Halk arasında kullanılan bazı deyim, atasözü gibi sözler zamanla yanlış anlama büründürülmüş maalesef. Atalarımızın söylediği sözler ya bir nasihat içerir, ya da uyarı anlamı taşır. Yani büyüklerimiz bizlere hayat tecrübesi kazandırmak adına güzel sözleri bizlere miras bırakmış. Bu sözlerin bazılarına göz atmadan önce “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın, Bekârlık sultanlıktır” gibi bizlere ait olmayan veya kültürümüze sonradan zorla ilave edilmeye çalışılan sözlere itibar etmemeye gayret edelim! Şimdi bazı güzel sözlerin doğru kullanımına göz atalım.

        Hayy’dan gelen Hû’ya gider: Allah’tan gelen Allah’a gider manasında olan bu söz çaba harcamadan kazanılan bir şeyin kolay kaybedilebileceği anlamında kullanılır. Oysa doğrusu yukarıda da belirttiğim gibi “Allah’tan gelen Allah’a gider” anlamındadır.

        Göz var izan var: Genelde insanlar bu sözü “mizan” var şeklinde kullanır. Mizan düzen demektir; hâlbuki izan anlama yeteneği anlamına gelir. Tabii burada doğal olarak gören gözün anlama kabiliyeti ön palan çıkarılmak isteniyor.

        Eşek hoş laftan ne anlar: Hepinizin tahmin edeceği üzerine hoş laf hoşaf olarak kullanılıyor.

        Abdala malum olur: Burada da abdalı aptalla eş tutmak isteyenler var. Oysaki abdal: ermiş, evliya, kalp gözü açık kimseye verilen unvandır. O güzel insanlara hak ettikleri şekilde hitap etmek gerekliliğini gözeterek doğrusunu kullanmalı sözün.

        Sıhhatler olsun: “Allah sağlık, afiyet versin sana” diye temenni belirten bu güzelim sözü değiştirip “saatler olsun” diyoruz. Nedenini bilmediğimiz bu değişimi artık sorgulama zamanı geldi.

        Sus küçüğün söz büyüğün: Bakın, doğru kullanınca ne kadar da anlamlı oluyor bu sözler. Biz hep su küçüğün diyoruz. Tamam, küçüklere suyu da yiyeceği de verelim; ama edep öğrenmeleri açısından büyüklerinin yanlarında zamanı gelince ve yeteri kadar konuşmaları gerektiğini de anlatalım çocuklarımıza.

        Güzel bakmak sevaptır: Halk arasında kabul edilen güzele bakmak sevap değil, günahtır. Sevap olan güzel bakmaktır. Yani insan her zaman hüsn-i zannda (güzel düşünme) bulunmalıdır.

        Zürefanın düşkünü beyaz giyer kış günü: Buradaki “zürefa” zürafa anlamında değildir. Bazı insanlar “Fakirin düşkünü beyaz giyer kış günü” diyebilir; ama o da değil bu ifadenin anlattığı söz. Barış MANÇO’nun şarkısına konu olmuş bu sözdeki zürefa: kibar, zarif insanı anlatan bir sözdür.

        Sözleri doğru kullandığımız sürece taşıdıkları anlamlar bizleri hem düşündürecektir hem de kültürümüzü yaşatacaktır. Selam ve dua ile…

       

       

       

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol