Başkan Çınar; “Ekonomik kriz şartlarında, işletmelerin ayakta kalabilmesi için bir dizi yapısal önlemlerin alınması kaçınılmazdır. Ancak mevcut konjonktürde kamu otoritesi desteği olmaksızın işletmelerin bu konularda sağlıklı süreç yönetimini gerçekleştiremeyeceği gerçektir. Nakit yönetimi, maliyet kontrolü, alternatif finansman kaynaklarını araştırma, ihracata odaklanma, finansal danışmanlık, dijital dönüşüm, rekabetçiliği artırıcı tedbirler ve hükümet desteklerinden yararlanma gibi adımlar, işletmelerin krize karşı direncini artıracaktır. Aynı zamanda, işletmelerin Net Çalışma Sermayelerinin korunmasına yönelik tedbirler, öngörülemez piyasa koşullarına karşı esnek ve hızlı bir şekilde tepki verebilmelerini sağlayacağından kritik öneme sahiptir. İlimizde yer alan mikro, KOBİ ve büyük işletme ayrımı yapmaksızın tüm işletmelere yönelik olarak finansal eğitim ve seminerlerin yanı sıra yazılı ve görsel medyada organize edilecek kamu spotları, yörede bulunan STK’lar aracılığı ile işletmelerin bilinçlendirilerek farkındalık oluşturulması önem arz edecektir” dedi.
“NAKİT YÖNETİMİ VE MALİYET KONTROLÜ”
ASKON Elazığ Şube Başkanı Abdullah Çınar işletmelerin gereksiz harcamalardan kaçınması gerektiğini belirterek; “İşletmelerin kriz dönemlerinde likit kalabilmesinin en önemli koşulu nakit yönetimi ve maliyet kontrolüdür. İşletmeler, nakit akışlarını sürekli olarak izlemeli, gereksiz harcamalardan kaçınmalı ve verimliliği artırmak için maliyetlerini gözden geçirmelidir. Özellikle üretim süreçlerindeki verimliliğin artırılması ve israfın önlenmesi önemli bir adımdır” dedi.
“FİNANSAL TABLOLARA İLİŞKİN ÖNLEMLER”
ASKON Elazığ Şube Başkanı Abdullah Çınar yaptığı açıklamada; “İşletmelerimizin çok büyük bölümü finansal okuryazarlığa sahip olmadığı için işletmenin karnesi niteliğindeki mali verilerin hazırlanması, değerlendirilmesi ve geleceğe yönelik finansal projeksiyon oluşturulması konularında yetersiz kalmaktadırlar. Bu da yanlış yatırım kararlarının alınmasına ve yanlış işletme yönetimi nedeniyle özellikle işletme skor notunun düşük çıkmasından kaynaklı, finansal kurumların kreditasyon prosedürlerinden dolayı kaynak bulmalarını zorlaştırmakta hatta imkânsız hale getirmektedir. Bu durum işletmelerin ticari faaliyetlerinin zarar görmesine neden olmaktadır. Bu konuda akredite olmuş uzmanlardan destek alınmasının sağlanması için gerekli mevzuatlara işlerlik kazandırılması hem lokal hem de global olarak ticari hayatın sağlıklı işleyişi açısından hayati öneme sahiptir” dedi.
“FARKLI FİNANSMAN KAYNAKLARININ ARAŞTIRILMASI”
Başkan Çınar, işletmelerin finansal uzman desteği alması gerektiğini ifade etti. Çınar; “Kredi imkanlarının daraldığı dönemlerde işletmelerin alternatif finansman kaynaklarına yönelmeleri doğaldır. Örneğin, özel sermaye yatırımları, iş ortaklıkları veya hibe programları işletmeler için potansiyel seçenekler olabilir. İşletmeler, yerel ve uluslararası fonları inceleyerek kriz dönemlerine özel destekleri araştırmalıdır. Bu minvalde profesyonel finansal uzman desteğinin sağlanması ve teşvik edilmesi işletmelerin bu kaynaklara ulaşmasını sağlayacak ve firmalarımıza sürdürülebilir bir mali yönetim refleksi kazandıracaktır” şeklinde konuştu.
“İHRACATA ODAKLANMA VE YENİ PAZARLARA AÇILMA”
Başkan Çınar, döviz kurlarının işletmeleri olumsuz etkilediğini belirterek; “Döviz kurlarındaki dalgalanmalar, işletmeleri olumsuz etkilemektedir. Bu durum, işletmelerin ihracata yönelerek döviz geliri elde etmeyi ve risklerini çeşitlendirmeyi Aynı zamanda, yeni pazarlara açılarak gelir tabanlarını genişletmeyi düşünmelerini zorunlu kılmaktadır. Ancak işletmelerimiz; uygulanmakta olan mevcut para, maliye ve vergi politikaları nedeniyle yeni pazarlara açılmak bir tarafa, mevcut ticari performanslarını bile koruyamamakta ve işletme sermayeleri her geçen dönem erimektedir” dedi.