Bir kültür ve tarih kenti olan Elazığ’ımızın bir çok konuda olduğu gibi sanat, kültür ve edebiyat alanındaki kayboluşu yüreklerimizi yıllardır sızlatmaktadır.
1974 yılında basılan Rahmetli İshak Sunguroğlu’nun “Harput Yollarında” isimli dört ciltlik muhteşem eseri gibi Elazığ’ı doya doya yaşayıp anlayabileceğimiz çok fazla eserler verememişiz ya da az olan bu yayınları yeterince tanıtamamışız.
Elazığ’ımız bir kültür şehridir deriz ancak kitap yoksunu bir şehir olduğundan bihaber yaşarız.
Aksini kim bana ispatlar?
Hem tarihi, hem kültürü, hem insanları hem de folkloruyla haklı övgülere mahzar olmuş şehr-i aziz’i sözlerle kulaklarımızın insafına terk etmişken yazıya aktardıklarımızı ya unutmuşuz ya da önemsememişiz.
Memleketim insanı doğduğu toprağı terk ederken ekmeğini kitaptan çıkarmış bir yazar kalmamıştır artık an-ı zamanda.
Kitabı olan her kişiye de yazar denmeyeceğine göre gösterir misiniz son yıllarda Elazığımızla ilgili şöyle bir Elazığ şehrengiz kitabı.
Yapılan bir kaç iyi niyetli çalışmayı da incelediğimizde yüzlerce hata ile karşılaşıyoruz.
Kopyala yapıştır mantığındaki ucuz kişiler sırf gömleklerine bir yafta eklemek için kendilerini yazar olarak atfederler ya bu daha korkunç bir durum.
Şehirlerin yaşayan bir ruhu vardır.
Ahmet Hamdi Tanpınar bu durumu beş şehir adlı eserinde çok güzel açıklamıştır. Sözüm ona bir ilim irfan kenti olan şehrimize ait neden muhtevasıyla bizleri etkileyebilecek bir eser çıkaramamışız.
Neden altıncı şehir olmamışız?
Suç bizim mi, bizden öncekilerinin mi?
Harput gibi canlı bir tanık dururken yanı başımızda, neden onu dinlemeden kendi ipimizi çekmişiz?
Hiç sorduk mu bunları kendimize?
Bu karamsar tablo içinde ara sıra bizleri aydınlığa kavuşturacak cılız birkaç hamle olmuştur.
Bunların en iddialısını yıllar önce Elazığ Belediyesi “Elazığ Kitaplığı Projesi” adıyla başlatmıştı.
Birkaç eser ile burkulan yüreğimizin sızısını biraz olsun dindiren Elazığ Belediyesi’nin bu hamlesi ne yazık ki başladığı gibi hızlı gitmedi. Söndü bitti kül oldu gitti.
Var mı hatırlayanınız?
Harput’tan Hazar’a Elazığlı Şairler gibi içinde yüzlerce hatanın bulunduğu eserler de yayınlamıştır memleketimde.
Pek tabiidir ki şehrimize ait değerlerin tanıtıldığı, anlatıldığı yazılı hatta görsel kaynakların ciddi ve titiz bir çalışmayla kamunun hizmetine sunulmuş olması gerekirdi.
Edebiyatta mazeret kabul edilmez.
Bir işi yaparken en iyisini, en güzelini yapmak gibi bir gayesi ve gayreti olmayanlar hataya daha çok, daha çabuk düşerler.