Her gecenin sabahı, her kışın baharı vardır elbet.
Ama kimi için gece sabaha ermez, kiminin de bahar uğramaz penceresine.
Benim için de penceremde böyle bir bahar sabahının gecenin zifiri karanlığına döndüğü bir gün vardı.
Bir daha ne ay eskisi gibi sırdaşlık etti yıldızlarla beraber ne de güneş göğün en mavisiyle dans eden bulutlarla gelip eşlik etti bana.
Zaman ilerlemez, o andan itibaren mıhlanıp kalırsın o kısacık “an”da...
An dediğime bakmayın aslında sonsuzluğua uzanan bir zaman dilimidir...
Şair der ya hani;
“Sizin hiç babanız öldü mü?
Benim bir kere öldü kör oldum.
Yıkadılar, aldılar götürdüler.
Babamdan hiç ummazdım bunu!”
Evet bir kere onu yaşadınız mı artık bu topraklarda babasını kaybeden her çocuğun gözyaşına ortak olursunuz. Her çığlığı kulaklarınızda yankılanır. Duyduğunuz yetim kalan her çocuk için döktüğün o gözyaşları aslında kendiniz içindir.
Anne bir evdeki ses ise baba o sesin bize ulaşmasını sağlayan koruyucudur. Onun varlığı huzur verir en zifiri karanlıklarda. Elini omzuna koyuşu umutlarını yeşertir en çaresiz anında. Gülüşü her sorunun anahtarı olur çıkmaz sokaklarda. Ayak izleri rehber olur yaşam boyunca. Sözleri nasihatlerin en değerlisi olur zor zamanlarda.
Lügatınızdan bir sözcük eksilir gibi görünür en başta ancak o sadece bir kelime değildir. Bir kelime iki heceden oluşur lakin binlerce anlam yüklü bir hayattır aslında. O gidince anlarsınız şu yalan dünyada neyin eksildiğini,
Eksilen!
Gökyüzündeki bir yıldızdır
Eksilen!
Durup dinlendiğin bir gölgedir
Eksilen!
Sırtını yasladığın dağındır
Eksilen!
Yediğin ilk helal lokmadır
Eksilen!
Uçsuz bucaksız hayallerindir
Eksilen!
Rüzgarın serinliğidir
Eksilen!
İçini ısıtan sonbahar güneşidir
Eksilen!
Aldığın derin soluklardır
Eksilen!
Gözlerindeki yaşlardır
Eksilen!
Güvenli limanındır
Eksilen!
Dinlediğin bir uzun havadır
Eksilen!
En dertlı kaval sesidir!
Yitip giden senin çocukluğun, gençliğin, ilk kahramanındır bir bakıma.
Babalar, kızlarının ilk aşkıdır; oğullarının ilk kahramanıdır ve bu hayatta ilkler unutulmaz hiçbir zaman.
Ben gölgesinde hayat bulduğum babamı ve yüreğimin yarısını gömdüm toprağa kendi ellerimle. Yeşerttim başucuna diktiğim çam ağaçlarını gözyaşlarımın ıslaklığıyla. Sevdiği birini toprağa gömen biri için zaten kaybedecek bir şey kalmamıştır sırtındaki emanetten başka. Zaten diyarsız kalan bir çocuk büyüyemez...
Babalar hep soğuk görünür bu hayatta biz çocuklara ancak sıcaklıkları onlar öldükten sonra anlaşılır.
Babanıza ve sevdiklerinize sarılın ve onları hiç kırmamaya çalışın şartlar elverdiğince. Çünkü hiç bilemezsiniz o son bakışın veya son gülüşün hangisi olduğunu. Sonra o sıcaklığı donuk fotoğraflarlarda arasınız da bulamazsınız bir ömür boyu...