‘’Annem bana karne hediyesi olarak et almış’’

Öyle bir laf ettin ki çocuk, insanım diyen herkes gölgesini görünce hançer zannedecek.

Öyle bir laf ettin ki çocuk, vicdanı olan herkes bu acıya dayanamayıp göğsüne hançer saplayacak.

Öyle bir laf ettin ki çocuk, seni bu hale sokan vicdansız kalplere hançer saplandı.

Unutma çocuk bu karne hediyesini.

Unutma çocuk, seni sen yapacak bu kutlu hediyeyi.

Unutma ki, zalimlerden intikamını alabilesin.

Unutma ki, sana acı çektirenlere acı çektirebilesin.

Unutma ki, seni aç bırakanlara açlığı tattırabilesin.

Unutursan acın yerde kalır çocuk.

Çocuk, et yemek için belki karne, belki bayram bekleyeceksin.

Şunu bil, sen bize ebediyen et yemeyi haram ettin çocuk.

Sen;

Sokak çocuklarının sesi oldun.

Aç çocuklara sözcü oldun.

İşsiz kalan babanın.

İçin için ağlayan ananın sesi oldun.

Yalvaran gözlerle etrafa bakan.

Sadaka diye yalvaran çocuklara ses oldun.

Bir deri, bir kemik kalmış.

Boya cila diye bağıran.

Elleri fırça bile tutamayan O sese tercüman oldun.

Toz toprak elleri, çamurdan oyuncakları, O nurlu yüzlerin feryadı oldun çocuk.

Biz senin yıllarca hakkını yedik çocuk.

Yediğimiz içtiğimiz her şeyi, bize haram ettin çocuk.

Bize ne desen hakkındır çocuk.

Bizi bizle yüzleştirdin çocuk ‘’Al bu gözleri bizden, sök bu yüreği göğsümüzden, utanıyoruz yaşamaktan çocuk’’

Sana bu kaderi biz yazdık çocuk.

Sana bu zulmü biz yaptık çocuk.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol