Peki, Türkiye'nin adalet sistemi nasıl değişecek? Af çıkacak mı? İşte, bu soruların cevabını Avukat Aziz Dinç ile gerçekleştirdiğimiz röportajda bulduk.
Türkiye’nin gündemden düşmeyen başlıklarından olan af ve infaz düzenlemeleri son dönemde de oldukça merak edilen konulardan. Elazığ'ın tanınmış avukatlarından ve aynı zamanda Günışığı Gazetesi köşe yazarı olan, Av. Aziz Dinç, genel af nedir? Özel af nedir? Genel Af Yasası ve özel affın hukuki sonuçları, genel ve özel af çıkarma yetkisi kimse aittir? 2025 yılı af yasası, 9. Yargı paketi ne zaman gelecek ve mükerrir- tekerrürlere af gelecek mi? Af Çıkacak mı? Sorularının cevaplarını açıkladı…
Elazığ’ın en köklü hukukçularından biri olan ve aynı zamanda Günışığı Gazetesi köşe yazarı Avukat Aziz Dinç, Türkiye’deki cezaevleri ve infaz yasasına dair çarpıcı açıklamalarda bulundu. Türkiye'nin cezaevi doluluk oranlarına dikkat çeken Dinç, ülkede sık sık çıkarılan af yasalarının gerçek çözümü getirmediğini belirterek, cezaların hafifletilmesi yerine, suçu teşvik eden etkenlerin ortadan kaldırılması gerektiğine vurgu yaptı.
CEZAEVİNDE KAPASİTE SORUNU VE TÜRKİYE'NİN DURUMU
Türkiye’de cezaevleri, yıllardır kapasite sorunu ile mücadele ediyor. Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneğinin açıklamalarına göre; 2025 itibarıyla toplam cezaevi kapasitesinin %27,48 üzerinde tutuklu ve hükümlü bulunduğunu belirtilmiştir. Türkiye’nin dünyada en fazla mahkumun olduğu 10. ülke olduğunu Ululuslar arası Sivil Toplum Örgütlerinin verileriyle açıktır. Dinç; " Son yüzyılda onlarca af çıkartan bir ülkeyiz. Bu aflar dikkate alındığında ceza evindeki mahkum sayısı da yüzyılda sürekli bir artış olmuştur.
Af Yasaları Sorunu Çözmekten Çok, Geçici Çözümler Sunuyor
Dinç, Türk hukukunda sıkça gündeme gelen af yasaları, genellikle mahkumlara çeşitli indirimler ve haklar tanıdığını ancak, bu af yasalarının suçu ortadan kaldırmadığını, aksine geçici çözümler sunduğunu belirtti. "Af yasalarının, cezaevlerindeki doluluk oranını geçici bir süreliğine düşürdüğünü kabul ediyorum. Ancak asıl sorunu çözmüyor” dedi.
İnfaz Yasasında Temel Sorunlar ve Değişim İhtiyacı
Avukat Aziz Dinç, cezaevi reformlarının ve infaz yasasında yapılacak düzenlemelerin önemli olduğunu ancak, yalnızca af çıkarmak ya da infaz süresini değiştirmek yerine, insanların cezaevine girmelerinin önüne geçilmesi gerektiğini söylerken; insanların suça neden yöneldiğini, cezaevine girmelerine sebep olan toplumsal, ekonomik ve psikolojik etkenleri tespit etmek, cezaevlerine girmeyi engellemenin gerçek yoludur” ifadelerini kullandı.
Cezaevine Giren İnsanların Sayısını Azaltmak İçin Ne Yapılmalı?
Dinç, cezaevlerine girmeyi engellemek için öncelikle toplumsal yapıda köklü değişiklikler yapılması gerektiğine vurgu yaparak, burada esas çözüm, insanları suça teşvik eden etkenleri iyi tespit edebilmek ve bu etkenlere karşı çözüm geliştirmektir." dedi.
Avukat Aziz Dinç İle yaptığımız özel röportajdan satır başları şunlar;
CEZAEVLERİNDEKİ DOLULUĞUN TEMEL NEDENLERİNDEN BİRİ, TUTUKLU ORANINDAKİ ARTIŞ VE ADLİ KONTROL TEDBİRLERİNİN YETERİNCE UYGULANMAMASI
“Ülkemizde 01.02.2025 tarihi itibariyle, 264 kapalı ceza infaz kurumu,
98 müstakil açık ceza infaz kurumu, 4 Çocuk Eğitim Evi, 12 Kadın Kapalı, 8 kadın Açık
9 çocuk ve gençlik kapalı ceza infaz kurumu olmak üzere toplam 395 ceza infaz kurumu bulunmaktadır. Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği'nin (CİSST) "Ocak 2025 Cezaevi İstatistikleri" raporuna göre; Türkiye'deki cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlü sayısı, Ocak 2025 itibarıyla toplam kapasitenin yüzde 27,48 üzerine çıkarak 384 bin 216'ya ulaştı. Cezaevlerinin toplam kapasitesi 301 bin 397 olarak belirtilirken, kapasite fazlası mahpus sayısı ise 82 bin 819 oldu. Cezaevlerindeki doluluğun temel nedenlerinden biri, tutuklu oranındaki artış ve adli kontrol tedbirlerinin yeterince uygulanmaması olarak gösteriliyor.”
GENEL VEYA ÖZEL BİR AF ÇIKACAK MI KONUSUNDA HENÜZ NET BİR GELİŞME KAYDEDİLMEDİ.”
“Otuz beş yıldır ayda en az iki defa cezaevine giden bir avukatım. Avukatlığını üstlendiğim kişilerle görüşmeye gittiğimde ilk sorusu kendi dosyasının durum, ikinci soru ise gerek kendisinin gerekse koğuştakilerin merak ettiği konu olan ufukta bir af var mı sorusudur.
Yeni yapılan düzenlemenin hemen akabinde dahi af sorusuyla karşılaştım. Son günlerde 10. yargı paketi çalışmaları bitme aşamasına gelince, genel af çıkacak yoksa kısmi af mı çıkacak sorusunun cevabı, mahkum ve mahkum yakınlarının merak ettiği konuların başında geliyor.2025 yılında genel veya özel bir af çıkacak mı konusunda henüz net bir gelişme kaydedilmedi.”
TBMM’NİN GÖZÖNÜNE ALACAĞI FAKTÖRLER
“Ancak bakanların ve siyasilerin yaptığı açıklamalar af bekleyenleri umutlandırıyor.
Af, davanın veya cezanın düşürülmesini sağlayan, sanığın cezaevine girmesini, girmişse çıkmasını sağlayan bir müessesedir. TBMM af konusunda karar verirken bir çok faktörü göz önüne alır.
Bu faktörler şunlardır:
SİYASİ İKLİM: Hükümetin ve siyasi partilerin af konusundaki tutumu, af çıkıp çıkmayacağını etkileyen önemli bir faktördür.
TOPLUMSAL TALEP: Toplumda af konusunda yoğun bir talep varsa, bu durum af çıkma ihtimalini artırabilir.
CEZAEVLERİNİN DOLULUK DURUMU: Cezaevlerinin kalabalık olması ve kapasite sorunu gibi durumlar da af çıkma ihtimalini etkileyebilir.
Suç türleri ve mahkumların durumu: Af kapsamına alınacak suç türleri ve mahkumların durumu da af çıkma ihtimalini etkileyen faktörler arasındadır.
YAKLAŞAN SEÇİMLER: 2024 ve 2025 yılı da seçimler yapıldığı için gelecek 4-5 yıllık süreçte seçim olması beklenmiyor.
AF; GENEL VE ÖZEL OLMAK ÜZERE İKİYE AYRILIR
“Affın, yasama organı affı, yürütme organı affı, bireysel af, toplu af, şarta veya koşula bağlı af, şartsız veya koşulsuz af, mutlak af, kısmi af gibi farklı türleri olmakla birlikte Türk hukukunda af kurumunun, sonuçları dikkate alınarak, Anayasa m. 87’de genel ve özel af olmak üzere ikiye ayrıldığı; TCK’nın 65. maddesinde de Anayasa’ya uygun şekilde affın, genel ve özel af olmak üzere iki türünün olduğunun kabul edildiği görülmektedir.
