Hava şartları kimi bölgelerde oldukça sert geçerken bu mevsimde, kimi bölgelerde ise mevsim şartlarına oranla daha farklı bir sıcaklıkta geçmekte.
Her zaman söylendiği gibi, her şey zamanında güzel...
Bu olumsuz hava şartlarından etkilenen sadece bizler değiliz elbette.
Bizlerin dışında yaşayan diğer canlılar da bu hava şartlarından özellikle olumsuz etkileniyor.
Bizler her mevsim için farklı birikimler yaparak kendimizi bir şekilde geçindirecek ve bizleri sıkıntılara katlandıracak birikimlerimizi yaparız ancak doğada yaşam mücadelesi veren diğer canlılar için aynı imkanlar yok maalesef.
Havalar güzelken pek sorun olmasa da yağan kar onların işlerini bir hayli zorlaştırıyor.
Tarihin belirli dönemlerinde insanlar bu hava şartlarından etkilenen canlılara ulaşıp onların en önemli ihtiyacı olan yiyecekleri ulaştırmayı başarmıştır.
Dedik ya her dönemde böyleleri vardır ve belki de bu dünyanın güzellikleri onların yüzü suyu hürmetine bizleri buluyordur.
Konya’nın Taşkent’ine bağlı Balcılar Mahallesi’nden geldi buna benzer iç ısıtan bir haber.
Hasan Hüseyin Kahriman!
İç Anadolu’nun ayazı çok serttir her zaman.
Ovalar fazlaca olsa da etrafını çevreleyen yüce dağlar da vardır.
Oradan esen o sert rüzgârlar, insanın teninden geçip yüreğine kadar ulaşır.
Ancak bu soğukluk onların kalbine işlemez ve her daim güzel duygular barındırırlar.
Zorlu kış şartlarından etkilenen insanlara herkes yardım etmeye çalışır el verdiğince ancak diğer canlıları pek kimse göremez ya da görmek istemez.
Rabbim kimseyi rızıksız bırakmaz bu dünyada sadece birilerini o rızkı ulaştımak için aracı kılar.
Konyalı Hasan da bu ulaklardan biri.
Yiyecek bulmakta zorlanan kuşların kursaklarını doldurmaları için çok güzel bir yol bulmuş.
Bahar aylarından başlayıp son bahara kadar hem insanları hem de diğer canlıları besleyen ve kış ayları gelince de yapraklarından dahi arınarak derin bir yalnızlığa bürünen o güzelim ağaçların dallarına elmaları takarak kuşların açlıktan telef olmalarını engellemeye çalışıyor.
Ağaçlar yapraksız meyve vermeye başlıyor.
Etrafa hakim olan ve saflığa işaret eden beyazlığın içine bir ressamın fırça darbeleri gibi güzellikler ekliyor.
Elmalar rengarenk, kuşlar rengarenk ve cıvıl cıvıl...
Gökkuşağı hep yağmur sonrası çıkacak değil ya...
Görünen o ki kuşlar da bu ikramı geri çevirmeyip ağacın o çıplak dallarına konup bu zamansız gelen ancak her ne olursa olsun tam vaktinde gelen ikramları kursaklarına indirerek hayatta kalmaya çalışıyorlar.
Etrafa bakıp bakıp duruyorlar bu hediyeleri kimin getirdiğini görmek için.
Aslında gönderen belli de aracı kim?
Burada her ne kadar kuşların açlığını giderse de Konyalı Hasan, bir taraftan da yapraklarından arınıp koca kışı yalnız başına geçiren ağaçların da gönlünü hoş tutuyordu.
Bu mevsimde bile hatırlanmanın güzelliğini hissedebiliyorlardı.
Kış güneşi bu defa onların yüreğini ısıtıveriyor.
Merhamet, her zaman insanın yüreğinin bir yerinde var olmalı ve bunu bazen cümlelerine bazen de eylemlerine bulaştırmalı, onun o huzur verici kokusunu herkese ulaştırmalı.
İyilik yapmak istiyorsanız, başınızı biraz havaya kaldırıp etrafınıza bakmanız yeterli olacaktır.
Dallara taktığınız her bir elma yüreğinizde bir tomurcuk açtırtacaktır...