Kadın :

Olmasaydı aşkın ,şiirin, şarkının ,türkünün olmayacağı varlık…

Bir anne olarak kadın, eş olarak kadın, toplumda kadın gibi seviye  ve statüsüne göre çok farklı yerlere oturtabileceğimiz yaradılıştan zarif , nahif bir kavramdır kadın.

Kadına verilen değer, kadının önemiyle ilgili çeşitli misaller verilir.Bunlardan aklımda kalan ve bir klasik halini alan bir misal vardır. Bir söylentiye göre  Cengiz Han, tüm hanlarını toplamış.Sağ yanına da eşini almış.Hanlarına “ Ben Hanlar Han’ı Cengiz Han”. Hepinizin Han’ıyım “demiş. Karışını göstererek “Bu da benim Han’ım “ demiştir. Bu rivayet doğruysa Türk erkeğinin kadına verdiği değer için emsalsiz bir örnek vardır burada. Yok doğru değilse de kadına Türk erkeğinin yaptığı değer yüklemesi çok anlamlıdır bu örnek zarfında.

Türkçede “eşim” sözü erkeğin kadına onure etmesinin nişanesi, eşit bir söylemin adil bir ifadesidir. Yine “hayat arkadaşı” kavramı da kadını özel bir konumlandırmanın örneğidir

Felsefi ve edebi betimlemelerin dışında yaşamın kendisinde ne yazık ki olumsuz pek çok misal toplumu rahatsız etmiyor değil. Gündemdeneksik olmayan kadına şiddet vakaları, son yıllarda işlenen kadın cinayetleri Yüce Allah’ın emaneti, dünya sürgünündeki yol arkadaşı kadına sözüm ona erkeğin kadına reva gördüğü muameleler tabi ki insanlık işi, gönül işi, vicdan işi değil.Bu müstesna günde bir özür borcumuz bir helalleşme derdimiz olmalı zannımca .

Erkeğin kadın algısı yetiştiği kültüre, aldığı eğitime ve dünya görüşüne göre çok fark ediyor. Sözgelimi, ataerkillikten gelen, töre ve dine dayandırılan geleneksel erkek- kadın ilişkisini yansıtmak isteyip modern kent yaşamı çizgisinde olan kadına hükmetmeye çalışmak hükmedici olmak isteyip direnç gösteren kadına psikolojik, fiziksel şiddet uygulamaya çalışan bir güruh, geleneksellikle, örfle, töreyle ilgisi olmayıp eski tabirle “ruh hastası” olup kadını ezme,  sindirme eğiliminde olan bir anlayış, ölçüsü hem Türk aile geleneği hem İslam Dini hem de modern yaşamın kadın-erkek ilişkisini tüm etkenleri birleştirip ortalama karma hukuk eden bir kesim, çıkış, davranış noktası tamamen din olan, ya da ölçüsü hiç olmayan tamamen bireysel yönelimli esnek yapıda olanlar… İşte erkeğin kadına bakışı çok farklı değer yüklemesini neye göre yapıyorsak kadına bakışımız davranışımız ona göre şekilleniyor.

Kadının ödevlerini, mesuliyetlerini tek tek sıralayıp kadını hizaya getirmek değil de kadın-erkek ilişkilerinde her iki cinsi /bireyi birbirinden ayrı düşünmenin imkansız olmasından ötürü bazı saptamalar yapmada  fayda var

Eğer kaynağımız Türk aile yapısı ve İslam diniyse erkeğin kadına şiddeti, evin geçimini ihmal etmemesi, şefkatini merhametini muhabbetini eşinden ailesinden esirgememesi, kadının da Anadolu eski annelerinde sıkça gördüğümüz “anaç” yapısını yuvanın dişi kuşu olmasını evin nuru, ve huzuru olma özelliğini yitirmemesi lazım. Sonuçta fıtratımızın, toplumun beklentileri görmezden gelinmezse ben böyle olmasını istiyorumdansa olması gerekenlerin olmasının sağlanması amaçlanırsa düzen daha güzel olur.

Bu özel günde kadını erkek üzerinden anlattığımın farkındayım bir erkek olarak biraz da  doğal olaraktan bu yolu seçtim. “Bu kadar kusur kadı kızında da olur “diye  nüktemi bu güne özel bir terminoloji ile yapmak istiyorum.

Her hâlükârda, dünyamızı süsleyen, hanemizi güzelleştiren sevmeye sevilmeye layık

Kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü”  kutlu olsun diyorum. İyi ki varsınız hep varolun.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol