Hiç ama hiç kimse bu vatanda, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ülkesinde sahip olduğu etiketle, unvanla, makamla, yetkiyle bir başka yurttaşı aşağılamamalı, küçük düşürmemeli, sıradanlaştırmak adına söz söyleyip menfi hareketlerde bulunmamalı.

Türk milletinin geçmişinden günümüze bazı meslekler vardır ki, ayrıcalıklı olmasa da alışmışız bir kez, el üstünde tutar, ehemmiyetle önemsediklerimiz arasında ilk sıraya koyarız.

Öğretmen, doktor, subay, polis ilk sıralardadır diye bilmekteyim.

Neden bu duygular içinde hareket edip bazı meslekleri önceliyoruz?

Eğitim, öğretim, sağlık, güvenlik konuları ve bu konularda görev alan insanımız sadece bir mesleğin ifasından öte Türk milletinin varlığı ve aydınlık geleceğinin temsilcileridir de onun için.

Anadolu da ekseriyetin bildiği bir hikâye vardır, büyükler gençlere anlatır ve vurgusu şu sözdedir; ” ben sana vali olamazsın demedim, adam olamazsın dedim” ..

Artvin'in Kemalpaşa ilçesinin 1.5 aylık Kaymakamı Mehmet Faruk Saygın'ın, ziyarette bulunduğu Kemalpaşa Çok Programlı Anadolu Lisesi'nde sınıfta kendisine "Hoş geldiniz" diyerek elini uzatan bir öğretmene "Bu ne hadsizlik" diyerek sınıftan kovduğu iddia edildi.

Öğrencisinin gözü önünde yaşanan olayın ardından öğretmen sınıftan dışarı çıkarken, kaymakamın olaya müdahale etmek isteyen bir başka öğretmeni de azarladığı öne sürüldü. ..

Ben bu meselenin yanlış aksettiğini, bu olayın yaşanmadığını, benimde yanlış bilgi aktarımında bulunarak hata yaptığımı düşünmek ve inanmak istiyorum.

Ben Gazi Mustafa Kemal Atatürk’le alakalı anı, anekdot, biyografi, tarih, tespit yazı ve kitaplarını okuduğumda biliyor ve hatırlıyorum ki, öğretmen mesleğini en önemli görerek değerli kılan, asıl savaşımız şimdi başlıyor, hiç bitmeyecek olan cehaletle savaştır diyen Atamızdır. ..

Çankaya’da bir ilkokul açılmıştı. Köşkün çevresinde bulunan bu okulu bir gün Atatürk ziyaret etmiş.

Öğretmen tahta başında öğrencilere ders veriyormuş.

Cumhurbaşkanı girer girmez saygı işaretini vermiş, çocuklar ayağa kalkmış ve oturunuz işaretini verdikten sonra yüzünü tahtaya çevirerek derse devam etmiş.

Atatürk, beş on dakika ayakta ders dinlemiş ve çıkarken öğretmen yine aynı ses, aynı eda ile çocukları ayağa kaldırmış ve oturunuz işareti verir vermez derse devam etmiş.

Gazi kapıdan çıkarken yanındakilere: – “Gördünüz mü öğretmeni?

Cumhurbaşkanına önem vermedi” demiş ve ilave etmiş: – “İlköğretmen vatanın en hayırlı elemanı.

Onlar vatan çocuklarıyla o kadar kaynaşmışlardır ki, adeta çocuklaşmışlardır.

Onların gözünde en sevgili öğrencilerdir.

Bu öğretmen eğer dersini bırakıp saygısını göstermek için yanıma gelseydi ve çıkarken beni merdivenlere kadar geçirse idi, öğrencileri gözünde küçülür, belki prestijini kaybederdi.

Öğrenci gözünde en saygılı, en büyük adam öğretmendir.” demişlerdir. ..

Zihniyetimiz, hayata, yaşama şeklimize, iyi ya da kötülerle münasebet şeklimize bakıp kesin ve keskin bir tavır almadıkça, falan yerde binlerce ton altın bulsak ta nafile, bin yıl yetecek petrol, gaz bulsak ta boş.

Ahlak ve seviyede çizgimizin sapmaması, toleransın hiç olmaması için Türk milleti olarak acil ve ivedi olarak tekrar düşünelim.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol