Elazığ yerleşke olarak zemini çürük, çoğu yerleri balçık, zemin etüt sonuçları metrelerle ifade edilebilecek farklılıklar arz eden, mikro ölçekli zemin etütlerinin gerekli olduğu bir kenttir.
Kahraman Maraş felaketi acı gerçeği bize bir daha hatırlattı.
Zemin sağlam olmayınca yapılan binalar ne kadar sağlam olursa olsun yıkılabiliyormuş, yıkıldı da binlerce insan hayatını kaybetti.
Bundan önceki yazımda ‘’Hesap Sorulacakmış’’ başlığı ile bu sorumsuzluğun nedenlerini ve sorumlularını genelleme yaparak yazdım.
Hedefim Elazığ örneği ile sorumluları, sorumluyu deşifre etmek, bunu hep yapıyorum, ne yapalım ALLAH bu iş için yarattı demek beni, çok şükür ki böyle yaratmış.
TİK 2, imar uygulamaları içinde vardır, uygulanmıştır, sadece bizde değil, birçok kentte, özellikle metropollerde uygun yerlerde başvurulan bir imar uygulamasıdır.
TİK 2 uygulamasının kriterleri vardır, TİK 2 şudur, zemin 2 kat ticari, sonrası konut veya ofistir, (GABARİ) yükseklik, (Emsal) arsa kullanım oranı ise Belediye İmar Komisyonlarının takdirine havale edilmiştir.
TİK 2 uygulamalarında olmazsa olmaz şartların başında, yol genişliği, trafik, araç ve yaya güvenliği, zemin etütleri gelir.
Bu uygulamada genellikle bina yüksekliği yani GABARİ en üst seviyede uygulanır.
Arsalar kütle olarak uygulanmaz yani arsanın bir bölümü düzenleme ortak payı (DOP kesintileri) olarak ayrılır.
Yapı güvenliği için ileri inşaat teknikleri uygulanır, beton mukavemeti ve demir donatısı azami ölçülerde olur.
Mücahit Yanılmazın belediye başkanlığı döneminde bu TİK 2 uygulaması yoğun olarak uygulanarak adeta bir rezalete dönüştü.
Rezalet derken abartmıyorum, evet tam bir rezalete dönüştü, kentin her yeri hiçbir kritere uyulmaksızın kuleler ile donatıldı.
Başta Yunus Emre bulvarı, Nail Bey Mahallesi, Ataşehir Mahallesi yapı mezarlığına dönüştü, diğer mahallelerde de durum pek farklı değil.
Rezalete çarpıcı birkaç örnek ile devam edelim, Nail Bey mahallesi Gazi Caddesi çıkışı dar bir sokak, TİK 2 uygulaması ile 12 kat verilmiş.
Valilik karşısı, Uygulama İmar Planlarında otopark olarak ayrılmış alan, TİK 2 uygulaması ile arsa kütle kullanılmış yapı yüksekliği azami ölçülerde uygulanmış.
Üniversite Mahallesi Namık Çiftçi Caddesi yine aynı şekilde TİK 2 uygulamaları ile yapı çöplüğüne dönüştürülmüş.
Yunus Emre Bulvarı iki yönlü TİK 2 uygulaması ile derin ve dar bir kanyona dönüşmüş durumda.
Hereksin bildiği 27 katlı ikiz kuleler.
Bir başka rezalet ELYSİUM kuleleri, kentin gözünün içine sokulan çarpıcı örnekleridir.
Tüm kentin sokak, sokak envanterini çıkarıp buraya yazmam mümkün değil, sadece kolayca gidilip görülebilecek örnekler vermekle yetinip gelelim esas meseleye.
Son depremlerde gerek TÜİK verileri gerekse uydu görüntüleri, bize yıkılan yapıların çoğunun kat yüksekliği fazla ve zemini çürük binaların üstüne inşa edilen yapılar olduğunu gösterdi.
Çökme nedenleri iki temel neden ile izah ediliyor.
Birinci önemli neden deprem anında meydana gelen sıvılaşma olayıdır.
Sıvılaşma; deprem anında yer altı sularının yüzeye çıkması sonucu yapıların oluşan kaygan zemin üzerinde mukavemetini kaybedip yıkılmasıdır.
Sıvılaşma olayı Hatay, Maraş ve Gazi Antep illerinde yaşandı maalesef çok sayıda yapı çöktü ve can kayıpları oldu.
Zemin olarak Elazığ’ın bu kentlerden hiçbir farkı yok, kentin oturduğu alan herkesin bildiği gibi tarım alanıdır ve yer altı suları zengindir, her ne kadar sular bir miktar dibe çekilse de zemin bir deprem ile oluşacak sıvılaşma ile balçık haline gelecek yıkımlara sebep olacaktır, balçık zeminde hangi teknoloji uygulanır ise uygulansın binaların ayakta durması mümkün olmayacaktır.
İkinci ve çok önemli neden ise Bina derinliği yani temel derinliğidir, bu derinlik, bina yüksekliği/ 2 formülü ile hesaplanır, ikiz kuleler ve ELYSİUM örneği ile biraz daha açalım bu hesaplamayı, ikiz kulelerin 2 bloku ve ELYSİUMUN bir bloku 27 kattır bu hesaplamaya göre bina derinliği yani temel derinliği 13.5 kat zemin altına girmek zorundadır bir başka şekilde izah edecek olursak 80 metre zemin üstü yükseklikte zemin altı 40 metre derine girilmesi gerekir.
Deprem İzolatörü meselesine ise hiç girmeyip yukarıda izah ettiğim iki zorunluluk ile yetinelim.
Sıvılaşma tehlikesi;
Depremlerde bizim gibi tarım alanları, yer altı suları zengin zeminlerde kent kuranları bekleyen en büyük tehlike sıvılaşmadır diye yukarıda yazmıştım.
Mücahit yanılmazın belediye başkanlığı dönemimde yoğun olarak TİK 2 uygulaması ile Kent adeta kule şeklinde hazır tabutlar hangarına dönmüştür.
Bu kule hazır tabutların sorumlusu, başta Belediye Başkanı olmak üzere, yapı denetim firmaları, yapı kontrol birimleri, zemin etüdü yapan kurumlar, imar komisyonları, belediye meclis üyeleridir.
Bu yazı okunduktan sonra bana şu soru sorulabilir.
Her şey olmuş bitmiş, atı alan Üsküdar’ı geçmiş, git işine bak, boş işlerle uğraşma, evet zaten hep boş işlerle uğraşarak milletin kafasını bozuyorum, huyum kurusun.
Ama bir şeyin farkındayım, her türlü yolsuzluğun, uğursuzluğun, suistimalin, usulsüzlüğün üstüne gidip en azından tarihe not düşüyorum, bu yazının kaleme alınma amacı da budur.
Mücahit bey kızmasın, sadece kendine özel değil benim bu inadım, geçmişte de yaptım, sonuç aldım, bedel ödedim, bedel ödesem de sonuç alamasam da bu işlerden zevk alıyorum.
Tarihe not düşüyorum.
Gün gelir, hesap sorulu umudu ile yaşıyorum.
Niye bu kadar rahatım; On yıl belediye meclis üyeliği, belediye başkan vekilliği, grup başkanlığı, meclis başkanlığı, imar komisyonu üyelikleri yaptım, çok şükür usulsüz hiçbir dosyanın geçmesine onay vermedim, davalar açtım, Belediyenin On yıllık kayıtlarında bu duruşum kayıtlıdır, O yüzden çok rahatım, rahat davranıyorum, bu türden yazılarım geçmişte yayınlandı, seri halinde yayınlamaya devam edecektim, Maraş depremi ve sonrası yaşanan felaket yazılarımın ilkini öne aldırdı, sonrası da kısa sürede yayınlanacak.