Hasar gören okul binalarının ivedilikle çözüme kavuşturulması gibi konularda da destekler verilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Hikmet Esen, “Deprem bölgesinin yeniden yapılandırılması için el birliği ile tasarruf ederek gereksiz harcama yapmayalım, neticesinde bu şekilde davranarak, mağdur üniversitelerin bir nebze de olsa yaralarına derman olmuş oluruz.” dedi.
HABER: GÜLÇİN TURGUT
Kahramanmaraş depremi sonrası Üniversitelerin birçoğunda öğrenci, akademik ve idari personellerden kayıplar yaşandığına dikkat çeken Prof. Dr. Hikmet Esen, Deprem bölgesinin yeniden yapılandırılması için el birliği ile tasarruf ederek gereksiz harcamalardan kaçınılarak, mağdur üniversitelerin bir nebze de olsa yaralarına derman olunacağına dikkat çekti. Ayrıca Yüksek Öğretim Kurumu tarafından, Bölgede ki üniversitelerin geçmiş yıllarda kazanmış oldukları hakların sürdürülebilirliği ile ilgili herhangi bir açıklama yapılmadığını işaret eden, Prof. Dr. Hikmet Esen, 11 ilin 18 üniversitenin geçmiş yıllarda kazanmış oldukları haklarının korunarak, diğer üniversitelerle rekabet ortamı oluşuncaya kadar pozitif ayrımcılığa tabi olmasını belirtti. Esen; “Vergiler ve hasar gören okul binalarının ivedilikle çözüme kavuşturulması gibi konularda da destekler verilmelidir.” diye konuştu.
Prof. Dr. Hikmet Esen, “ Kaynakları tasarruflu kullanarak birkaç proje hariç Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının ve diğer proje destekçisi kurumların proje desteklerini bir yıl askıya almasının doğru bir karar olacağını belirterek, “Merkezi ve tüm yerel yöneticilerimizin aciliyeti olmayan harcamalardan derhal vazgeçerek sağlıklı bir planlama ile destekleri maksimum verimle kullanması ricamızdır.” dedi.
11 İLDE BULUNAN 18 ÜNİVERSİTE
Fırat Üniversitesi Teknoloji Fakültesi Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölümü, Yenilenebilir Enerji Sistemleri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hikmet Esen, Ülkemiz için Asrın Felaketi olan büyük depremlerden sonra üniversitelerde eğitim-öğretim faaliyetlerinin yetkililer tarafından uzaktan eğitim şeklinde olacağı açıklandığını, uygulama gerektiren Tıp, Diş Hekimliği, Veteriner ve Teknoloji Fakültelerinin bazı sınıflarında eğitim ve öğretimin ise yüz yüze yapılacak şeklinde açıklamalar yapıldığını söyleyerek, “Afet Bölgesindeki 11 ilde bulunan 18 Üniversite; Kahramanmaraş İstiklal Üniversitesi, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi, Gaziantep Üniversitesi, Hasan Kalyoncu Üniversitesi, Sanko Üniversitesi, Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, İskenderun Teknik Üniversitesi, Kilis 7 Aralık Üniversitesi, Fırat Üniversitesi, Dicle Üniversitesi, Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi, Çukurova Üniversitesi, Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi, Harran Üniversitesi, Adıyaman Üniversitesi, İnönü Üniversitesi ve Malatya Turgut Özal Üniversitesi’dir.” dedi.
KAYIPLAR YAŞANDI
Üniversitelerin birçoğunda öğrenci, akademik ve idari personellerden kayıplar yaşandığına dikkat çeken Prof. Dr. Hikmet Esen, “Bu illerdeki üniversitelerin birçoğunda öğrenci, akademik ve idari personellerden kayıplar yaşanmıştır. Yaralı ve kayıp vatandaşlarımız da vardır. Deprem bölgesindeki öğrenci, akademik ve idari personeller evsiz, barksız kalmışlardır. Hemen hemen tümü kendisini güvende hissettiği illere ve akrabalarına sığınmıştır. O bölgede kalan çoğu personel de çadırlarda hayatlarını sürdürmektedirler. Ayrıca üniversitelerin yapı stokları da depremlerden etkilenmiştir.” diye konuştu.
GEÇMİŞ YILLARDA KAZANMIŞ OLDUKLARI HAKLARIN
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ İLE İLGİLİ HERHANGİ BİR AÇIKLAMA OLMAMIŞTIR
Yüksek Öğretim Kurumu tarafından, Bölgede ki üniversitelerin geçmiş yıllarda kazanmış oldukları hakların sürdürülebilirliği ile ilgili herhangi bir açıklama yapılmadığını işaret eden Prof. Dr. Hikmet Esen, “ Biliyorsunuz ki, Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) her yıl bu üniversiteleri yaptıkları araştırma faaliyetlerine göre başarı sıralamasına tabi tutarak çeşitli kategorilerde üniversite grupları oluşturarak sıralamaktadır. Ancak şu ana kadar YÖK’ten bu bölgedeki üniversiteler ile ilgili eğitimin nasıl olacağı konusu hariç, geçmiş yıllarda kazanmış oldukları hakların sürdürülebilirliği ile ilgili herhangi bir açıklama olmamıştır. Bu üniversitelerden bazıları, geçmiş yıllarda yapmış olduğu bilimsel faaliyetlerden dolayı, Araştırma Üniversitesi, Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşma Programı gibi kazanımları elde etmiştir. Bu Program kapsamında üniversitelerin eğitim-öğretim ve araştırma-geliştirme gibi birincil faaliyetlerinin yanı sıra bulunduğu ilin ve bölgenin doğal, ekonomik, ticari, sanayi ve sosyal potansiyelinin etkin kullanılması; yerel ekonomik hayatın geliştirilmesine katkı sağlanması; bölgenin ihtiyaç duyduğu insan kaynağının yetiştirilmesi amaçlanmaktadır. Bu yıl bu üniversitelerin söz konusu bilimsel faaliyetleri tam anlamıyla gerçekleştirme olasılıkları malumunuz düşüktür.” dedi.
