Malum, depremin üzerinden bir yılı aşkın süre geçti.
Takdir edersiniz ki, depremi yaşayan şehirlerde en büyük yük, Belediyeler ve İl Özel İdarelerinin sırtındadır.
Dolayısıyla bu yükün altından kalkıp şehri bir an önce mamur etmek için bu kurumların kadrolarının tam tekmil ve aktif olması gerekmektedir.
Elazığ Belediyesi tam kadro sahada olmaya devam ederken İl Özel İdaresi ne yazık ki; iki kadrosu bulunan Genel Sekreter Yardımcılarından birini yeniden Ankara Valiliği bünyesine geçici görevle dahil etti.
Depremi Elazığ değil de sanki Ankara yaşamış gibi bu şehrin bürokratını burada çalıştırmayıp Ankara’da görevlendiren zihniyeti de anlamış değiliz.
Kendi şehri deprem geçirmişken bulunduğu kurumun çalışmalarına da bu şehrin ziyadesiyle ihtiyacı varken, şehrini bırakıp Ankara’da görevli olan bu bürokratımızın maaşını buradan almasına belki diyeceğimiz bir şey olmaz ama makam tazminatı ve arazi tazminatı gibi başlıklar altında aldığı ücretlerin mantığını hangi vicdana sığdırdığını bu millete açıklaması gerekmektedir.
Ya hu Allah’tan korkmuyorsanız şu çileli şehrin çilekeş insanlarından utanın.
Depremi yaşayan illere eleman takviyesi yapılırken ve de kurumun dünya kadar çözüm bekleyen problemi varken kendi bürokratınızı nasıl dışarıya gönderirsiniz?
Gitmesine müsaade ettiniz diyelim, yerini neden boş bırakıp da işlerin aksamasına göz yumuyorsunuz?
Bunu da geçtik hak etmediği halde araziye çıkmış gibi Arazi Tezminatı, Genel Sekreterlik Makamında oturuyormuş Makam Tazminatı almasına nasıl müsaade ederseniz.
Bu değirmenin suyu nereden geliyor.
Arazi olmak için Ankara’da olacak ama arazi tazminatı alacak, Ankara Valiliğinde bir makamda oturacak ama makam tazminatını Elazığ bütçesinden alacak, oh ne ala memleket.
Sormadan edemiyoruz işte; O koltuğu dolduracak kimse mi bulamıyorsunuz yoksa bu eksiklik işinize mi geliyor?
Açıklayın lütfen.
Ayrıca bu şehirde olmayan geçici görevli kişiye arazide çalışıyormuş gibi arazi ücretinin ödenmesi arazide bihakkın çalışanlara haksızlık değil midir?
