Gazetemizin sahibi Nafiz Koca’yı 20 yıldır tanırım ve gazetelerinde 20 yıldır yazarım.
Ankara’ya geldiğinde mutlaka görüşürüz.
Altı yıl önceydi yine Ankara’ya gelmişti Nafiz Koca.
Seni bir dostumla tanıştırmak istiyorum dedi.
Askerlik arkadaşıymış.
Hiç irtibatımız kopmadı senin de tanışmanı istiyorum dedi.
Kalktık arkadaşın ofisine gittik ve o gün tanışmış olduk.
Nafiz Koca memlekete geri döndü ama dönerken bana da bir dost kazandırmış oldu.
Ortak dostumuzla geçen gün yani 11 Ocak günü ofisinde birlikteydik.
Sağdan soldan konuşurken konu Enes Kara’nın intiharına geldi.
Gazetemizin internet sayfasında sanırım olayın haberi yapılmış.
Kendisi dini konularda çok hassas bir kişiliğe sahip olduğundan cebinden telefonu çıkardı Nafiz Koca’yı aradı.
Saat akşam 18:10 gibiydi.
Telefon konuşmasında, bu tarz haberlerin dinimize zarar verebileceği, Allah katında karınca kararınca (kim ne haber yapıyorsa yapsın, bizi ilgilendirmez) Günışığı olarak imkanımız ölçüsünde dinimize zarar vermemek için bizim sessiz kalmamız ve bu haber için taraftarsız olunmasının daha doğru olacağı hususunda bir konuşma gerçekleştirdi.
Nafiz Koca bu konuşmaya istinaden konuşulanların doğru olduğunu ve bu haberin yapılmaması hususunda Günışığı Gazetesi’nin yazı işleri müdürü olan şahsı ile telefon konferansını başlattı.
(Bir taraftan da konuşmaları sessizce biz de dinliyorduk.)
Nafiz Koca, gazetenin yazı işleri müdüründen gazetenin baskıya kalıba gönderilmediğini öğrenince, bu haberi gazete ve sosyal medya mecralarından geri çekilmesi talimatını verdi.
İlgili şahsın bu hususta hiçbir itirazı ve bir konuşması dahi olmadı ve konuşmaya istinaden haberin gazeteden çıkarılacağı ve internetten kaldıracağına dair Nafiz Koca’ya tamam dedi.
Olayın aslı astarı bu kadardır.
Sonrası gazetemizin yazı işleri müdürlüğünü yapan şahsın şovundan başka bir şey değil.
Kısaca Enes Kara'nın intiharı üzerinden ideolojik propaganda yapan malum çevrelerin İslam dinini hedef alarak, cemaat ve tarikatların kapatılması çağrısında bulunacağını önceden kestiren dostumuzun ricasını yerine getiren Nafiz Koca’nın bu hassasiyetinin göz ardı edilip konuyu başka yönlere çekmelerini ibretle izliyorum.