Tesadüfen karşılaştım, biraz araştırınca, sosyal medyanın bu olay ile çalkalandığını, gazetelerin haber yaptığını, YOUTUBE da videolarının izlenme rekorları kırdığını gördüm.
Hakkında Valiliğin açıklama yapması, müftülüğün sayfalar dolusu basın duyuruları ilgimi çekti.
Gecenin ilerleyen saatlerine aldırmadan, videolarını izlemeye başladım, yazıyı kaleme aldığım şu dakikalarda sabah ezanı okunuyor.
Diyarbakırlı hoca bu meşhur adam, Ramazan Böçkün.
Diyarbakır Ulu cami avlusunu kendine mesken tutmuş, gelip geçene vaaz veriyor.
Belli ki çok meşhur olmuş, avlu vaazları YOUTUBE de rekor kıran izleme oranlarına ulaşmış.
Tipik bir Anadolu Müslümanı, hurafeler, hikayeler, hadisler ile kafasına göre din anlatıyor. kabul görüyor demek anlattıkları, ihtimaldir, bir medrese mollası kafasını yıkamış Ramazan hocanın.
O da, yıkanmaya muhtaç Müslümanları cami avlusunda temizlemeye başlamış.
Ramazan hoca, günün birinde cami avlusunda gördüğü bir kadını imana davet etmiş, açık saçık gezme diye azarlamış.
Ne gelmişse, O tebliğden sonra başına gelmiş, hocayı alıp tımarhaneye tıkmışlar, Babası da bu işte rol almış, oğlunun biraz uçuk olduğunu ihbar etmiş.
Dava devam ediyormuş, bu günlerde galiba yine kafası serinledi diye bizim Elazığ'a tımarhaneye gönderilmiş hoca, tüm hekimler seferber olmuş, yapmadıkları,tetkik, sormadıkları soru kalmamış, hocanın akli dengesinin yerinde olduğuna karar verilmiş.
Hekimler haklı bu işte, pek normal insan kalmadı bu ülkede, normallerden bir normali salıvermişler tekrar normal toplumun içine.
Aslında bizim Elazığ alışıktır bunlara Tımarhane bizde olduğu için, bu türden mehdiler, veliler,evliyalar,babalar, şeyhler çoktur Elazığ da, kalsa idi kendisi krallar gibi yaşar, televizyon programlarına çıkar, hemşehrisi Hatipoğlunun pabucunu dama atardı vallahi.
Neyse belki yine gelir, gelirse bu sefer bırakmayız.
Evliyalar diyarı Harputta görkemli türbesini bile ölmeden önce hazırlarız inşallah.
Bu Mehdi-Peygamber hocalardan biri, bizim Elazığ da zamanın birinde tımarhaneye düşer.
Tımarhanenin bahçesine bütün delileri toplar, kalabalıktan istifade eden bazı doktor ve personel de sızar kalabalığın içine.
Peygamber deli, gayet ciddi din anlatıyor, kalabalık ise cezbe halinde dinliyormuş.
Durumdan rahatsız olan tımarhanenin heybetli delisi dayanamamış, kalabalığı yararak Peygamber deliye şiddetli bir tokat atmış.
Sus lan, yalan söyleme, ben senin gibi bir peygamber göndermedim, niye milleti kandırıyorsun demiş.
Kuran dan uzak, Vahiyi bilmeyen, hadis, hikaye, gelenek ile din yaşamaya çalışan akıllı Müslümanlar topluluğu, Ramazanların peşine daha çok takılacak gibi, beleşe alışmış Müslümanlar, beleş yoldan cennete gitmek için.