Hayat bir şekil akıp gidiyor.

Geçmişte aklıma ve vicdanıma sorduğum soruların bazılarını tekrar sormam gerektiğine karar verdim.

Daha önce kendime sorduğum sorulardan bazılarının cevabını verirken kaçamak cevaplar verdiğimi çok iyi biliyorum.

Geçmişte öyle bir duruma geldim ki gerçeği duyup itiraf etmek yerine pembe yalanlara sarılmak cazibeli geldi.

Cazibeli gelen tutkuya dönüştü, tutkuya dönüşende beni esir alıp tutukladı.

Yaşımız belli bir yere geldi bir sürü hayat tecrübemizle birlikte bilgi sahibi  olduk,kendime soracağım sorulara artık daha kolay cevap verebilirim diye düşünüyorum.

Kendime soracağım sorularda artık kendimi aldatmak istemiyorum, kendimle gerçekle yüzleşmek istiyorum doğrusu birazda çekiniyorum en azından doğru cevap veremesem de üzerinde düşüneceğim.

Duygu ve bilgi karışıklığı yaşadığım sorulara cevap vermeyeceğim hiç olmasa üç yanlışım bir doğrumu götürmesin.

Sorulan sorulara cevap vermeye hazırlanırken aklıma başka şeyler takılıyor.

Düşünüyorum bu da gerçeklerden kaçmak ve kendimi kandırıp aldatmak için egomun bana seslendiği yeni bir tuzak mı?

Kendime sormaya başlıyorum;

Geçen süreçte bilgi tecrübe ve deneyimlerini kullanıp İnsanlığını artırıp daha kaliteli bir İnsan olabildin mi?

Soru kazık bir soru beni zıvanadan çıkarmak için sorulan bir soru gibi anladım sonra sakince düşünmek istedim düşünemedim.

Aklım tutuldu vicdanımın yüzü morardı en iyisi cevap vermemek boş bıraktım cevap vermedim.

Sormaya devam ediyorum;                                                                                                 

sıkıntıda olan birine destek verip bir iyilik yapabildin mi? Hakkı ve gerçeği söyleyenlere Adaleti savunanlara karşı tavrın nedir.

Soru kolay gibi görünse de bu da zor bir soru.

Bu konuda kendimi başarılı buluyorum takip ettiğim yol, İnsan olduğumu unutup önce partisine,dinine,mezhebine bakarım.

Hakkı ve gerçeği söyleyenlere ilk tavrım bizden mi değil mi ona bakarım, zaten bizden olmayanların gerçeği söylemesi olacak iş değildir.

Bunları söylerken yüreğime vicdanıma bir şeyler batıyor gibi oluyor sebebini bilmiyorum.

Adalet konusunda benim savunduklarımdan daha Adaletlisi çıkmaz. Adalet bizim babamızın malı ve en doğrusu benim Adalet anlayışımdır.

Sorular devam ediyor;

Bir deprem yaşadık, peşinden salgın geldi,bir Ramazan ayı ve bayram geçirdik,bilgi ve duygular ne durumda.

Bu sorularda çalışmadığım yerde geldi.

Deprem konusunu nasıl fırsata çeviririm bunu hesaplarını yaptım,elime fırsat geçmediği için yeterince faydalanamadım.

Bu konuyu ne aklıma ne vicdanıma sordum hayatın gerçeklerine göre hareket ederek vicdanımın yüzünü bir kez daha morartım.

Salgın konusunda çok bir şey yapamadım sadece bir yıllık stok yaptım, bazı şeyler elimde şişince satmaya çalıştım olmadı elimde kaldı.

Asıl amacı İnsanın kendisini tanımak ve yönetmek olan,Ramazan ayından pek bir şey anlamadım, Ramazanın amacını unutup salağa yattım paylaşamadım, iyilik yapamadım,kimseyi sevindiremedim.

Bayram gelip gereğini yapamayınca nerede o eski bayramlar diyerek,aklımı ve vicdanımı avutarak kendime ninni söylemeye devam ettim.

Ben bu işin böyle olacağını biliyordum doğru cevap vereceğimden emin olmadan bu işe kalkıştım. Aradan gecen bunca yıllara karşı kendime doğru söylemek noktasında bir adım ileri gidemediğim gibi geri gittim. Yaptığım ve yapamadığım itiraflarda bile ne kadar samimiyim belli değil. Pembe yalanlara devam.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol