ÖZEL HABER: GÜLÇİN TURGUT
Türkiye Cumhuriyeti ile ABD arasında 27 Aralık 1949 yılında imzalanan Fulbright Anlaşması’nın iptal edilmesini isteyen Avukat Aziz Dinç; anlaşmanın Türkiye’nin, ders programlarından, müfredata kadar tüm yapısı hakkında söz sahibi olmasının önüne geçildiğine dikkat çekerek, eğitimin sömürüden kurtarılması gerektiğini söyledi.
Fulbright Anlaşması ilgili değerlendirme bulunan köşe yazarlarımızdan Avukat Aziz Dinç, Türkiye Cumhuriyeti ile ABD arasında 27 Aralık 1949 yılında imzalanan ve 13 Mart 1950 yılında kabul edilen Fulbright Anlaşması’nın iptal edilmesi gerektiğini kaydetti.
İSMET İNÖNÜ TARAFINDAN İMZALANMIŞTIR
Türk Milli Eğitimin müfredatı başta olmak üzere eğitim sistemi, öğretmenlerin ve öğrencilerin eğitimi, ders kitapları vs. hepsinin 1947 yılında Türkiye ile ABD arasında Milli Eğitimimiz 27 Aralık 1947'de imzalanan ve ''Fulbright Antlaşması'' ile ABD'ye teslim edildiği ifade eden Av. Aziz Dinç, anlaşmada eğitim sistemine zarar veren maddelerin bulunduğunu işaret ederek, “ABD kültürünün hizmetine sunan bu anlaşma, dönemin CHP- Cumhurbaşkanı İsmet İnönü tarafından imzalanmıştır.”dedi. Anlaşmaya göre, Türkiye ve ABD hükümetleri arasında Eğitim Komisyonu kurulduğunu ve herhangi bir anlaşmazlık durumunda ise komisyonun başkanlığını ABD’nin Büyükelçisinin üstlendiğini kaydeden Av. Aziz Dinç, “Gelecek nesilleri yetiştirdiğimiz eğitimimiz ABD’li uzmanlara emanet edilebilir mi?” diye sordu.
AÇIK VE GİZLİ ANLAŞMALAR KAYIPLAR DOĞURMUŞTUR
Av. Aziz Dinç, Uluslararası yapılan antlaşmalar ile teslimiyetçi bir politikaların kapılarının açıldığını kaydederek, “Bu açıdan baktığımızda milli şefin 1940 yıllından itibaren yapmış olduğu açık ve gizli anlaşmalar ülkemiz açısından telafisi mümkün olmayan mağduriyetlere sebebiyet vermiş telafisi mümkün olmayan kayıplar doğurmuştur.” İfadelerini kullandı.
TARİHİ PRANGALAR OLARAK TECELLİ EDEN ANLAŞMALAR
Tarihte ABD ile yapılan anlaşmalara değinen Av. Aziz Dinç, “Türkiye 1946’lardan siyasî, ekonomik, hukukî, eğitimsel açıdan Batı emperyalist kampının kontrolüne girmiştir. Özelliklede ABD’nin kontrolüne girilmiş, NATO ya üyelikle Amerika'nın, Ülkemiz de her alana müdahale etmesine imkan verilmiştir. İşte bu noktadan sonra, ABD’nin Türkiye’ye yönelik, kağıt üzerinde güzel görünen aslında her biri TARİHİ PRANGALAR olarak tecelli eden anlaşmalar dizisi gündeme sokulmuştur. Bir kaçını söylersek; Yıl:1947. Truman Doktrini ile ABD'den askeri yardım anlaşması. Yıl:1948: Marshall Planı ile ABD'den ekonomik yardım anlaşması. Yıl:1949: Eğitim Antlaşması ile ABD'den Türkiye eğitimini kontrol eden anlaşma.”dedi.
