Fedakarlık, birliktelik, paylaşma, samimiyet, sadakat, muhabbet, hürmet, alçakgönüllülük, güven, vefa... gibi hasletler, hassasiyetler konuşulduğunda... bunlar eskide kaldı deniliyor!
Şimdi en muhafazakar, dindar bilineni bile bunlar artık karın da doyurmuyor diyor.
Başkente vatan, millet, dava adına gelenleri, bu sözcükleri ağzından düşürmeyenleri çok görürüz.
Bu kişiler birden makam ve rakamla büyülenerek dünlerinden uzaklaşarak kabuklarına çekiliyorlar, uzaktan izliyorlar, müdahil olmuyorlar, kıs kıs belki de gülüyorlar, kimbilir başkalarının acısından belki de zevk alıyorlar, hakkın değil, gücün ve gösterişin etkisinde bukelemun olup üstelik zalim oluyorlar.
Karın doyurmak tek başına acayip gelse de maddi ve manevi bir şekilde kisinin birlikte uyumlu olması arzu edilenidir ama insanı insan yapan değerlere karın doyurmıyor mantığı ile bakması belki de yaşadığımız maddi ve manevi sorunların kilitlenmesinin özetidir.
Mesela bu değerlerden vefa; sonuna T konulmayıp dünün herşeye rağmen unutulmadığı, ne bozanın, ne İstanbul'da bir semtin, ne spor kulübünün, ne de İstanbul ve Siirt'te mübarek zatların adlarıdır.
Vefa; samimiyetin, sadakatin, muhabbetin, güvenin ve fedakarlığın öz kardeşi ve zamanın eskitemediği simadır, hayattır.
Vefasız hayat vefaTtır , memattır...
İnsanı zayıflatan önyargıları, kişinin Müslüman olmasına rağmen İslam Dinine olan gafletten de öte kindar kırmızı çizgileridir.
Dahası inançla, mukeddesatla, milletle kavga etmesidir. Bir de terki dünyadan sonraki haldir. Ölenin ne ile anıldığıdır. Rahmetle mi? ...
Mesele şekilden öte insan olmak ve bedenen ölse bile geride bırakılan hoş bir sada ile gönüllerde yaşayabilmektir.
İşte kişinin ölmesine rağmen amel defterinin kapanmaması, sadaka-i cariye budur işte...
İnsanın önünde ve arkasındaki unvana, kişideki makama, kişinin cebine, malına itibar etmeden; makamların ve rakamların; dünyanın aldatıcı çok yüzlü sahte elbiselere aldanmadan, cafcaflı-şatafatlı sayıların büyüsüne, kalabalıklara aldanmadan, hesaplara girmeden, insanı- malını- cebini-her iki cihan hayatını harcamayarak; yok etmeyerek; yalnız BİR için- sayıdan çok kaliteye - hasbiliğe- kardeşliğe - birlikte yürümeye-paylaşmaya-dostluğa önem veren; yolun şekline-zorluğuna bakmayan-gaddar insanlığa tekme vurarak nefsine dur diyen-kendisi için uzaklarda çırpınan-fedakarlık yapan-dua eden- terk etmeyen-bahane aramayan-yarı yolda bırakmayan-yolda inmeyen-yol değiştirmeyen-ben ben yerine biz diyen-Sizi tamamlayan-herşeye rağmen; Sizinle kavga etse de Sizinle yürüyen, şekilden öte insanlar varsa; Sizi kendine dert edenler varsa, Size evler-gönüller-zamanlar ayrılıyorsa...
Siz güçlüsünüz, Siz çok yönlü bir değersiniz.
Ve sayıları birkaç kişi olsa da bu özel ve güzel insanların kıymetini bilin, onlara değer verin-onları kaybetmeyin
Dün ile birlikte iseniz,kan bağından öte sizi unutmayanlar varsa,
arkadaşınız, dostunuz, kardeşliğe adım adım gidiyorsa Rabbim, Beni yalnız bırakmayan, bana hilkatin dışında da kardeşler nasip et diye duaya devam edelim.
Yâ Rab şu insanlığa hizmeti bir borç sayacak, aldatıcı dünya hayatını gaflet içinde kendisine maksat yapmayarak dünyanın her yerinde yalnız Rabbine kul olacak nesiller nasip edip Bizi de aynı dua ve şuurla bunlarla birlikte hareket eden samimi, sadık, vefalı ve imanlı kişilerden eyle!
Madem O var, herşeye gücü yetiyor, herşeyi gòrüyor, biliyor.
Gam yok, keder yok.
Varsın suskun desinler.
Ben herşeyi Ona havale ediyorum, Onu Vekilim ve Kefilim olarak tayin ediyorum. Madem O var...
Vefayı takımlarda, semtlerde, bozada ve yalnız maddede karın doyurmayı aramamak temennisiyle...