Sosyal medya, aynı zamanda ölçme ve değerlendirme ortamı oluşturuyor.

Özgür ortam, kişinin kendini ifade edebilme imkanı bulması, tek sesliliğe olan tepkinin verdiği cesaret ile, sosyal medya kullanıcıları düşüncelerini açık açık ifade etmekten çekinmiyor.

Tabi bu ifade ediş şekli çok önemli, küfür ve hakaret içermeyen ifade şekli kabul görüyor, insanı düşünmeye sevk ediyor.

İfade edilen düşünceler, okuyucu tarafından aykırı bulunsa dahi, okunmaya değer bulunuyor.

Trol diye tabir edilen kurulu düzenekler ve yaptıkları paylaşımlar,aklı başında herkesin tepkisini çekiyor, tepki ötesinde nefrete sebep oluyor, Trol denince akla ilk gelen, iktidar yanlıları oluyor, hayır, trol denilen kurulu düzenekler, her siyasi düşünceden, her dini inançtan, her etnik kökenden olabiliyor.

Sayfamda beş bine yakın arkadaş var, çoğunu sadece sanal ortamda tanıyorum, bu bir hayli kabarık arkadaş sayısı homojen bir grup değil, her düşünceden, her etnik kökenden, her inanç grubundan oluşan bir arkadaş topluluğu.

Trol hesapları büyük oranda temizledim, gözden kaçan bir kaç hesap olabilir, fark edince onları da engellerim.

Samimi düşünceler ile tepki gösteren, düşüncelerime, yazılarıma, yorumlarıma karşı çıkan arkadaşların bu samimi davranışlarına hep saygılı davrandım, olabildiğince nazik, medeni ve kırıcı olmayan cevaplar verdim.

Kendimi kısaca tarif edecek olursam, sıradan bir Anadolu insanıyım, sadece ATATÜRK ve Cumhuriyet yanlısıyım. yazılarım ve kısa paylaşımlarım siyasi bir görüntü verse de, siyasi yapılardan çok uzağım.

Giriş biraz uzun oldu farkındayım, ama gerekli idi.

19 Mayıs kutlanacak, diğer Milli Bayramlar gibi, yine Cumhuriyet ve ATATÜRK düşmanlığının hortlayacağı diğer buruk bayramlar gibi kutlanacak.

Burukluk yanında, bir coşku ve heyecan da yaşanacak.

Yazının başlığı Düşmanlık oldu, evet bir düşmanlık var ATATÜRK ve Cumhuriyete, bu düşmanca tavrı gösteren insanlar, benim de sayfamda var, olmasa dahi ister istemez izlediğimiz, okuduğumuz tipler bunlar.

Bu izleme ve değerlendirme sürecinde bir sonuçla karşılaştım, yazmak zorundayım, kişi izleme ve değerlendirme süreci, bana bu insanlar hakkında pek de şaşırmadığım bir sonucu verdi.

Bu İnsanların ATATÜRK ve Cumhuriyet düşmanlığı, sadece ve sadece Kuruluş yıllarında isyan hareketlerine katılmış aileler, onların çocukları ve torunlarının düşmanlığıdır.

Bu düşmanlıkları ideolojik bir temelde yürütülse de, içsel olarak intikam duygusu barındırıyor.

Rövanş ekseninde yürüyor.

Cumhuriyet Tarihindeki İsyan hareketleri, ihanet hareketleridir, tümü de Emperyalizmin himayesindeki isyanlardır.

Devlet bu tehlikenin tabi ki farkında, burada aklın almadığı bir husus var, Devletin bu konuda resesif davranışı, bu çekinik ve müsamahakar davranışı çok rahatsız edici.

Bu İsyancı aile ve aşiretlerin Cumhuriyet ve ATATÜRK karşıtı çocuk ve torunlarının, doğru bilgiler ile yakın tarih hakkında eğitimleri ve ikna edilmeleri Cumhuriyetin temel meselesini teşkil ediyor.

Bu yapılmadığı takdirde Bu Ülkenin işi çok zor, baskıcı ve Jakoben dayatmalar sonuç vermiyor, vermediğini, aksine karşıt kampı güçlendirdiğini defalarca gördük.

Devlet, Devletliğini yapıp, bu grupların eğitim yolu ile Cumhuriyetin fazilet ve erdemlerini özümsemesini sağlamak zorunda.

Şu anda böyle bir iradeyi Devlette görmüyoruz, korkarım Devleti elinde bulunduran güçler de, politik kaygılar ile bu karşıt akımların etkisi altında.

Umarız yanılıyoruzdur.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol