Elazığa olan, Harputa olan sevgimizi, ilgimizi bilmeyen yoktur.
MÖ 20. Yüzyıldan bu yana yerleşim yeri olan Harput, kültürüyle, gelenekleriyle Yukarı Fırat bölümünün adeta yansıması gibidir.
İslamiyet öncesi ve sonrası pek çok medeniyete ev sahipliği yapan Harput, günümüz dek uzanan kalıntı ve eserlerle açık hava müzesi konumunda yer almaktadır.
Geçtiğimiz hafta ziyaret ettiğim Harputta bir kaç detayla ilgili gözüme ilişenlerden bahsetmek istiyorum.
Harput kalesinin hemen yanında bulunan tarihi hamam’ın restorasyon çalışmasına özgü herhangi bir çabanın olmadığını fark ettim. Hamamın yeniden düzenlemesi için ihale yapıldığı ancak ihaleyi alan firmanın henüz bir girişimde bulunmadığını biliyoruz.
Bu çok sıkıntılı bir durum, koskoca tarihin üzerine bir bez çekilmiş öylece bekliyor. İhale tamamlanmış ise mutlak sürette bekletilmeden yenileme çalışmalarının yapılması gerekli. O bölgeyi ziyaret edenler için hem göz yorucu hem de Elazığ halkı için düşündürücü bir durum.
Yine önemli bir konumda olan Harput kalesinin yenilenmesi için maddi olarak daha fazla destek verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Kaleye ait olan çalışmalar bir an önce tamamlanmalı ki uzun zamana yayılmış olan bekleme süreci sona ersin, böylelikle değerlerimize değer katılsın. Halk olarak Belediyemizin, sivil toplum kuruluşlarının ve diğer tüm birimlerin bu konuda daha fazla çalışmaları gerektiğini düşünüyoruz.
Yine Harputta bulunan Örre vadisinin turizme açılması da bir diğer önemli konudur. Bu vadinin açılması demek Elazığ’ın tanıtılmasına fayda sağlanması, daha fazla turist çekilmesi, daha fazla dikkat çekilmesi demek. İnsanlar burada doğa yürüyüşleri yapabilirler, burada çeşitli etkinlikler gerçekleşebilir. Burası Elazığ’ımıza yakın olduğu için ulaşım açısından da kolaylık sağlayacaktır. Otobüsle bu noktaya ulaşacak olan halk, kendini şehrin karmaşasından uzak tutacak böylelikle kendini iyi hissedecektir.
Elazığ’ın zengin ovasına hakim noktada bulunan Harput, özellikle tarihi bir değere sahip olduğu için daha fazla çalışılması, korunması, yüceltilmesi gereken bir yerde bulunuyor. Harputa katkı sağlayan, destek olan, çabalayan herkes gerçekten de takdire şayan bir faaliyet gerçekleştirmiş oluyor. Çünkü tarih demek atalarımız, geleneklerimiz, özümüz, aşımız demek. Tarihini unutan, onunla iyi geçinemeyen milletler zamanla ışığını kaybetmeye mahkum oluyor.
Elazığlı olarak tarhimize gereken önemin verilmesi için elimizden geleni yaptığmızı gönül rahatlığı ile söyleyebilirim.
