Elsevier ve Stanford Üniversitesi'nin her yıl gerçekleştirdiği dünyanın en etkili bilim insanları listesinde yeralan Hemşerimiz Deprem Uzmanı Prof. Dr. Naci Görür, duygu ve düşüncelerini Günışığı’na anlattı.
Gençleri, genç bilim insanlarını bu tür listelere girebilmeleri için onları cesaretlendirip, önlerini açarak teşvik edip ve destek vermek adına ulusal ve yerel basına büyük iş düştüğünü belirten Görür, “Bizim açımızdan güzel tabi bu listede yeralmak. Benim asıl üzerinde durmak istediğim Türkiye maalesef üzülerek söylüyorum.
Bilim fukarası bir memleket.
Türkiye’de evrensel ölçütlerde, uluslararası nitelikte ve değerde araştırma yapanların sayısı çok az ve o tür araştırmalarda çok az.” diyerek sitemini de dile getirdi.
Stanford Üniversitesi’nden bilim insanlarının her yıl gerçekleştirdiği dünyanın en etkili bilim insanlarının sıralandığı son liste geçtiğimiz günlerde bilimsel, teknik ve tıbbi içerik konusunda uzmanlaşmış Hollanda merkezli yayıncılık şirketi olan Elsevier tarafından yayımlandı. Ayrıntılı ölçütlere göre sıralanan listede, “yıllık etki” kategorisinde toplam 200 bin 409 bilim insanı değerlendirmeye tabi tutuldu. Dünyanın en etkili bilim insanlarının sıralandığı listeye Türkiye’den toplam 1.202 bilim insanı dâhil oldu. Kariyer analizinin yapıldığı ve son beş yıllık yayınların atıf etkisine göre dünyanın en etkili bilim insanlarının sıralandığı “kariyer boyu etki” kategorisinde ise, değerlendirmeye alınan toplam 195 bin 605 kişi arasında Türkiye’den toplam 897 bilim insanı yer aldı.
Elsevier ve Stanford Üniversitesi tarafından hazırlanan “Dünyanın En Etkili Bilim İnsanları Listesi “Yer Bilimleri” Kategorisinde Hemşerimiz, Prof. Dr. Naci Görür de yeralmıştı.
*LİSTENİN OLUŞTURULMASINDA ARANAN NİTELİKLER…
Konuyla ilgili Gazetemiz Günışığı’na açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Naci Görür, Listenin oluşturulmasında; nitelikli yayın sayısı, yayınların yer aldığı derginin etkisi, patent sayısı, yapılan atıf sayısı, h-indeks, hm-indeks, makale sayısı, atıf alan makale sayısı ve yayımlandığı derginin etkisi gibi uluslararası ölçütler kullanıldığını belirterek; “Bütün Dünya’da her konudaki bilim insanlarını inceliyorlar. İnceleme sonunda bir liste hazırlıyorlar. ‘Dünya’nın En Etkin Bilim İnsanları’ diye bir liste hazırlıyorlar. Biz bu listede ilk 200 Bininin içinde yer almışız. Tabi bu listeye girebilmek için listede yer alan bilim adamlarının nitelikli yayın sayısı önemli. Yayınlar öyle eften püften yayınlar olmayacak. Yayınların bir niteliği olacak. Tabi uluslararası yayınlar olmalı. Yayınların yer aldığı dergilerde ciddi dergiler olacak. Patent sayısı varsa ona bakıyorlar. Yaptığın yayında ne kadar atıf almışsın ona bakıyorlar. Ne kadar başvuru olmuş ona bakıyorlar. h-indeks, diye bir olgu var. Bu HE İndeksi bir anlamda Bilim Adamının derecesini gösteriyor. h-indeksİ ne kadar yüksek olursa o yükseklikle doğru orantılı yayın yapmıştır. Fazla tanınan anlamı taşıyor. Tabi makale sayısına da bakıyorlar. Bu saydıklarımın hepsi uluslararası ölçütler. Bu ölçütlere göre listeyi hazırlıyorlar. Bu listede her bilim dalı var.” dedi.
*BENİMLE BERABER 5 KİŞİ VAR…
‘YER Bilimleri’ Listesinde kendisiyle beraber 5 önemli ismin yeraldığını ifade eden Görür; “Bu listede Türkiye’den de değerli arkadaşlarımız var. ‘YER Bilimleri’ Listesinde yeraldık. Benimle beraber Türkiye’de bu kategoride Prof. Dr. Celal Sungur, Prof. Dr. Aral Okay, Prof. Dr. Yücel Yılmaz, Prof. Dr. Aykut Barka bu arkadaşımız rahmetli oldu. Türkiye’den Yer Bilimleri listesinde bu bilim adamları yeraldı. Benimle beraber 5 kişi var. Bizim açımızdan güzel tabi. Bu listede yeralmak.”
ÜZÜLEREK SÖYLÜYORUM, ÜLKEMİZ BİLİM FUKARASI
Prof. Dr. Görür, Türkiye’de evrensel ölçütlerde, uluslararası nitelikte ve değerde araştırma yapanların sayısının çok az olduğuna dikkat çekerek; “Benim asıl üzerinde durmak istediğim şimdi Türkiye maalesef üzülerek söylüyorum. Bilim fukarası bir memleket. Türkiye’de evrensel ölçütlerde, uluslararası nitelikte ve değerde araştırma yapanların sayısı çok az ve o tür araştırmalarda çok az. Biz hep öyle hamaset yapıyoruz. Biz Dünya’da şöyleyiz, böyleyiz diye, hiçbir veriye dayanmayan, doğruluğu ölçülmemiş, kendi kendimize bir anlamda gelin güvey oluyoruz. Dolayısıyla bir ülkede bilim ve teknoloji ne kadar gelişirse, toplumun refahı da o ölçüde gelişecek demektir. Bir toplum ne kadar bilgi toplumu olursa ne kadar bilim ve teknoloji üretirse o toplum Dünya’nın ileri ülkeleri arasına girer.” ifadelerini kullandı.
*GENÇLERİMİZİN ÖNÜNÜ AÇMAK LAZIM
Görür, son olarak genç bilim adamlarının önünü açmaları gerektiğini ve Ulusal ve yerel basına teşvik noktasında büyük görevler düştüğünü belirterek; “Dolayısıyla bu ödülleri ben şunun için önemsedim. Bizim şahsımızda değil ama yani gençlerimizi, genç bilim insanlarımızı o tür listelere girebilmeleri için onları cesaretlendirip, önlerini açıp onları teşvik edip destek vermemiz lazım. Ulusal ve yerel basının bu haberleri yapması bir anlamda teşvik edici olur. Cesaretlendirici olur. Faydalı olur diye düşünüyorum.” sözlerini sonlandırdı.