Anayasamızın ve TCK’nın düzenlemesine bakıldığında iki çeşit af olduğu görülecektir.
Bunlar;
GENEL AF: Kamu davasının düşmesi veya ceza mahkumiyetinin tüm neticeleriyle birlikte ortadan kalkması sonucunu doğuran bir ceza hukuku düzenlemesidir. (TCK 65/1. madde)
ÖZEL AF: Kesinleşmiş hapis cezasının cezaevinde infaz edilmesinden vazgeçilmesi veya cezaevinde infaz edilecek sürenin azaltılması veya hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesini sağlayan bir ceza hukuku kurumudur. (TCK 65/2. madde)Cumhurbaşkanının bireysel özel af çıkarma yetkisi, Anayasanın 104. maddesinde; sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebi ile belirli kişilerin cezalarını hafifletmek veya kaldırmak” şeklinde belirtilmiştir
Anayasanın 87. maddesine göre genel af ve özel af ilanına TBMM üye tamsayısının beşte üç çoğunluğu ile karar verilebilir. Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren çeşitli sebeplerden dolayı 100’ü aşkın af ilan edilmiştir. Bunlardan; 1922, 1923, 1933, 1960, 1963, 1966 ve 1974’te olmak üzere yedisi genel aftır. 4616 Sayılı Şartla Salıverilme ve Erteleme Yasası, 22 Aralık 2000 tarihinde Rahşan ECEVİT’ in önerisiyle çıkarılmış ve halk arasında “Rahşan Affı” olarak bilinmektedir.”
10.YARGI PAKET YOLDA
“Cezaevlerinde yer kalmadığı gerekçesiyle çıkarılan yasa 70.000 kişilik cezaevi kapasitesini 40.000’e düşürmüştür. Bu yasa 1999 yılından önce işlenen suçları kapsamaktaydı. Ancak 3 yılda mahkûm sayısı 20 binden fazla artarak yeniden 64 bine çıkmıştır. Daha sonraki yıllarda Ceza İnfaz Kanunda yapılan değişikliklerle mahkumların ceza evlerinden tahliyesi sağlandı.
Son yıllarda çıkartılan yargı paketleri ile düzenlemeler yapıldı. Şu ana kadar 9 yargı paketi çıkartıldı. Kamuoyunda 9. Yargı Paketi olarak bilinen kanun teklifi 08.11.2024 tarihinde
TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek kanunlaştı. 10.Yargı paket yolda.”
10.YARGI PAKETİNDE YERALACAK DÜZENLEMELER
“Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un yapmış olduğu açıklamalara göre; yeni yargı paketi toplumun huzurunu bozabilecek suçlarla daha etkin mücadeleye odaklanacağı belirtilmiştir.
Türkiye’de ceza adaleti sistemine yönelik kapsamlı değişiklikler içeren bir reform paketi olarak dikkat çekiyor. İnfaz sürelerinde düzenlemeler, denetimli serbestlik uygulamalarında esneklik ve mükerrer suçlarda daha ağır yaptırımlar gibi kritik düzenlemeler içermesi beklenen bu paket, yargı sisteminde köklü değişikliklere yol açabilir.”
“10.Yargı Paketi’nin içeriğiyle ilgili çalışmalar devam ederken, pakette yer alması muhtemel düzenlemeler şu şekilde sıralanabilir:
İNFAZ DÜZENLEMELERİ: Belirli suçlar için infaz sürelerinde değişiklik yapılması bekleniyor.
DENETİMLİ SERBESTLİK: Cezaevindeki yoğunluğu azaltmak adına denetimli serbestlik süresinin uzatılması gündemde.
MÜKERRER SUÇLARA AĞIR CEZALAR: Suçun tekrar edilmesi halinde infaz indiriminin kaldırılması planlanıyor.
