Öncelikle KENT KULİSİ olarak başarılar diliyoruz.
Başaracaklarından da asla ve asla kuşkumuz yok.
Çünkü uzun zamandır takip ediyoruz gayet sistematik ve güzel antrenmanlarla göz dolduruyorlardı.
İmkânları iyi, hocaları dalında otorite, destekçileri ve duacıları çok…
Hele bir de müsabakalarına öyle bir isme vefa adına çıkıyorlar ki o yumrukların karşısında mukavemet gösterene aşk olsun.
Merhum Oral Aslan adına…
Elazığ’ın genç yaşında kaybettiğimiz sporcusu; spor ve sporcu dostu, boks sevdalısı merhum Oral Aslan adına.
Onun adını yaşatmak adına, O’na vefa adına ringlerde fırtınalar kopartacaklar.
Ona olan sevgilerinden, ona olan vefalarından ve onun kendilerine kattıklarından ötürü yumruk sallayacaklar.
Genç kadın ve genç erkekler olarak merhum Oral Aslan ismini özelde Adana Kozan, genelde Türkiye ve Dünyaya altın harflerle kazıyacak, altını da kendi isimleriyle süsleyecekler.
Vefanın sadece İstanbul’da bir semt adı olmadığını hocaları Cemil Döndü’nün birlikte yarıştığı merhum arkadaşına kavramsal olarak vefa göstermesiyle spor camiasına duyuracaklar.
Yürekten kutluyoruz…
Hem vefakarlık yaparak şehrimize 6 Türkiye Şampiyonluğu kazandırmış milli antrenörümüz merhum Oral Aslan ismini müsabakaya verdiren Sevgili Cemil Döndü’yü hem de hocalarını asla mahcup etmeyeceğine inandığımız genç kadın ve erkek boksörlerimizi…
BEKİR BOZDAĞ YENİDEN BAKAN
Avukat Sayın Ömer Serdar başta olmak üzere Ak Parti saflarında siyaset yapan veya yapmak için belirli zaman dilimlerinde bu partiden aday adayı veya aday olanlara sormak istiyoruz hiç merak ettiler mi?
Eski ve yeni Adalet Bakanı Sayın Bekir Bozdağ neden yeniden Adalet Bakanlığına getirildi?
Sorumuz yalnızca Sayın Serdar başta olmak üzere Ak Partide siyaset yapan veya yapmak isteyen bütün hukukçulara değil, aklıselim düşünen Ak Parti tabanına da soruyoruz; neden Bozdağ?
Ya hiç düşündünüz mü: 84 Milyonluk bir Türkiye’de sayısız hukukçu varken neden hiç kimse yokmuş gibi Sayın Bekir Bozdağ yeniden Adalet Bakanlığına getirildi?
Sorumuzu kimse farklı yönlere çekmesin lütfen; KENT KULİSİ olarak şehrin kulislerinde konuşulduğu için soruyoruz: neden başka kimse değil de Sayın BOZDAĞ?
84 Milyonluk bir Türkiye’de sayısız hukukçu, sayısız hukuk otoritesi ve hukuk hocası varken Adalet Bakanlığına neden eski bir Bakan yeniden getirilir ki?
Kendine özgü bir kerameti mi var Sayın Bozdağ’ın?
Bir önceki Bakan Sayın Abdulhamit Gül görevinde başarılı iken nerede bir yanlışlık yaptı da değiştirildi, değiştirildi diyelim 84 Milyonluk bir Türkiye’de Sayın Bozdağ kadar bu makamı kaldıracak kimse yok muydu da yeniden eskiye dönüldü?
Sahi Ak Partide siyaset yapmak için kapı kapı dolaşıp didinen hukukçu kimlikleri bulunan milletvekili namzetleri hiç düşündünüz mü; “Bizim Sayın Bekir Bozdağ’dan neyimiz eksik” diye.
REİS’E YAKIŞTIRAMADIK
Genelde kültür seviyesi vasat toplumlarda olur…
Yeni konuşmaya başlamış çocuğa şirinlik yapması için telkinde bulunurlar; “Hadi şu amcaya küfret bakalım.”
Çocuk da pelte diliyle, aileden ezberlediği nahoş kelimelerle denileni yapar, neticede küfrettiren de küfredilen de iyi bir şeymiş gibi çocuğu ya bir şeker ya bir oyuncak ya da birkaç kuruş vererek ödüllendirirler.
Kültür seviyesi vasat bu ailelerde bu tür nahoş davranışların önüne geçmek için bu ülkenin eğitim müfredatına yıllarca Ahlak diye bir ders konuldu.
Ortaokul sıralarından hatırlarım bu dersi, bir süre sonra ahlak dersini Din Dersleriyle birleştirdiler ders kitabının adını da Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Kitabı koydular.
Önceki gün Sayın Cumhurbaşkanının Trabzon’daki programında aracın üzerine 10 yaşlarında bir çocuk çıkartıldı ve zamane çocuğu yaşanın üstünde bir özgüvenle mikrofonu kaparak dedesinin yaşındaki adama hakaret etti.
O hakaret ederken aracın üstündekiler de çocuk büyük bir maharette bulunmuş gibi kıs kıs güldüler.
En acısı da dindar nesil yetiştireceğiz diye meydanlarda ahkam kesen Sayın Cumhurbaşkanı’nın bu nahoşluğa müsamaha göstermesiydi ki izlerken şok olduk.
84 Milyonluk bir ülkenin Cumhurbaşkanı, attığı her adımı, hatta aldığı her nefesi bile dünyanın takip ettiği bir Cumhurbaşkanı nasıl böyle bir davranışa müsaade etti anlamış değiliz.
Ya hu insan hiç geçmişteki liderlerden de mi bir şeyler öğrenmez.
İki gündür merhum Süleyman Demirel’in kendi seçim mitingine rakibi olan merhum Ecevit’in posteriyle gelen bir çocukla çekilmiş fotoğrafı dolaşıyor sosyal paylaşım sayfalarında.
Merhum Demirel’in o engin anlayış ve hoşgörüsüyle Sayın Erdoğan’ın bu tablosunu mukayese etmek mümkün müdür.
Yeri geldiğinde merhum Demirel’i dini hassasiyetler konusunda eleştirenlerin, söyleminde dindar eyleminde kindar bir nesil refleksini nasıl değerlendireceklerini merak ediyoruz doğrusu.
Hele aracın üzerindeki zevat-ı Mutadelerin o pişkin pişkin gülüşlerine ne demeli, onu da anlamış değiliz.
Yazık ettin be Reis!..
Dedesi yaşındaki birine hain diyerek naylon bir araba hediye edilen bu çocuğa yarın bir gün birilerinin akülü araba hediye etmesi halinde neler yapabileceğini hiç mi düşünmediniz?
Hiç mi hiç yakışmadı.