Merkez Bankası politika faizini yüzde 25’e sonunda yükseltti. Temmuz ayında atılması gereken faiz yükseltme adımını geç kalmış kötünün iyisi bir karar olduğunu dile getirmek gerekir. Ancak bu noktada belirtilmesi gereken bir husus daha vardır ki; Arjantin gibi bir distopik ekonomi ülkesi bile faizi ne kadar arttırmış olsa da Arjantinliler ekonomik travmadan çıkarılmıyorlar. Gelişmekte olan ülkeler genellik “Bebek Endüstri” teziyle ekonomileri yönetilir: Bu tez, uluslararası ticaret teorisi, uluslararası ticaretin hiçbir engelleme ile karşılaşmadığı mal ve hizmet dolaşımının serbest olduğunu varsaymaktadır. Ancak, gelişmekte olan ülkeler başta olmak üzere, birçok ülke, bebek endüstriler olarak tanımlanan yeni kurulmuş endüstrilerini kendi ayakları üstünde durabilecek gelişmişlik düzeyine ulaşıncaya kadar, uluslararası rekabete karşı korumayı tercih etmektedirler. Yukarıda bir ülke örneğini verdiğim Arjantin gibi canım ülkem Türkiye’de ekonomik travmanın sarmalında…hem de öyle böyle değil!
Ekonomik Travma Süreci Nasıl İşledi?
2021 Mart ayında Naci Ağbal görevden alınmadan önce dolar 7,21 TL idi. Naci Ağbal faiz oranını 17’den 19’a çıkardığı için “söz dinlemeyen” olarak itham edildi ve görevden alındı. Enflasyonu önlemek için ülkelerin merkez bankaları faiz yükseltirken “gözlerimizde ışık görmek” için faiz indirimine gidildi. Tabii ki faiz %9’a kadar düştü. Dolar 18 TL’ye çıktı. Bu defa dövizin artışını baskılamak için KKM devreye girdirildi. Bugüne kadar kur korumalı mevduat sisteminin hazineye yükü 800 Milyar TL. Böylece sıcak sermaye sahibi olanların cepleri dolarken vatandaşın cebi boşaldı. Tüm bunlara rağmen Dolar 28 TL’yi de gördü. Doların her yükselişi milletin sırtında taşıdığı enflasyon canavarını daha da besleyerek büyüttü.
Enflasyonu düşürmek için Dünya’nın uyguladığı politikaların tam tersini uygulayarak, bir inat uğruna Millet olarak zamların altında ezildikçe ezildik. Vatandaş bir önceki yılı değil artık bir önceki ayın, temel gıda başta olmak üzere bir önceki aya göre daha az zamsız ürün arar hale geldi. Çok kıymetli yetkililer, çarşıya-pazara bolluk mu yağıyor yoksa zamlar mı? Bilmiyorlar! Veya bildikleri halde uykuya yatmışçasına körler sağırlar birbirini ağırlar oyunu oynuyorlar.
TL’nin değer kaybedeceği bilinmesine rağmen kesenin ağzı açılarak para basılıp seçim ekonomisi uygulandı. Sürekli umut pompalandı. Siyasi partiler ve parti liderleri gösteri toplumuna dönüştürdükleri sosyal medyada ve medyada ekonomik refah sözleri verdiler. Seçimin hemen ardından iktidarın artık seçmen ile işi bitti. Seçimden sonraki ilk 60 günde akaryakıt 2 katına çıktı. Mayıs ayında 19,50 TL olan Dolar 28 TL’ye çıktı. Vergiler, harçlar kat kat arttırıldı. İğneden ipliğe her şeye zam üstüne zam yapıldı. 85 milyon olarak yaşanan ekonomik travmayı bu millet hiçbir ekonomik kriz döneminde yaşamamıştır.
Geldiğimiz Noktada Travmaya Uğrayan Bebeğe Ne Olacak!
Hem fizyolojik hem de psikolojik olarak gelişmesi beklenen bebek, ebeveynin hormonlu yani dış sermayeye dayalı sıcak parayla bir anda yaşına oranla hızla şişmanlar ve obez hale getirilir. Bebek suni olarak beslenmeye öylesine alışmıştır ki; artık sağlığı tehlikeye girmiştir. Zayıflaması ve gelişimi yaşıtlarına göre azalır ve açlık travmasını yaşamaya başlar. Bebek istediği yiyecekten doyum alamayınca agresifleşir. Sürekli ağlar. Kendini yerden yere atar. Ebeveynleri bu durumu umursamaz hale gelir. Bu vurdumduymazlık bebekte nasıl travma yaratıyorsa piyasalar içinde aynısı geçerli denilebilir. Faiz hormonlu gıdadır. Ekonomiyi yönetenler bu hormonlu gıdayı onlardan kestikçe piyasa daha fazla tepki verecekti. Ancak her ne hikmetse yetkililer bebeğin açlık travmasına uğramasına izin verdiler. Şimdi hepimize bir soru? Bu bebek ne kadar hormonlu gıda verilirse verilsin daha fazlasını istemeyecek midir? Özetle söylemek istediğim içinden geçtiğimiz derin krizin sorunu, politika faizi %50’lere de çıkartılmış olsun veya olmasın daha fazlasını isteyecektir bebek. Tıpkı Arjantin’in girdiği ekonomik travmadan çıkamadığı gibi, umarım bizdede öyle olmaz…
Arjantin gibi olmamak için siyasi her yetkili ve partinin yerel seçimle birlikte genel seçim startını vermeye hazırlıklı olmaları elzem haline geldiğini, çarşıdaki, pazardaki fiyatların artık haftalık nasıl değiştiğini fark eden, tüm vatandaşlar adına iletiyorum.