KADINA VE ÇOCUĞA ŞİDDETE YÖNELİK YENİ TEDBİRLER: Şiddet ve cinsel suçlara yönelik daha ağır cezai yaptırımlar gelebilir.
ADALET BAKANI TUNÇ’TAN YENİ İNFAZ DÜZENLEMESİ GELEBELİR SİNYALİ
“Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) Düzenlemesi: HAGB kararlarının kapsamının gözden geçirilmesi gündemde. Bu maddelerin kesinleşmesiyle birlikte, Türkiye’de ceza yargılamasında ciddi değişikliklerin yaşanması bekleniyor
Yeni yargı paketinin çıkartılması gündemde olunca af tartışmaları tekrar gündeme geldi.
Mahkumlar ve mahkum yakınları büyük bir merakla çıkacak düzenlemeyi beklemeye başladılar. Yargı paketi çalışmaları Adalet Bakanlığınca sürerken genel af iddiaları kamuoyunun gündemine geldi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, af tartışmaları hakkında açıklamalarda bulunarak, burada eşitlik ilkesi açısından bir düzenleme yapılabileceğini bildirdi. Adalet Bakanı Tunç yeni infaz düzenlemesi gelebileceğini belirtti. Bakan Tunç, düzenlemeyle pandemi döneminde çıkartılan Kovid yasasından yararlanamayanlara hak tanınmasının amaçlandığını vurguladı.”
BU BİR AF DEĞİL
"Basında yansıtıldığı gibi af değil. Kovid yasasından faydalanamayan cezaevinde bulunanlar yararlanmıştı. Ama suç tarihi bakımından cezaevinde bulunanlardan daha önce suç işleyenler bundan yararlanamadı. Bu konuda onların bir talepleri var. Bunun takdiri Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde. Burada eşitlik ilkesi açısından bir düzenleme yapılabilir ama bu bir af değil.
Yargı Paketiyle ilgili olarak da şu değerlendirmede bulundu: “Demokratik hukuk devletinin tahkimi, daha güvenilir ve erişilebilir adalet sisteminin tesisi yolunda 2024 yılında 9. Yargı Paketi yasalaştı.”
YENİ YARGI PAKETİNDE 120 BİN MAHKUMU İLGİLENDİREN AF DÜZENLEMESİNİ BEKLENİYOR.
Covid-19 salgını sırasında Temmuz 2023’te çıkarılan denetimli serbestlik düzenlemesinin Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı olduğuna dair tartışma hiç bitmedi.
31 Temmuz 2023 öncesinde cezası kesinleşmiş olanları kapsayan bu düzenleme aynı tarihten önce suç işleyip de cezası kesinleşmemiş olanları kapsamadı.
5275 sayılı Kanun’a Covid-19 dönemi salgını devam ederken eklenen Geçici maddeyle, terörle mücadele ve örgütlü suçla hariç, denetimli serbestlik konusunda düzenleme yaşama geçirilmişti. Yeni yargı paketinde 120 bin mahkumu ilgilendiren af düzenlemesini bekleniyor.
İçinde bulunduğumuz tablo dikkate alındığında yeni düzenlemenin zorunlu olduğu muhakkaktır. Bu nedenle özelikle infaz yasasında yeni düzeleme yapıldığı açık. Bu düzenlemenin genel af niteliğinde olmadığı tahmin ediliyor.”
MECLİS GÜNDEMİNE KISMİ AF GELİYOR
“TBMM gündemine gelmesi beklenen düzenlemeyle, belirli şartları taşıyan hükümlülere cezalarının kalan kısmını denetimli serbestlikle tamamlama imkânı sunulacak. Muhalefet partileri ise benzer düzenlemelerin genişletilmesini istiyor. Yeni yargı paketiyle on binlerce mahkumun tahliye olacağı açık. Son yüz yılda, onlarca kısmi ve genel af çıkartarak cezaevlerin boşaldı. Şu anda dünyada cezaevinde en fazla mahkum olan ülkeler arasında ilk ondayız. Bu tablo karşısında sizlere bir soru olacak.
Aflar çözüm mü?
Varın cevabını siz bulun...”