kısaca etki-tepki ikilemidir oynanan orta oyunun senaryosu.

Biz bunun farkındayız ama futbol takımı taraftarı gibi parti taraftarlığı yapan geniş halk kitleleri bu kirli oyunun farkında olmadan siz ve sizin gibilere umut bağlamış, size ve sizin gibilere desteğini sürdürme inadına maalesef devam ediyor.

Bu Ülkenin siyasi geçmişine ve günümüze baktığımızda, yerli ve milli olan her siyasi akım, ‘’yerli ve milli’’ kılıklı kişiler tarafından bitirilmiştir, Milliyetçilik milliyetçiler eli ile, İslamcılık İslamcılar eli ile, Atatürkçülük ve Atatürkçü düşünce de siz burjuva özentili ‘’Kemalistler’’ eli ile bitiriliyor.

Hazır Burjuva demişken size bir hatırlatma yapayım, bir ders vereyim, belki ıslah olursunuz.

Atatürk Kurtuluş Savaşını başlatırken yanında ve yöresinde bir tek burjuva yoktu, olamazdı çünkü Osmanlıda Türk ve Müslüman burjuva sınıfı yoktu.

Burjuvazi diyebileceğimiz zevat, boğazdaki aşiretler ve haliçteki Simonlardan yani Osmanlını bitlendirdiği gayri Müslim tebaa dan, tefeci galata bankerlerimden, Atatürk’ü arkadan hançerlemeye hazır, emperyalist uşaklardan oluşuyordu.

Bu uşaklar da sizin ağzınız ile konuşuyordu, bağımsızlık savaşçılarını Kemaliler, Kemalistler olarak tanıtıyor, sultana isyan hareketi olarak lanse edip eğretilemeye çabalıyordu, sizin rakı ve dans ile eğretileme çabanız gibi.

Yoksa siz Osmanlı gayri müslim burjuva sınıfının mirasını mı devraldınız.

Yoksa yerli kale kaçkınlarını devşiren O emperyalist güçlere devşirme mi oldunuz.

Sizler, Atatürkçü görünümlü Liboşlar, siz kripto irticacılar, siz bu Ülkeyi geriye götüremeyeceksiniz, siz açık irticacılar ile aynı kulvarda koşuyorsunuz, sonu hüsranla bitecek bir koşu.

Sorulacak çok soru var, cevap beklenen çok soru var.

Sorular sorulacak, cevabı alınacak ve hesabı sorulacaktır hiç merak etmeyin.

Ekrem efendi, muhterem İmam, her halin ile sırıtıyorsun, hem de çok müptezel bir sırıtma bu sırıtma.

Sizlere müptezel bir sözle veda edelim ‘’Kemalist’’ beyler, ‘’Düşmanın akıllısı dost gibi görünürmüş’’ çok bayağı oldu değil mi, eh sizler artık bayağılığı hayatınıza rehber edinmişsiniz, size ancak böyle seslenilir.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol