Emeklilerin ekonominin altında bu denli ezildiği bir dönem hiç olmamıştır.
Sosyal medyada emekliler enflasyon altında ezildiklerini, alım güçlerinin düştüğünü, kök maaşlara verilen %25’lik zammın emekli maaşlarına bir etki etmediğini günlerden beri dile getiriyorlar.
Ancak iktidarın bir yetkilisi de çıkıp da açıklama yapmıyor.
Günlerden beri sosyal medya hesabımda her fırsatta dile getirmeye çalışıyorum.
Emekliye, dul ve yetime verilmiş gibi gösterilen ama verilmeyen zamları eleştiriyorum.
Emeklilerin %60’ı 7.500 TL gibi komik bir rakamla bir ay boyunca evlerini geçindirmesini kimse beklememelidir.
Bir akşam yemeğinde bir kişi 7.500 TL ödeyip, bir aile 7.500 TL ile geçinmesini beklemek kafamızı deve kuşu gibi kuma gömmektir.
Sayın Cumhurbaşkanına çağrımdır: Emekliler bu koşullarda yaşayamaz.
Tüm emeklilerin emekli maaşları en az asgari ücret düzeyine getirilmelidir.
Veya %25’lik zam oranı + 6.500 TL. seyyanen verilmelidir.
Ama bu yapılmadığı için; emekliler ve bakmakla yükümlü oldukları, çok ciddi mağdur olacaklar.
Ülkenin ekonomik yükü sadece emeklilere mi kaldı! Emekliler mi ekonomik zorlukları ortaya çıkardı?
Emeklilerin yaşayacakları ekonomik sıkıntılar, hem bedenen hem psikolojik açıdan sorunlara yol açacak, sosyal sorunlar da yaşayacaklar (aile içi kavga, çözülme, kiracıysa evlerden atılma vb.).
Bu yönden bakıldığında kamuya daha yüksek maliyetler ortaya çıkması kaçınılmaz olacaktır.
İktidar emeklilere karşı hatalı kararını, revize etmek için tüm emeklilere 6.500 TL. seyyanen artış vermelidir.
Bu en azından emeklilere bir nebze de olsa nefes aldırır.
Bu çok ciddi bir sorun ve acilen çözülmeli.
Şayet emeklilere gereken “iyileştirme” yapılmadığı takdirde kamuda da kolay kolay kimse 65 yaşından önce emekli olmaz ve kamuda iş bekleyen genç kitlenin önü daha çok kapanır. Ama bu sadece yan etkilerden biri.
En büyük mesele, emeklilerin zamlarla derinleşerek artacak olan geçim kaygılarının artması olucaktır.
Ayrıca sosyal medyada sesleri duyulmayan bir kesim daha var ki, iktidar tarafından görülmeyen, Kül Kedisi muamelesi yapılan dul ve yetimlerin maaşları.
Allah’tan korkmak gerekir.
Dul ve yetimlerin aldıkları maaşları çok görenlere de sormak gerekir!
O insanlar ölmeden önce eşinin veya babasının çalışıp ödediği primlerden maaş alıyorlar. Kimse hayır yapmıyor.
Bir dul maaşı 3.750 TL. Bu parayla bir ay boyunca ne yesinler ne içsinler insanlar.
Türkiye güçlü ve sosyal bir devlettir.
Dul ve yetimleri unutmamalıdır.
Bir dul maaşı en az asgari ücret seviyesine çıkartılmalıdır.
İktidarın her defasında sık sık kullanarak dile getirdiği Hz. Ömer’in adalet anlayışını dul ve yetimlerin maaşlarında ve emeklilerde yapılmasını görmek gerekir.
Aksi takdirde sosyal çöküş kaçınılmaz olacaktır. Sosyal çöküş, toplumun genel refahını, güvenliğini ve istikrarını tehlikeye atar.
İnsanların yaşam kalitesi düşer, toplumsal bağlar zayıflar ve toplumun geleceği belirsizlik içine düşer.
Bu nedenle, sosyal çöküşün önlenmesi veya onarılması için siyasi yönetimin aktif çaba göstermesi, adil ve sürdürülebilir politikaların uygulanması ve toplumsal dayanışmanın güçlendirilmesi önemlidir.