EĞİTİM SİSTEMİNİ ABD TESLİM ETMİŞTİR
Türkiye ile ABD ülkeleri arasında imzalanan ve öğrencilerin eğitim masraflarının karşılanması olarak masum gösterilen Fulbright Anlaşması'nın, göründüğü kadar masum olmadığını aktaran Aziz Dinç; “Milli Eğitim sistemimizi tamamen ABD'ye teslim eden bir antlaşma Fulbright Antlaşması. Atatürk ‘Eğitimdir ki, bir milleti ya özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk hâlinde yaşatır ya da esaret ve sefalete terk eder.’ Eğitim alanında yol haritamızın belirleyecek milli ve bağımsız bir eğitim sistemi yerine, milli şef yapmış olduğu antlaşma ile eğitim sistemini ABD teslim etmiştir.” dedi.
TÜRKİYE VE ABD HÜKÜMETLERİ ARASINDA EĞİTİM KOMİSYONU KURULDU
Anlaşmanın içeriğine değinen Av. Dinç, “7 Aralık 1949’da imzalanan bu anlaşma, ABD’nin eğitime önce ortak edilmesini, sonra da belirleyici olmasını sağlayacak bir anlaşmaydı. Milli eğitim sistemini altüst eden, eğitimi ABD kültürünün hizmetine sunan bu anlaşma, dönemin CHP- Cumhurbaşkanı İsmet İnönü tarafından imzalanmıştır. Anlaşmaya göre, Türkiye ve ABD hükümetleri arasında Eğitim Komisyonu kuruldu. Komisyon; dördü T.C vatandaşı, dördü de ABD vatandaşı olmak üzere sekiz üyeden oluştu. Çoğunluğu sağlamak için KOMİSYONUN BAŞKANI ABD BÜYÜKELÇİSİ OLDU.” İfadelerini kullandı.
TÜRK EĞİTİMİNİN MÜFREDATINI DEĞİŞTİRDİLER
Antlaşma sonucunda “Eğitim Araştırma Geliştirme Daire Başkanlığı” komisyonu kurulduğunu kaydeden AV. Dinç, “Milli Eğitim Bakanlığı'nda; personel politikalarından ders programlarına kadar pek çok konuda stratejik planlama yapan “Eğitim Araştırma Geliştirme Daire Başkanlığı” adlı komisyonun varlığı bu antlaşma sonucu gerçekleşti. Personelinin üçte ikisi Amerikalıydı! Türk eğitiminin müfredatını değiştirdiler.” dedi.
SADECE SÜT TOZU GELMEDİ
Eğitim antlaşmasıyla ABD, Türkiye'ye uzman, araştırmacı, öğretim üyesi adı altında personel gönderildiğini kaydeden Dinç, “Milli ve yerli bilinci ‘yok etmenin değişik yollarını buldular. Okullarımıza ABD’den sadece süt tozu gelmedi. Halktan gizlenen eğitim antlaşmasıyla ABD, Türkiye'ye uzman, araştırmacı, öğretim üyesi adı altında personel gönderdi.” İfadelerini kullandı.
BİLGİLERİYLE GENÇLERİMİZİN BEYNİNİ YIKAMAYI AMAÇ EDİNDİLER
“Okul müfredatlarını/öğretim politikasını kökten değiştirerek, “Soru soran-sorgulayan” yerine, “EZBERCI-NAKİLCİ öğrenci yetiştirmek amaç oldu. “Aramanın-araştırmanın” yerini, Batı'dan “dayatmalar” aldı.” Diyen Av. Dinç, “ İlkokuldan üniversiteye kadar ders kitapları, Batı merkezli kurgu tarih bilgileriyle gençlerimizin beynini yıkamayı amaç edindiler.” İfadelerini kullandı.
EĞİTİMİ EN KÖTÜ OLAN ÜLKELERDEN BİRİ DE ABD’DİR
Dünya’da ilk orta ve lise eğitimi en kötü olan ülkelerden birinin ABD olduğunu kaydeden Dinç, “Kendini ayakta tutmak için üniversite eğitiminde farklı bir yol kabul etmiştir. Dünyadaki tüm yetenekli gençlere kapılarını açarak onlara birçok olanak sağlayarak ülkesine kabul etmiştir.” dedi.
BEYİN GÖÇÜNÜ İYİ KULLANAN ABD
Gençlere eğitim vererek, Amerikan vatandaşı bilincini de aşıladıklarına dikkat çeken Dinç, “Bu gençlere bir tarafta eğitim vererek, bir taraftan da Amerikan vatandaşı bilinci aşılayarak Amerika'da yerleşmelerini ve yaşamalarını sağlamıştır. Bu beyin göçünü iyi kullanarak geliştirilen fikirler ve buluşlarla Dünya'ya hükmeden bir ülke haline gelmiştir. Şu anda çok zeki binlerce Türk genci Üniversite eğitimi için ABD üniversitelerine gitmekte ve orda okumaktadır.”diye konuştu.
ÜLKELERİN ZEKİ GENÇLERİNİ ABD DAVET EDİYOR
ABD’nin beyin göçü ile ayakta kaldığını işret eden Av. Dinç, “Öyle bir sistem kurulmuş ki tüm ülkelerin zeki gençlerini ABD bir şekilde ülkesine davet etmekte ve orada sağladığı imkânlarla orada tutmaktadır. Kısaca beyin göçü alarak ayakta kalmakta. Bunu en canlı örneği Aziz Sancar ile geçen hafta süper fizikçi haberleri yapılan, Trabzonlu 26 yaşındaki Furkan Öztürk. (4 milyar yıl önce yaşamın nasıl başladığına dair gizemlerden birini ortaya çıkardığı keşfi, bilim dünyasında büyük heyecan yarattı.)”
80 YILDIR EĞİTİM SİSTEMİMİZİ TESLİM ETMİŞİZ
“Böyle bir eğitim sistemine sahip olan bir ülkeye 80 yıldır eğitim sistemimizi teslim etmişiz.” diye konuşan Av. Dinç, “Bunların ortaya koyduğu eğitim müfredatı ise; İlk önce ‘YAT ALİ YAT İDİ’ şimdi ise ‘EZBERLE ALİ EZBERLE.” İfadelerini kullandı.
EĞİTİMİMİZ ABD’Lİ UZMANLARA EMANET EDİLEBİLİR Mİ?
ABD’nin az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerin eğitim sistemini Fulbright projesiyle ele geçirdiğini kaydeden Av. Aziz Dinç, “Şimdi sizlere soruyorum? Gelecek nesilleri yetiştirdiğimiz eğitimimiz ABD’li uzmanlara emanet edilebilir mi? Millî Eğitim Temel Kanunu’nda yer alan amaçlar Fulbright Anlaşması ile hayata geçirilebilir mi? ABD Dışişleri Bakanı’na veto yetkisi veren, eğitim programı geliştirmeyi bu komisyon eliyle ABD’ye devreden Türkiye’de Millî Eğitim’den söz edilebilir mi?” sorularını yöneltti.
FESHETME KARARINI ZAMAN KAYBETMEDEN ALMALIYIZ
Milli ve yeni bir eğitim sistemi için Fulbright Anlaşması’nın bir an önce iptal edilmesinin doğru olacağını söyleyen Av. Aziz Dinç, “Çocuklarımızı ezberden kurtarmak, muhakeme etme ve fikir üretebilen bilgi ve yeteneğine göre eğitim alabilecek bir yeni sistem için Fulbright Anlaşması’nı feshetme kararını zaman kaybetmeden almalıyız. Milli ve yeni bir eğitim sistemi için Türkiye Cumhuriyeti ile ABD arasında 27 Aralık 1949 yılında imzalanan ve 13 Mart 1950 yılında kabul edilen Fulbright Anlaşması’nın iptal edilmesini kanaatindeyim. Ya siz?” dedi.
