Dostluk üzerine bir hasbihal etmenin dostlarımızla olan münasebetlerimizi anımsatacak güzel hatıralarımıza götüreceğini düşünüyorum.

Ne de olsa dostluk kolay değil hatta her insana dost demek de.

Belki yıllar sürer bir insanla sırlarımızı paylaşmamız, yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmeyecek insanlarla tanışmamız, hiç tereddüt etmeden bir arkadaşımıza sırtımızı dayamamız.

Belki çalıştığımız, çay içtiğimiz, dolaştığımız sırada rastlarız ömür boyu dost kalacağımız arkadaşımıza; ama elbette o an dostluğumuz gerçekleşmez.

Güvenmek…

İşte bu olgunun gerçekleşmesi uzun zaman alacaktır.

Her bir araya gelişiniz, birlikte işler yapışınız, paylaşmanız gibi eylemler temeli atılmış bina misali sağlamlaştıracaktır arkadaşlığınızı ve bir gün bakacaksınız ki dost olmuşsunuz.

Hem de şiddetli kasırgalara direnen, sarsılmayan dostluk…

        Peki, hiç düşündük mü kimlerle dost olduğumuzu,  kimlerle yakınlaşıp birlikte vakit geçirdiğimizi?

Resûlullah (s.a.v) efendimiz buyuruyor ki: “Ruhlar bir araya gelmiş topluluklardır.

Onlardan birbirleriyle uyuşanlar kaynaşır, uyuşamayanlar da anlaşamaz ayrılır.” (Müslim, Birr, 159) Biz her yönüyle bizim gibi olan insanları dost ediniriz aslında.

Bizim gibi düşünen, duygulanan, hareket eden insanları hayatımıza sokarız.

Elbette iki insanların tamamen aynı duyguları hissetmesini bekleyemeyiz; fakat aynı yolda yürüyen insanların bir arada olduğunu görmek hiç de zor değildir.

        Dostluğumuz kenetlenmiş bir şekilde devam ederken şiddetli kasırgalara dirense dâhi o kasırgalar zamanında yaralar açacaktır. Arkadaşlık kardeşliğe dönüştüğü için artık beklenti çok yükselmiştir.

İnsanlar en küçük hatayı bile kabullenemeyecek bir hâle gelir.

Güzel günlere bir sözümüz yok.

Onlar yaşandığı an çok güzel olduğu gibi ilerisi için de unutulmayacak izler bırakacaktır.

Ya zor anlar…

İşte bu vakitlerde çok dikkatli olmak gerekir; çünkü herkesin bildiği gibi bir bina belki üç ayda yapılır, yıkmak ise sadece birkaç saati alır.

Böyle bir durumda dostumuzu kaybetmek istemiyorsak öncelikle onun da bir insan olduğunu ve hata yapabileceği gerçeğini unutmamak gerekir.

Hoşgörüyü elden bırakmadan empati kurmalı ve en önemlisi sabırlı olmak için elden gelen yapılmalıdır.

Yazımın en başında belirttiğim gibi yıllarımızı alabilecek dostluğumuzun kısa zamanda yıkılmasının ne kadar yanlış olacağını bilmeliyiz.

Hem unutmayalım ki bir dostluk yıkılabiliyorsa diğer kurulacak dostluklarda küçük sarsıntılarla yıkılmaya mahkûm olacaktır.

        Allah (c.c) bizlere güzel insanlarla bir araya gelmeyi ve onlarla sağlam dostluklar kurmayı nasip etsin.

(Âmin.) Güzel insanların güzel hasletleriyle karşılaşmak için güzel hasletlerimizi öne çıkaralım inşallah.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol