“Deprem imanınızı sınıyor” Depremin böyle bir misyonu yoktur.

Aslında 1999 depremi aklımızı başımıza getirmişti.

Önce Gölcük sonra da Düzce depremleri, depremle yaşamamız gerektiğini bir kez daha öğretmişti.

Geçmiş tecrübelerden ders alınması gerektiğini hatırlatmıştı.

Son zamanlarda sık sık deprem konuşur olduk. Depremi hissedince konu daha güncel oluyor.

Artık teknoloji çağındayız. Ve Deprem Kuşağı’ndayız. Bu bilinçle yaşamalıyız. Teknoloji ile depreme, sellere, afetlere uygun mekânlar yaratmalıyız ki maddi ve manevi yara almayalım, ülke ekonomimiz gerilemesin, insan psikolojisi örselenmesin, iş gücü kaybı olmasın her defasında. İngiliz “Ucuza mal alacak kadar zengin değilim.” der. Sağlam yapar. Çocuk masallarında da sağlam evlerin önemine, çok çalışmaya değinir.

Her bir fert ülkesini temsil ettiğinin bilincinde olmalıdır. Bu saygıdır. Bu bilinçle; önce kendisine, yaptığı mesleğine saygı duyarsa olması gerekeni, en sağlamını yapacaktır. Hollanda’ya, İngiltere’ye gittiğinizde her sokak bir örnek, sıra sıra o güzelim sağlam yüzyıllık yapılar. Bir nizamı var. Bir disiplini, kuralı var. Robert College olarak 1863 yılında kurulun okulum Boğaziçi Üniversitesi’nin yapısı gibi. Önümüzde güzel örnekler var. Bu örneklerin bilincinde olursak üzülmeyiz. Kaynaklarımızı ülkemizin gelişimi, çocuklarımızın refahı için kullanırız. Kural çok sade: Disiplinli yaşamak. Disiplini bozmamak. Kurallara uymak. Kendimize, mesleğimize saygı halkalar halinde büyür ve saygı içinde yaşanır, mutlu bireylerden oluşan ülke oluruz.

Bunun için de depreme hazırlık hep öncelikli gündem olmalıdır.

Hem  ülkemizi yönetenler açısından hem de vatandaşlar açısından.

Ne yazık ki, tarihteki depremlerden alınması gereken dersler unutma hastalığına yenik düşerken, 'plansız planlı' yapılaşmalara yönelik taleplerde azalma hiç olmadı.

Yeni yerleşim alanları belirlenirken, sermayeye hükmedenlerin daha fazla kazanma hırsı deprem gerçeğiyle yüzleşmenin önüne geçti.

Merkezi idareden başlayarak yerele doğru bir dizi kararların alınması şart.

Yönetimlerin daha katı kurallar koyması, mevcut idari birimlerin çok daha üstünde ve işlevsel birimler kurulması faydalı olabilir.

Deprem gerçeğinin unutulmasını engelleyebileceği gibi insan hayatının para kazanma hırsından da başka önceliklerden de kıymetli olduğu hatırlatılmış olur.

Depremi yaşayanlara geçmiş olsun diliyor, tekrarının yaşanmamasını temenni ediyorum.

Yıkıntıların altında kalmış bir düş yeniden görülmeyi bekliyor.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol