KIZLAR KARANLIĞA MAHKUM!

Eğitim öğretim dönemi başladı, moda tabirle ders zili de çaldı.

Maarif yöneticilerimizin sosyal medya paylaşımlarına bakıyoruz: neredeyse zil takıp oynayacaklar.

O kadar mutlu, o kadar neşeli paylaşımları var ki…

Bu paylaşımları görüp de şehirdeki aksaklıkları bilmeyenler yorumlarla ne güzellemeler yapıyorlar, tam evlere şenlik: Depreme dayanıklı modern okullarda ders zili çaldı.

Evet ders zili çaldı öğrenciler okullarına başladılar ama nasıl.

*

Konuya geçmeden önce bir hakkı teslim edelim.

2020 depreminden sonra yapılması gerekirken, Milli Eğitim İl Yöneticilerinin eğitimden çok Kızılay gibi yardım paketleri dağıtmaktan yapımına fırsat bulmadıkları birçok okulun yapımı mevcut İl Milli Eğitim Müdürü tarafından tamamlandı.

Hatırı sayılır sayısal bir oranda okulların yapımı bu eğitim öğretim dönemine yetiştirildi.

Zamanla birçok konuda eleştirdiğimiz Milli Eğitim Müdürü Sayın Mehmet Yiğit’e bu konuda teşekkür ediyoruz.

Ancak Sayın Yiğit’in yoğurt yiyişi ile alakalı ileriki günlerde değerlendirmelerimiz olacak olsa da hali hazırda; eleştirilmesi gereken iki konuyu sıcağı sıcağına gündeme almak zorundayız.

Birincisi gazetemizin dünkü sayısında da haberleştirdiğimiz Özel öğrencilerin taşınması ile alakalı konu.

Bir Nefes Spor Kulübü Başkanı Sayın Zehra Özkal özel öğrencilerimizin sesini duyurmak için gazetemize kadar gelip durumu anlattılar.

Ders zili çalmış olsa da, normal öğrenciler güle oynaya ders başı yapsalar da, bir yaz boyu ders zilinin çalmasını dört gözle bekleyen özel öğrencilerimiz ne yazık ki; güle oynaya okullarına giden akranlarının arkasından bakakaldılar.

Sebep çok komik ve oldukça basit.

Milli Eğitim İl Müdürlüğünün taşıma ihalesini zamanında yapmamış olması.

Yani maarif bürokratlarının ihmalkarlığını veya Sayın Zehra Özkal’ın deyimiyle bir yaz boyunca uyumalarının cezasını özel öğrenciler ve aileleri çekmekte.

İl Milli Eğitim Müdürümüz Sayın Mehmet Yiğit’in ivedilikle bu konuya bir neşter vurması gerekmekte.

İkinci konu ise okulların açıldığı günden bu yana duyarlı bazı büyüklerimiz başta olmak üzere birçok kız öğrenci ve velilerinin tepki gösterdiği İmam Hatip Lisesindeki uygulama.

Akıllara şenlik…

Merkez İmam Hatip Lisesinde sabah ve öğlen olmak üzere ikili bir eğitim sistemi modeli uygulanmakta.

Bu modele göre öğrencileri tasnif etmişler ve erkek öğrencilerin sabah üzeri eğitim almalarını, kız öğrencilerin ise öğlen sonu okula gelmeleri öngörülmüş.

Erkek öğrenciler için problem yok ancak kız öğrenciler saat 13:00’te ders başı yapıp akşam 19:00 veya 20:00’da okuldan ayrılıyorlar.

Kış mevsiminde saatin 19:00 olması demek akşamın karanlığı demek.

Bir çok cadde ve sokakta sokak lambalarının yanmadığını hepimiz biliyoruz.

Bu karanlık zaman diliminde ergenliğe yeni adım atmış, kız çocuklarını böyle bir sisteme böyle bir modelde eğitim almaya mahkum etmek hangi aklın hangi izanın mahsulüdür anlamış değiliz.

Gün içerisinde öğrencilerin tasnif edilip cinsiyet ayrımı yapılarak sabah ve öğlen olmak üzere ikili sisteme talim edilmesi elzemse; (ki elzem) neden erkek öğrenciler öğlen sonu değil de sabah eğitimine tabi tutularak kız öğrenciler mağdur ediliyor, birilerinin bunu açıklaması lazım.

Sayın Milli Eğitim Bakanı kız öğrenciler problem yaşamasın, her türlü toplumsal sıkıntılardan beri tutulsun bahanesiyle kızların ayrı okullarda eğitim görmesini önerirken Elazığ Milli Eğitiminde böyle bir uygulamaya geçit vermenin anlamı nedir?

Şimdilerde mevsimsel olarak saat 19:00’da hava kararmadığı için tepki gösteren kız öğrenci velilerinin sayıları az olabilir; bu kimseyi yanıltmasın.

Birkaç gün sonra bu saatlerde havaların kararmaya başlaması sancıların başlamasına neden olur ve bu sancılar da öyle böyle olmaz: 9 doğurtur bu modelin stilistlerine.

Demem o ki: Sayın Milli Eğitim Müdürümüz bu meseleyi bir an önce öncelikleri arasına almalı ve şehirde sıkıntılı bir durum olmadan bu sıkıntıyı gidermeli.

Sebep olarak öğretmenler istediği için tasnif bu şekilde yapılmış deniliyor.

Eğer doğruysa bu çok acı: zira öğretmenler için değil öğrenciler için eğitim sistemine ayar verilir.

Öğretmenler de inat ve ısrarla bu modeli ister kız çocuklarını akşamın karanlığında evlerine gitmeye mahkum ederlerse onlara da ayarı öğrenci aileleri verir, ki; bu da hoş bir sonuç doğurmaz.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol