- Garson bakar mısın?
- Efendim.
- Bir Türk kahvesi…
- Orta şekerli olsun, telvesine güzellikler konsun ve masamda hazır olsun.
- Hemen efendim siz söylersiniz de ben yapmaz mıyım?
- Buyurun kahveniz kuşlar konsun fincanınıza, akıbet hayrolsun falınıza.
Bu artık bir seremoni olmuş benim için.
Gittiğim kafe belli, içtiğim kahve.
Kahveli sözler dolanıyor dilime.
İyi gelen bir yanı var kahvenin cana, teskin edici.
Oturduğum masanın üzerinde kahveli sözler var.
Bol köpüklü acılar…
Orta şekerli mutluluklar…
Kahve bakışlı sevgililer…
Kahve kokulu kitaplar…
Bir insan içmeyegörsün kahveyi!
Almayagörsün tadını kahvenin.
Bırakmaz bir daha kahve içmeyi.
Tiryakisi olur kahvenin ve kahve gözlünün.
Ömrü kahveli sözlerle süslenir kahveli cilvelerle donanır.
Kahvesiz yazamıyor, düşünemiyor, konuşamıyorum.
Zihni açtığını söylerler kahvenin, kalbe iyi geldiğini de ben söylüyorum.
Yazmanın evvelinde bir nevi kalemtıraş vazifesi görüyor kahve. Keskinleştikçe duygularım daha güzel yazıyorum.
İşte kahveli günler böyle başladı bende.
Kahve tadındayım; kâh sadeyim, kâh orta şekerli, kâh şekerli…
İnsan da kahve gibi değil mi?
Günü gününe uymaz, bol acılı ve köpüklü…
Kahve kokulu vakitler ve kitaplar…
Saksımda çiçekler…
Çok şey lazım değil huzur için.
Çok insana da gerek yok.
Çok şeyinizin olmasına da lüzum yok.
Bir kahveniz olsun damağınızda, bir de kahve gözlünüz olsun yanınızda.
Kahve tadında sözler konuşulsun hatırı olan anlar yaşansın.
O kadar da muğlak değil mutlu olmak.
Kahve varsa bir de kitap kâfidir, tarifi bu kadar basittir mutluluğun.
Gece 24.00 oldu mu el ayak çekildi mi sokakta, sesler kesildi mi işte kahvenizle baş başa kaldığınız ve kendinizi bulduğunuz saatler de başlamış olur.
Cezveniz fokurdadı mı yüreğiniz de fokurdamaya başlar.
Sancısı vurur beyninize yazma eyleminin.
Cezvede kahve, yüreğinizde sevda kaynamaya başlar.
Bol köpüklü olur kahveniz ve bol acılı olur sevdanız.
Acımsı bir mutluluk yüzünüzde belirirken acımsı bir tat da damağınızda oluşur.
Kahvesiz olmaz bu hayat ve de sensiz…
Nasıl da uyumlu duruyorsunuz yan yana.
İnsan bir güzellik ister rabbinden, rabbi ona iki güzellik bahşeder.
Kahve kokulu sözlerle kalbe girilir ve orada kırk yıl sırf hatır için kalınır.
Sonraki kırk yıl da sevda uğruna…
Dünyanın en mutlu insanı oluyorsunuz yudumlarken kahvenizi.
Işıklar kapatılmış, hafif bir müzik eşliğinde…
Ne ardınızda size kızacak biri var, ne içtiğiniz kahveyi zehredecek…
Varsın falınız iyi çıkmasın.
Kahveye çok anlam yükledin diye düşünüyor olabilirsiniz.
Kahvenin bana yüklediği anlamı görseniz hak verirsiniz.
Fal derim ama siz yalnızlık anlayın.
Telve derim sizi yüreğimde birikmiş hüzün bilin.
Cezve derim siz içinde kaynadığım sevda kabul edin.