YÖK BAŞKANI, 3 KATEGORİ DÖNEMİNİN
YOLDA OLDUĞU BİLGİSİNİ PAYLAŞMIŞTI
“30.10.2022 tarihinde YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol ÖZVAR 208 üniversiteyle ilgili 3 kategori döneminin yolda olduğu bilgisini paylaşmıştı.” diyen Prof. Dr. Hikmet Esen, “ Üniversiteleri 3 kategori çerçevesinde farklılaştıracağız demiş ve bunların; ilk grupta A1-A2-A3 (dünya çapındaki başarı sıralarına göre bir gruplandırma) seviyelerindeki araştırma üniversiteleri (20+3 yani 20 devlet 3 vakıf üniversitesi); ikinci grupta bölgesel kalkınma misyonu verilen üniversiteler (bal, fındık, tuz, tekstil gibi her türlü üründe öne çıkan bölge ve potansiyel taşıyan üniversiteler belirlenmiş); ve üçüncü grupta da Türkiye’nin öncelikli alanlarında (11. Kalkınma Planı’nda yer alan yapay zekâ, gıda güvenliği, bilişim, siber güvenlik gibi alanlar) gibi yetkinlik sahibi üniversitelerin olacağını söylemiştir. Araştırma üniversitelerinin ilk kez mevzuatta karşılığının olduğunu ve bunlara, hazineden ciddi kaynak aktarıldığını belirtmiştir. YÖK Başkanı açıklamalarının son kısmında, akademik üretkenliklerine bağlı olarak sadece araştırma üniversitelerine devredilmek üzere hazineden fon ayırdıklarını ve aynı şeyi bölgesel kalkınma misyonu taşıyan üniversitelere de vereceklerini söylemiştir.” ifadelerini kulandı.
ADİL BİR AKADEMİK YARIŞ ŞEKLİNDE OLMASI GEREKMEKTEDİR
Bilimsel projeler konusuna da değinen Prof. Dr. Hikmet Esen, “ Üniversitelerin bütçelerine ve kadrolarına büyük avantaj sağlayan yukarıda bahsettiğim kazanımların afetten etkilenmeyen 70 ildeki üniversitelerle adil bir akademik yarış şeklinde olması gerekmektedir. Ülkemiz hazinesine maliyeti yaklaşık 100 milyar Dolar olduğu söylenen depremlerin üstesinden el birliği ile gelmemiz gerekiyor. Araştırma üniversiteleri statüsünü kazanmada çok önemli olan bilimsel projeler konusuna da değinmek istiyorum. “ dedi.
TÜBİTAK PROJELERİNE AYRILAN ÖDENEK TAMAMEN DEPREM BÖLGESİNE AKTARILMALI
Kaynakları tasarruflu kullanarak birkaç proje hariç Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının ve diğer proje destekçisi kurumların proje desteklerini bir yıl askıya alınmasının doğru olacağını belirten Prof. Dr. Hikmet Esen, “ TÜBİTAK’ın bu yıl projelere aktarılan parayı tamamen deprem bölgesine aktarması ve üniversiteler arasında oluşabilecek haksız rekabetin de bu şekilde ortadan kalkacağı mantıklıdır. Ülkemiz için çok hayatı, kritik, savunma alanında bir proje programı gerekiyorsa yine destek verilebilir. Ancak gerçekten uygulamada bir sıkıntıya çare olmayan projelere en azından bu yıl destek verilmemesi ülkemiz kaynaklarının doğru kullanılması anlamında çok kıymetlidir. Ülkemizin acilen bu bölgeleri sağlıklı bir şekilde yapılandırmaya ihtiyacı vardır, dolayısıyla kaynakları tasarruflu kullanarak birkaç proje hariç Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının ve diğer proje destekçisi kurumların proje desteklerini bir yıl askıya alması doğru olacaktır. “ dedi.
HAYATİ OLMAYAN PROJE ÖNERİLERDEN VAZGEÇELİM
Prof. Dr. Esen, sonuç olarak, yüz yılımızın afetini yaşayan ve bunca sıkıntı içinde olan 11 ilimizdeki 18 üniversitenin geçmiş yıllarda kazanmış oldukları haklarının korunarak, diğer üniversitelerle rekabet ortamı oluşuncaya kadar pozitif ayrımcılığa tabi olması gerektiğini belirterek “Vergiler ve hasar gören okul binalarının ivedilikle çözüme kavuşturulması gibi konularda da destekler verilmelidir. Ülkemiz hazinesinin kaynaklarını doğru şekilde kullanması için bencil düşünmeyelim ve hayati olmayan proje önerilerden vazgeçelim, deprem bölgesinin yeniden yapılandırılması için el birliği ile tasarruf ederek gereksiz harcama yapmayalım, neticesinde bu şekilde davranarak, mağdur üniversitelerin bir nebze de olsa yaralarına derman olmuş oluruz. Merkezi ve tüm yerel yöneticilerimizin aciliyeti olmayan harcamalardan derhal vazgeçerek sağlıklı bir planlama ile destekleri maksimum verimle kullanması ricamızdır. Yara hepimizin yarasıdır ve iyileşince hep birlikte düzeleceğiz inşallah.” dedi.